Bugün Tüm Türkiye'nin gözü Ankara'da Türkiye Futbol Federasyonu seçiminde olacak. Bu seçim Gaziantep olarak bizleri de yakından ilgilendiriyor.. Çünkü TFF Başkan adaylarından birisi Gaziantepli Ata Aksu'dur.. Eğer seçilmesi halinde, şehrimiz adına Hokey Federasyonu Başkanı olan Sadık Karakan'dan sonra ülke tarihinin futbol hanesine GAZİANTEP adı yazılacaktır.. Bunun ötesinde gerek sportif tesis, gereksede sahiplenme açısından sürekli üvey evlat muammelesi yapılan şehrimizin, bu yönlü çalışmalarında Ata Aksu'nun katkıları istenecektir..

Olaya bu çerçeveden baktığımız için, gazete olarak üstlendiğimiz misyon gereği, Ata Aksu'nun desteklenmesi gerektiği yolundaki düşüncelerimizi sizlerle paylaştık.. Desteklenmesini isteyeceğimiz bu kişi Ata Aksu da olmayabilirdi.. Adı, Ahmet, Mehmet veya herhangi birisi.. Eğer Gaziantepli ise, veya Gaziantep'te yaşıyor ve bu kente sosyal - kültürel - eğitim- ekonomik ve istihdam yönlü katkıda bulunuyorsa, biz o kişinin nüfus cüzdanına bakmaz, O'nu bir Gaziantepli kabul eder, böyle zamanlarda devreye girer ve kazanması için üzerimize düşeni yapardık.. Çünkü konulara bakış açımız budur..

Ancak bu süreç içerisinde ilginç gelişmeler oldu..Gaziantepspor'u emanet ettiğimiz İbrahim Kızıl, Gaziantepli adayı değil, Beşiktaş'ı borca batıran, iş ortağı Yıldırım Demirören'i destekleme kararı aldı. Bu karar kişisel alınmış olunsa kimseye tek laf edemeyiz. Ama karar, Gaziantepspor olarak alınıyorsa, o zaman bu kentin adını taşıyan kulübümüzü temsil edenlere itiraz etme hakkını kendimizde buluruz.. Kaldıki olayı Gaziantep hudutları dışına çıkartacak ve Türk futbolu olarak ele alacak olduğumuzda, şike söylentileri dahil tüm olumsuz icraatlarda adı geçen birisinin TFF Başkanı olmasına da bir vatandaş olarak itiramız vardır..Her ne kadar bugün yapılacak olan seçimde ibreler Demirören'i gösterir gibi olsa da, gizli oylama olacağı için Ata Aksu'ya şans doğabilir diye düşünüyorum..

GAZİANTEP LOBİSİ HİÇ OLAMAYACAK MI

Yeri gelmişken belirtmeye gerek duyuyorum.. Biliyorsunuz, bugün Türkiye'de gerek bürokratik gereksede siyasi ve spor yönlü olarak Gaziantep lobisinin olmayışı, şehrimiz adına ciddi bir dezavantaj teşkil etmektedir..Gaziantep denilince gerek siyasi, gerek sportif alanlarda etki yaratacak bir güce sahip olmamız gerektiği, ancak bunun yeterli olmadığı net şekilde ortaya çıkmaktadır.. Maalesef bu konuda dayanışma yönlü zaafiyetlerimiz var..Tabii birde lokomotiflik yapacak lider vasıflara sahip insanlarımıza..Küçük olsun benim olsun anlayışının hüküm sürdüğü şehrimizde, bu parçalanmışlık, lobi ve güçler kavramını gerçekleştirmemizi engelliyor..Geçmiş dönemlerde bu rolü Sayın Abdülkadir Konukoğlu'na biçmiştim ama, ilerleyen zaman sürecinde nedendir bilinmez kendini geri plana attığını gördüm..Şimdi Nakıpoğlu çıkışı var ama, benim bahsettiğim manadaki çıkış değil tabii..

SÖZ VATANDAŞIN

Son dönemlerde şikayetler fazlalaşmaya başladı..Gelen yorumlar, mailler ve faksları sizlerle paylaşmak durumundayım..Onun için de satır başlarıyla yerimizin olduğu kadarıyla yayınlamak istiyorum..İşte bu şehirde yaşayan vatandaşlarımızın şikayetleri:

Yollarımızın durumu içacıcı değil

Sayın Özekşi, şehrimizde ki yolların durumu ne yazık ki içaçıcı değil. Her sene özellikle de bazı bölgeler kazılıp yeniden yapılmaya çalısılıyor. Bir kar yagısından sonra ki yolların görüntüsü, Gaziantep gibi metropol bir şehre yakısmıyor. Gerekli kaliteyi sağlayamazsanız, ne yazık ki istenilen düzeyde yollarımız olamaz. Kaliteden taviz vermeyip, gerekli denetimlerin her daim olması gerekiyor ki, ortaya sağlam yapıda yollar çıksın. Ama bu durum ne yazık ki işlemiyor.

Kaldırımlarımız utandırıyor

Sayın Asım Güzelbeye duyrulur. Acaba bu şehirdeki kaldırımlardan haberi var mı? Ne Belediye, ne de Zabıtalar bu konuda üzerlerine düsen görevi yerine getiremiyorlar. İşlerine geldigi zaman hareket ediyorlar. Bir uyarı ile geçistiriyorlar ama sonrasında hersey yine eskisi gibi olmaya devam ediyor. Neden? Çünkü denetim yok, caydırıcı cezalar yok. Hal böyle olunca, esnaflarda bundan vazgecemez. Halkı düsünen kim, yayaların halkın yolu oldugunu düsünen kim..!

