Bunun adı futbol mu ?
Deplasmanda beraberlik iyidir..
Ama bu Beşiktaş karşısında alınan bir puana sevinmediğimi söylemek istiyorum..
Dün akşam Antalya Mardan stadında, Gaziantepspor'un karşısındaki takımın adı Beşiktaş olunca, oyun anlayışı gol yememek üzerine kurulu oluyor.. Duran toptan golü bulunca da üzerine yatmaya çalışıyor ve sonunda beraberliği zor kurtarıyor.. Özellikle son dakikalarda kaleci Karcemarkas olmasa, belki de sahadan mağlup ayrılacak..
Oysa Beşiktaş o kadar eksik ki, maça 17 kişiyle gelebilmiş.. Dünyanın oyuncusu yok.. Maç tarafsız sahada, yani deplasman dezavantajın yok.. Bu korkaklık nedir, futbolu seyrettirmeyecek kadar nefret ettiren düşünce nedir, inanın anlayamıyorum..
İnanın maçı televizyondan izlerken özellikle ilk yarısında uykumuzun gelmemesi için digitürk 23. kanalda oynanan Rize-Samsun maçına döndük..O maçta müthiş bir çekişme vardı. Hüseyin Kalpar'ın talebeleri ev sahibi Rize'yi hallaç pamuğu gibi atıyorlardı.. Samsun'un 1-0 kazandığı O mücadeleyi inanın bırakmak istemedik.. Sahada izlediğim Samsunspor'u geçmişte Prekolu, Desireli Gaziantepspor'a benzettim.. Kalpar o zamanda da Gaziantepspor'u aynen böyle oynatıyordu..
Öyleki, ara sıra kumandanın düğmesine basarak sadece skorunu görmek istediğimiz Beşiktaş-Gaziantepspor maçındaki görüntüye bile tahammülümüz kalmadı..
Oysa eskiden Gaziantepspor'u izlerken nefes almaya bile fırsat bulamazdık.. Şimdi ise sadece eziyet veren bir takımı seyretmeye mahkumuz..
Doğrusunu söylemek gerekirse, seyir zevki bakımından futboldan nefret ettirecek bir oyun sergileyen Gaziantepspor'dan fazla bir beklentimiz kalmamıştır..
Bu kadar masrafa, bu kadar çabaya ve herbiri birbirinden değerli oyunculara karşılık ilk yarıda 24 puan toplanması, bana göre hayal kırıklığıdır..
Tabii tek hayal kırıklığı puan değildir..
En önemlisi oyun anlayışıdır..
İnanın kendi takımım olmasa, insanı futboldan soğutan bu oyun anlayışına bir dakikamı bile feda etmem..Ne yazık ki buna mecburuz..Çünkü biz her ne kadar kötü yönetilse de, her ne kadar yanlışlar yapılsa da, Gaziantepspor'luyuz..
NE HALİNİZ VARSA GÖRÜN
Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte, şehrimizde gerek ulaşımda gereksede ısınma konularında yaşanan sorunlar tavana vurmuş durumda.. Aslında ulaşımdaki sıkıntıya galiba bizi alıştırıyorlar.. Önemli cadde ve bulvarlardaki kilitlenmenin önüne bir türlü geçilemeyişini, biraz da vatandaşları kendi haline terketmekle eşdeğer olarak görüyorum.. Yani kaba tabir ile ne halleri varsa görsünlerdeniliyor..
Gerçekten de ne halimiz varsa görmeye mahkum edilen bizler, bu kentte ulaşım yönünde örgütlü biçimde ağzımızı açmıyoruz.. Bireysel itirazlar veya tepkiler, kent trafiğini dizayn etmekle yükümlü olanları etkilemiyor..Korkutmuyor..Onun içindir ki, kavşaklardaki kilitlenmeye, göz açıp kapayıncaya kadar yanıp sönen trafik ışıklarına, bazen kilometreyi bulan kuyruklara aldırış etmiyorlar..Sorunu bilimsel veya pratik yollu dile getirenleri ise ciddiye almıyorlar..Son örneği Kent konseyi'nin ulaşım ve trafik yönündeki çalışmalarının bir sonuça ulaştırılmaması gibi.. Aslını sorarsanız tepki toplumundan itaat toplumuna çoktan geçtik de, kendimizi kandırıyoruz..
ÖZEL İDARE ŞAŞIRTIYOR
Lafı uzatmaya gerek yok.. Özel İdare'nin ehil ellerde olmadığı yolundaki kuşkularım, geçen haftaki okullarda kaloriferlerin yanmayışı gerçeği ile pekişti..
Aslını sorarsanız buna MİLLİ EĞİTİM DE ŞAŞIRTIYOR eklemesini yapmalıyım.. Konu okullar ve 15 aralık tarihine rağmen hala yanmayan kaloriferler.. Haliyle soğukta ders yapmak zorunda bırakılan öğrenciler.. Konuyu gazete olarak gündeme getirdikten sonra yaşadıklarımız karşısında inanın çok üzüldüm.. Herkes kusuru birbirine atıyor ve son durak olarak Gazdaş gösteriliyor..Gazdaş ise yaptığı açıklamayla kusurunun olmadığını iddia ediyor..Şöyleki bize gönderdikleri açıklamada haberinizde adı geçen okullar için test çalışmalarını 15 aralık tarihi itibarıyla tamamladık. OKULLAR VE SAĞLIK KURULUŞLARI MÜRACAAT ETTİKÇE doğal gazın sağlanması için çalışmaya devam ediyoruzdiyor..Yani onlara müracaat etmezseniz, işin peşine düşmezseniz doğal gaz bağlanmayacak..
İYİ Kİ HASSAS BİR VALİ VAR
Peki kim müracaat edecek? Herhalde öğrenciler veya velileri değil.. İşte söylemek istediğim konu da budur sevgili okurlarımız..
Öncelikle Milli Eğitimi yönetenler, kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte tüm okullarda ısınma problemlerini araştırıp öğrenmeli ve tedbirlerini almalıdır.. Sorunlu gözüken okullar için harekete geçmeli, takip etmeli ve zamanında yakıtların yanması için görevini yapmalıdır..
Bu olayda işin içine doğalgaz girdiği ve ihale sorumlusu olarak özel idare yetkili konuma geçtiği için, milli eğitim yetkilileri topu kendisinden atmıştır..Özel idare ise, özellikle genel sekreterinin işi başından aşkın olduğu için ihale sonrası işin peşine düşmemiştir..Orada da işleyiş ve takip yönünden sıkıntı olduğu ortada.. Doğalgaz yetkilileri de kendilerine birşey söylenilmediği için okulları kendi haline bırakmıştır..Tipik hantal devlet ve sorumsuz bürokrat işleyişi yani..
Neyse ki hassas bir Vali var da konuya hemen el atıyor. Gazetemizin haberinden sonra sorumsuz davranan herkesin önce ağzının payını veriyor, sonra da işi bir gün içinde çözerek okullarda kaloriferlerin yanmasını sağlıyor..
YAŞAR AĞYÜZ'ÜN
SORUMLULUĞU ARTMIŞTIR
Geçen kurultayda önünü kesmişlerdi, hemde kendi teşkilatının önde gelenleri.. Bunda da başarılı olmuşlar ve Önder Sav'a bağlı teşkilat, Yaşar Ağyüz'ü Parti Meclisine seçtirmeme yolunda başarılı olmuşlardı.. O dönemde bu olayın perde arkasını kaleme almış ve olan Gaziantep'e oldudemiş, örnek olarak da Cehennem Zebanisi hikayesini anlatmıştım.. Bilmeyenleriniz için isterseniz bu cehennem zebanisi hikayesini iyice özetleyerek bir kez daha yazalım..
