Gaziantep’te yaşamaktan mutlu musunuz deseler maalesef Mutsuzuz derim. Elbette sadece pahalılıktan, trafikten, yollarda insanları çıldırtan rögarlardan, denetimsizlikten, bir nohut dürümünün 20 lirayı geçtiğinden, artık kelle paça ve beyran yemenin lüks olduğundan, baklavalara- kadayıflara sadece vitrinden bakılır hale geldiğinden dolayı değil mutsuzluğumuzun esas sebebi. Asıl mutsuzluğumuz şehrimizin bu hale gelmesi. Gaziantep daha önce de yazdığım gibi artık yaşanacak yer olmaktan uzaklaşıyor, üstelik bu yönde hayli hız yol alıyor. Artık ne Muhacirlik-ne de eski Ensar'lık kaldı bu şehirde. Elini kolunu sallayan geldi, şimdi elini kolunu sallayarak caddelerde sokaklarda gezinip duruyorlar. Sevdiğim şehri tanıyamıyorum artık. Geziyorum, dolaşıyorum her yeri. Ve kendimi yabancı hissediyorum maalesef… SEVGİLİ GÖÇ İDARESİ KAPATIN ARTIK Bu konuda ne zaman yazsam rahatsız olanlar var elbette. Ama arkadaşlar bu şehir bizim şehrimiz. Bu şehre bu kadar yabancı doldurulur mu? Allah aşkına buna bir dur deyin. Kapatın bu şehri yabancılara. Yeter çünkü. Eğer buna dur denilmez ise, gerçekten Gaziantep’te sıkıntılar daha da büyüyecek. Gelen gelmişti eskiden, hadi savaş filan denildi duygular ağır bastı idare edildi. Ama bu şehirde şu anda ne olduklarını bilmediğimiz inanılmaz yabancı var. Çıkın gezin cadde ve sokakları. Ya bir şehir bu kadar mı değişir, bu kadar mı kendine yabancılaşır? Eski Gaziantep’ten eser kalmadı inanın. Göç idaresi ne yapar ne işe yarar? Dünyanın neresinde görülmüş bir şehre bu kadar yabancı almak. Durdurun kardeşim KAPATIN artık yerleşimleri girişleri… Yoksa Gaziantep’i terk etmemiz mi isteniyor onu da anlayamıyorum vallahi… Ama bilinsin ki biz terk etmeyiz… Mezarımız burada olacak… ŞAKA YAPMIYORUM BİRİNCİ SIRADAYIZ Bakın birinci sıraya yükselmişiz… Ama üretimde, yemede içmede filan değil, gıdadaki enflasyonda birinciyiz. OECD ülkeleri arasında, yüzde 99 gıda enflasyonu ile Türkiye'miz ekimde açık ara lider olmuş. Bizi yüzde 42,9 ile Macaristan takip etmiş ve ikinci olmuş. Litvanya’da gıda fiyatları 33,7, Letonya’da ise yüzde 29,5 artmış. Yani görünen o ki OECD ülkeleri arasında elimize kimse su dökemez hale gelmiş. Geçenlerde yine yazdım ülkede fiyat kontrolü kalmamış durumda. Kalite deseniz zaten bitmiş gibi. İnanın Türkiye bu kadar kendi haline bırakılmamış, tüketici çaresiz kalmamıştı. Hele fiyatlar tam evlere şenlik. Adeta kör tuttuğunu öpüyor. Yani o noktaya gelmiş durumdayız. YEREL BASINDA DAĞINIKLIK VE BAŞIBOZUKLUK BU GİDİŞLE ASLA DÜZELMEYECEK Gaziantep yerel basınında gerçekten dağınıklık, disiplinsizlik, başıboşluk, keyfilik, ahlaki yönde çok tartışılacak gazeteciliği kötüye kullanma ve birçok olumsuzluklar yaşandığını bilmeyen yok. Aslında bu şehirde yıllardır gazetecilik mesleği, kuralsızlıkları kendine meslek edinmişlere göz göre göre teslim edildi. Yani nasıl ki elini sallayan Suriyeliler bu şehre kontrolsüz şekilde gelip yerleşti ise, iki satır yazamayan, iki cümle kuramayan kişiler de gazeteciyim diye ortaya çıktı. Ve bu şehrin üst kademesinde yer alanların adeta onları teşvik edercesine desteği basın değerlerini sildi süpürdü. Bunu özellikle Belediyeler ve büyük holdingler ile siyaset kurumları sağladı. Hatta ekonomik olarak kapılarını çalan herkese sorgusuz sualsiz parasal destek verdiler. Bazılarının işine geldi o gazeteci geçinenleri tetikçi olarak kullanmaya başladı. Cemiyetler de göz yumdu, üstelik üyelik yaparak güç elde etti. Sonuçta dijital dünyada sayfa açan, ayda yılda bir gazete çıkartan, hatta gazete çıkarırmış gibi yapıp çıkarmayanlar gerçek gazeteciler ile aynı kategoriye konuldu. Sonuç olarak gazetecilik resmen ayağa düşürüldü. Dert yanan şikâyet eden, aleyhlerinde yalan haber yapılan iş adamları ve sanayiciler kendi kaderine terkedildi. Haliyle onlar da baktılar olacak gibi değil, her gazeteciyim diye kapılarını çalanlara küçüğünden büyüğüne kadar para vermeye başladı. Bu sorun Gaziantep’in kanayan yarası aslında. Ki o kadar büyük ki, şimdi yasalar ve kurallar ölçüsünde kontrol edilemez noktaya gelindi. G10 BİRLİKTELİĞİNDEN AYRILDIK Şimdi gelelim asıl söyleyeceklerime. Önce biraz bilgi tabii. Biz resmi ilan alan bir gazeteyiz. Gaziantep27 gibi şehirde bu kapsamda olan 14 gazete var. Kadrolarımızda 6’dan eksik olmamak kaydıyla 212 sayılı yasaya göre sigortalı çalıştırmak zorunluluğumuz var. Birde bunun dışında yine sigortalı personeli ekleyelim. Yani öyle ki 1-2 kişiyle gazetecilik yapmıyor, maliyeye kayıtlı olan ve vergi veren gazeteleriz. Yılın başında bu kapsamdaki 10 gazete olarak bu şehirde düzgün gitmeyen şeyleri düzeltme adına ortak hareket etmeye, haklarımızı arama ve korumaya karar verdik. Adını da, açılımı ( Gaziantep Yerel Gazeteler Birliği) olan G10 koyduk. Hedeflerimizden birisi de yukarıda belirttiğim düzensizliklere son verme adına, gazetecilik değerlerini korumak için harekete geçmek, kurumları ve kuruluşları uyarmak, onlara uğradıkları mağduriyet konusunda yardımcı olmaktı. Çok iyi çalışıldı herkes emek sarfetti. Hatta Türkiye’de Gaziantep’i örnek gösterecek kadar etkili işler yapıldı. Ama ilerleyen zamanda bazı gidişatlara Gaziantep27 olarak ayak uyduramadık. Haliyle bir süre bekledik ve sonunda 10 yerel gazeteden oluşan G10 birlikteliğinden ayrılma kararı aldık. Bundan sonra kalan 9 gazetenin ve değerli sahiplerinin bu birlikteliği devam ettireceğini umuyor, başarılar diliyor saygılar sunuyoruz. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR