Geçen haftaki yazımda, salgın nedeniyle ihracat rakamlarında ciddi bir gerilemenin olduğunu, daralan ihracat nedeniyle talep edilen KDV iadelerinde de bir düşüş yaşandığını ve KDV iade süreçlerinin uzadığından bahsederek, bu süreçlerin hızlandırılması gerektiğini kaleme almıştım.
08 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete’de Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 32 Seri No.lu Tebliğ ile 518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında belirlenen mücbir sebep döneminde mükelleflerin KDV iadelerinin nasıl alabileceklerine dair yeni bir düzenleme yapıldı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, mücbir sebep kapsamında olmasından ötürü KDV beyannamesi ötelenen mükelleflerden aldıkları malı ihraç eden ihracatçıların sorununu çözmek için yaptığı düzenleme aslında sorunu tam olarak çözmemekle birlikte, ihracatçılara da ek külfetler getirmektedir.
Yeni düzenleme neler getirmekte önce ona bir bakalım;
Hatırlanacağı üzere, 518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile mücbir sebep kapsamındaki mükelleflerin; Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait KDV beyannamelerinin verilme süresi 27/7/2020 tarihine kadar ertelenmişti.
Mücbir sebep kapsamında olsun veya olmasın, mükelleflerin KDV iade talebinde bulunabilmeleri için, söz konusu vergiye ilişkin beyannamelerin verilmesi ve bu beyannamelerde iadesi talep edilen KDV tutarının gösterilmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan, mücbir sebep döneminde de mükellefler ancak KDV beyannamesi vermek ve gerekli belgeleri vergi dairesine ibraz etmek suretiyle KDV iade talebinde bulunabilirler.
Söz konusu Tebliğe göre, KDV beyannamelerinin (uzayan) verilme tarihini takip eden aybaşına kadar (03/08/2020) yapılacak iade taleplerine (Artırımlı Teminat Uygulaması ve ön kontrol raporuna dayalı iadeler hariç) istinaden KDVİRA sistemi tarafından yapılan sorgulama neticesinde üretilecek “KDV İadesi Kontrol Raporu”nda yer alan sonuçlar bakımından aşağıda belirtildiği şekilde işlemler yerine getirilecektir.
- KDVİRA sistemi tarafından yapılan sorgulama neticesinde üretilen kontrol raporunda ve vergi dairesince yapılan kontroller sonucunda olumsuzluk bulunmadığı tespit edilen tutarlar bakımından mahsuben ve nakden iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilecektir.
- KDVİRA sistemi tarafından yapılan sorgulama neticesinde üretilen kontrol raporunda, alım yapılan mükelleflerin (alt mükellefler dahil) mücbir sebep nedeniyle KDV beyannamesi vermemesi ve/veya Ba-Bs bildiriminde bulunmamasından kaynaklandığı tespit edilen olumsuzluklara isabet eden kısmın;
İADE TALEP EDENLER | Mahsuben İade | Nakden İade |
HİS Sertifikası Sahibi Mükellefler | % 12,5 | % 30 |
İTUS Sertifikası Sahibi Mükellefler | % 25 | % 60 |
HİS ve İTUS Sahibi Olmayan Mükellefler |
| % 120 |
YMM Raporu, Vergi İnceleme Raporu veya Teminat Aranmayan Hallerde | % 50 |
|
YMM Raporu, Vergi İnceleme Raporu veya Teminat Aranan Hallerde | % 120 |
|
teminat verilmesi halinde yerine getirilecektir.
KDVİRA sistemi tarafından yapılan sorgulama neticesinde üretilen kontrol raporunda ve vergi dairesince yapılan kontroller sonucunda, yukarıda belirtilen sebep dışında tespit edilen olumsuzluklara isabet eden nakden ve mahsuben iade talepleri, genel hükümler çerçevesinde yerine getirilecektir.
518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca KDV beyannamelerinin (uzayan) verilme tarihinin dolmasına müteakip bu bölümde yer alan düzenlemelerden yararlanılan iade taleplerine ilişkin olarak KDVİRA sistemi tarafından yeniden sorgulama yapılarak rapor üretilecektir. Mükelleflerin mücbir sebep kapsamındaki dönemlere ilişkin nakden ve mahsuben iade talepleri bu raporlar dikkate alınarak vergi dairelerince genel hükümler çerçevesinde sonuçlandırılacaktır.
Yeni yapılan düzenlemeye bakıldığında, mücbir sebep kapsamında bulunmalarından dolayı KDV beyannamesi vermesi ötelenen firmalardan mal alan ihracatçıların KDV iadelerinden yaşanan sorunlara sadece şeklen bir çözüm getirilmiş gibi görünüyor.
Bu tebliğ sorunu çözmek adına, düzenli ihracat yapan firmalara ek külfetler getirmekten başka bir düzenleme içermiyor maalesef.
Neden külfet diyorum, çünkü; Hızlandırılmış KDV İadesi Sertifikası (HİS) ve İndirimli Teminat Uygulaması Sertifikası (İTUS) her mükellefe verilen haklar değil. Vergi kanunlarına uyan düzenli bir vergi mükellefiyeti ve ağır şartlar gerektirmektedir. Hal böyle iken ihracatçıların kendilerinden kaynaklanmayan bir sebepten ötürü KDV iadelerini almak için ilave teminat mektubu maliyetine katlanmaları sadece şeklen olaya bir çözüm getirmekten başka bir şey değil.
Üstelik iade talep eden firmanın teminat verme zorunluluğu sadece alım yapılan mükellefleri değil, mücbir sebep nedeniyle beyanname vermeyen tüm alt mükellefleri kapsamaktadır. Tebliğde birinci altta yer alan mükelleflerin beyanname vermemesi durumunda ne kadar teminat verilmesi gerektiğinin hesabı yapılmış, ancak ikinci ve daha altta yer alan mükelleflerin beyanname vermemesi durumunda hesaplamanın nasıl yapılacağı belirtilmemiştir. İhracatçının zaten alım yaptığı firmaların kimlerden hangi oranlarda mal ya da hizmet alımı yaptığını bilmesi de mümkün değil.
Sevgili okuyucular görüldüğü üzere, mevcut sorunun çözümü için yapılan bir düzenleme, sorunu çözmek yerine başka sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor ise bu durum konunun etraflıca değerlendirilmeden bir düzenleme yapıldığı izlenimine yol açıyor.
İhracatçıların bu dönemde, KDV iadelerini hiç alamamaları yerine elbette almaları ve nakde erken kavuşmaları çok önemli. Ancak böyle bir ortamda bunu daha az maliyetle yapmaları ve finansal yükten kurtulmaları daha uygun olurdu.
Bir an evvel güzel günler görmek dileğiyle, tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.