Adamın birisi ölmüş ve öbür dünyada sorgulandıktan sonra cehenneme gönderilmiş.. Yanında cehennem zebanisiyle birlikte götürüleceği yere giderken, kocaman kocaman kazanlar ve herbirinin başında da eli tokmaklı bir zebani olduğunu görmüş.. Zebani kazanda yananlardan hangisi kafasını kaldırıp çıkmaya çalışsa tokmağı kafasına indiriyor ve tekrar kazanın dibine gönderiyormuş.. Ancak bir kazanın yanından geçerken başında eli tokmaklı zebani olmadığını görünce hemen kendisini yanacağı yere götüren zebaniye dönerek bu kazanda niye zebani yokdemiş.. Zebani dönmüş ve orası Antepli'lerin yeri, orada zebaniye gerek yokdemiş. Adam bu sefer daha merak etmiş ve niye yokdemiş.. Bunun üzerine Zebani Antepli'ler birisi yükselmeye başlarsa, hemen ayağından aşağı çekerler, onun için bize gerek yokdemiş..
Maalesef Gaziantep'te sadece siyasette değil, her konuda, hatta bizim sektörümüzde bile birisi yükselmeye başlarsa, hemen o kişi karalanmaya ve kötülenmeye başlanır. O insanın önünü kesmek için her türlü kötülükler yapılır.. İftiralar atılır.. Hele iş Antep Kara'sı atılmaya giderse, yandı gülüm keten helva.. İşin yoksa uğraş dur.. Antep karasının son versiyonuna da size öbür hafta yine farklı örneklemelerle yazacağım..
CHP GAZİANTEP'TE DEĞİŞİM OLMALIDIR
Dönelim yine CHP'ye ve Yaşar Ağyüz'e.. Görünen o ki, bu kez Ağyüz'ün yolunu kesemediler.. Zaten Kemal Kılıçdaroğlu 68 kişilik blok listeye doğrudan adını yazınca iş bitti.. Haliyle Ağyüz'ün eli çok güçlendi..
Bu işin bizi ilgilendiren bölümü elbette ki Gaziantep.. Yıllardır Gaziantep CHP'de sıkıntılar mevcut.. Kısır çekişmeler, kişisel hırslar, kendini birtürlü yenilemeyen insanların köşe başlarında yer tutmaları ve yaşanan birçok olumsuzluklar sonrası partinin gücünün iyice azalması..
Buna karşılık genel merkezin Gaziantep'e sürekli sorunlu il olarak bakması ve çözüm konusunda hiç oralı olmayarak, yanlış yapan kişilere adeta prim tanıması.. Yaşar Ağyüz bu ortamı en iyi bilenlerden birisi. Hatta biraz eleştirel bakacak olursak, böyle olmasında katkısı bile vardır.. Ama şimdi durumlar değişti.. Kemal Kılıçdaroğlu partiye yepyeni bir ivme kazandırıyor.. Deniz Baykal ve Önder Sav gibi düşünenlerin küçük olsun benim olsun anlayışı ile CHP'yi bir adım ileri götürmediği gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır..
Gaziantep'te de bu zihniyette olan kişilerin sayısı yadsınamayacak kadar fazladır.. Ama At sahibine göre kişneyeceği için o siyasiler için artık şapkalarını önüne koymak zorundadır..
Bu ciddi gelişme sonrası, hem Gaziantep'te bütünleşme, hemde genel merkez ile diyalog konusunda yollar açılmış sayılır.. Yeterki Sayın Yaşar Ağyüz kendisine yüklenen misyonu gerektirdiği gibi yerine getirsin.. Sorumlulukları üstlensin ve geçmişten ders alarak, bundan sonraki yol haritasının çizimine rehber olsun.. Bu güne kadar sadece milletvekili olarak üstlendiği görevin, şimdi daha farklı hale dönüştüğünün bilincinde olsun..
Şu bir gerçek ki, Gaziantep teşkilatında mutlaka değişim yaşanmalı.. Ama bunu yerine getirirken, kırıp dökmemek gerekiyor. Dahası partiye katılım konusunda kesin çizgiler yerine daha ılıman davranıp kucaklayıcı olmak, CHP'nin Gaziantep cephesini genişletecek ve güçlendirecektir.. Herkesin özeleştiride bulunması ve bir zamanlar kale olan Gaziantep'in nasıl bu durumlara geldiğinin ciddi boyutlu araştırması yapılmalıdır.. Yaşar Ağyüz'ün Parti Meclisi üyesi olarak tüm bunları objektif şekilde değerlendirmesi ve öncülük etmesi bekleniyor..
Not: Bu arada geçen hafta CHP ile ilgili yazmış olduğum yorum için arayanların aynı görüşü paylaşması çok önemlidir..Bunlardan birisinin çektiği faksta Sayın Özekşi, Gaziantep'te CHP'lilerin yüzde 80'i sizinle aynı görüşü paylaşıyordemesi dikkat çekicidir..Sayın Ağyüz'ün bunları da göz önünde bulunduracağını düşünüyorum..
FAHRETTİN USLUSOY'UN
BUNDAN HABERİ YOKTUR
Şahsen ben öyle düşünüyorum..Yanılıp yanılmadığımı bu yazıdan sonra elbette göreceğiz..Ama basit gibi gözüken bu tür işlerin, muhatap vatandaşlar tarafından ne kadar önemli olduğunun bilinmesi gerekiyor.. Gaski Genel Müdürü Sayın Fahrettin Uslusoy'un eleştiri ve önerileri son derece ciddiye alan bir kişi olduğunu biliyorum.. Bazen yazmaya bile gerek kalmadan kendisine ilettiğim sorunlar olmuş ve süratle çözümlenmiştir. Ancak bu mektubu mecburen yayınlıyorum, çünkü Gaski başta olmak üzere belediyelerde diğer birimlerde çarkın nasıl döndüğü, vatandaşın nasıl çaresiz bırakıldığı görülsün istiyorum.. Lafı fazla uzatmıyor ve Kemal Tercan isimli vatandaşımızın göndermiş olduğu mektubu Sayın Fahrettin Uslusoy'un dikkatine sunuyorum.
Sayın ÖZEKŞİ,
Öncelikle bir Gaziantep sevdalısı olarak çalışma ve çabalarınızın devamını dilerim. Değirmiçem Mah. Prof. Muammer Aksoy Bul. Barış Apt. No:65/16 da ikamet etmekteyim. 26.11.2010 Cuma günü apartmanımın kapısı önündeki kaldırımın altından su fışkırdığını gördüm beni ilgilendirmez demedim. Vatandaşlık görevi bilinciyle ilgili GASKİ idaresini telefonla aradım. 29.11.2010 günü görevliler gelerek arızayı bularak tamir ettiler. Ancak binanın suyunu kesmişler. Görevlilere niçin kestiklerini sorduğumda biz şehir şebekesindeki arızaya bakarız bina içini siz bağlayın demeleri üzerine tekrar GASKİ'yi aradım. Aynı cevabı aldım ancak şehir şebekesindeki arıza nedeniyle bina bağlantısını siz kestiniz üstelik bina bağlantısı etrafı izole edilmediği için yağan yağmur suyu bina temel duvarından kazan dairesine akmaktadır. Kaldırım hala yapılmamıştır. Çamur deryası halinde bırakılan cadde üçüncü kez telefonumla gelişi güzel yıkanmıştır. Halen bina giriş bağlantısı girişi ve kaldırım yapılmamıştır. Bu konuda Büyükşehir Belediyesinden Sayın Settar Çanlıoğlu'nu, onun havale ettiği GASKİ görevlisi Sayın Kafadaroğlu'nu, Şehitkamil Belediyesini, oranın yönlendirdiği yetkiliyi defalarca aradım. Bu yetkili imza toplayarak müracaat ve şikayet edebileceğimi bildirdi. Yetkili kimdir, sorumlu kimdir belli değil ama mağdur benim. Benim gibi apartman sakinleri ve yoldan geçenler.
Sayın Özekşi telefonla aramalarım konuşmalarım kayıt altına alındığı kasetle iletişim kuran veya diğer telefonlarda herhalde kayıtlıdır. Aracılığınızla sayın yetkililere sesimi duyurmak istiyorum lütfen duyururmusunuz. Saygılarımla
Kemal TERCAN Adres: Değirmiçem Mah. Prof Muammer Aksoy Bulvarı. Barış Apt. No:65. Tel: 0533 388 12 66 Şehitkamil / Gaziantep