Kale altında peynirciler kaldırımı işgal etmiş

Çok rahatsız edici bir durum. Bir gün yabancı misafirlerimi gezdiriyorum kale altında peynirciler kaldırımları işgal etmiş leş gibi bir peynir kokusu bu kadar tarihi dokuya para harcanıyor ama turist kaldırımda yürüyemiyor. İlerlerken esnafın biri bir kova hala unutamadığım o kokuşmuş peynir suyunu misafirimin ayağının dibine döktü sonra kahkaha attı..Lütfen kalealtı esnafına el atın toz toprak içinde güneş altında sineklerle kokuşmuş peynir ve zeytinler yürünemez kaldırımlar.

Havaalanında yolcu bekleyenler üvet evlat mı

Şehrimize gelen yolcuları karşılayanların terminal dışında bekletilmesine, yazın sıcakta kışın soğukta beklemesine bir çözüm bulunması gerekir. Şehrin en modern yüzünde yolcu karşılayanları insan yerine koymamak kadar kötü bir ironi olabilirmi. Sanırım sayın Vali'nin bundan haberi yoktur.

Müzeler kadar toplu ulaşıma da önem verilsin

Sayın Güzelbey, her seferinde tarihten, müzeden bahsediyorsunuz. Eyvallah. Keşke müzelere verdiginiz ilgi ve alakayı, toplu ulasımada verseniz. Neden böylesine önemli bir konuya, yeterince ilgi göstermiyorsunuz?

UKOME neden işlevsiz

Gaziantep gibi Büyükşehir de UKOME'nin işlevsiz kalması hakikaten büyük bir eksiklik. Büyükşehir Belediyesi, böylesine bir uygulamayı neden daha aktif duruma getirmez, buda tartışılacak bir konu. Sanırım pek umurlarında değil. Oysa bu gibi uygulamaların Türkiyenin önemli şehirlerinde saat gibi işlendigini biliyoruz. Demek ki Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep halkına bu hizmeti çok görüyor. Ya da bu görevi layıkıyla yerine getirmek istemiyor..!

Toplu taşımada eziyetler bitmez

Toplu taşımada yaşanılan rezaletler bitmez diyorum. Defalarca kez hem Gaziantep27 sayfası dile getirdi, hemde okuyucular görüşleriyle. Ama değişen bir sey yok. Yaşanılan sıkıntılar her gün devam ediyor. Gaziantep gibi büyük bir kente yakışmayack bir durum. Otobüslerin eksikliği, şoförlerin eğitimsizligi hatsafhada oldugu sürece, insanların toplu tasımada yaşadığı eziyetler sona ermez. Toplu tasımanın istenilen düzeye gelmesi için, Büyükşehir Belediyesi özverili olmalı.

Güzelbey neden üstlenmiyor

Büyükşehir Bld. Başkanı Sayın Güzelbey, Toplu taşımayı neden Belediyenin üstlenmesi istemiyor anlamıs değilim. Halka yeni ve sağlam otobüslerle hizmet etmek çok mu zor. İnsanlar Halk otobüslerine ve dolmuslara neden zorla bindirilmek isteniyor. Diğer şehirlerde toplu tasımayı Belediyeler üstlenirken, kendi şehrimizde bu durum neden ters. Asım Güzelbey, bu konuda İstanbul Bld. Başkanı Kadir Topbaş'dan tavsiye alırsa, kendi adına çok faydalı olacaktır.

Müzede İngilizce alt yazı yok

Müzemizde yabancı turistler İngilizce altyazı olmamasına rağmen belgeseli izliyor, İngilizce gösterim içinse her zaman yeterli çoğunluk sağlanamayabiliyor. Bu, belki de müzedeki tek eksiğimiz.

Şehitkamil Belediyesi kağıdı çöpe atmasın

Şehitkamil Belediyesi yılbaşı tebriği ve İcraatlarını anlatan 200 bin broşör dağıtmıştı. Üniversiteye bizlerede geldi. Aynı salonda 50 kişi çalışıyoruz, hepimize de aynı broşör geldi. Birimiz açtık okuduk, geri kalanı herkes çöpe attı. Felsefesi doğa ve insan olan yeşile ormana önem veren ve loğosu bile ağaç olan bir belediyenin bu kadar kağıdın çöpe atılmasına vesile olması ne kadar mantıklı. Arayıp özel kaleme tepkimi bildirdim.

Halk otobüslerini birde benden dinleyin

Gaziantep'te halk otobüsü sorunu tek kelimeyle facia...Yaşanan sorunlar belediyeler tarafından görmezden geliniyor. Bizzat Mehmet Tahmazoğlu ile bu konuyu konuştum, ancak bize bağlı değil Büyükşehirle konuşman lazım dedi. Halbuki sorunun farkına varamamış. Antep halkının başlıca yaşadığı sorunlar şöförlerin sanki kendi şahsi arabasını kullanır gibi otobüsü kullanması, hiç bir kural tanımaması ve bunun üstüne halkla dalga geçer gibi konuşmaları. Yaşadığım bir kaç olayı anlatacağım daha açık ve net olacaktır.

1) Karataştan Antep lisesine doğru giderken Tıp Fakültesine doğru yaklaştığımız sırada şöför yüksek sesle bağırdı ve 'bu Cumhuriyet şöförlerini inip dövmeli' diye haykırmaya başladı. Otobüsü bir anda durakta bekleyen Cumhuriyet otobüsünün önüne kırdı, 'hadi çık bakalım çıkabilirsen' dedi. Arkada trafik uzadıkça uzadı ama buna rağmen sırf menfaat uğruna o arabayı oradan çekmedi. Yolculardan biri de şöföre dönüp sizin kavgalarınızımı dinleyeceğiz diyemedi.

2) Cumhuriyette giderken Hoşgör de bir bayan kocasıyla otobüsü durdurdu ve 'tüp bebek ilacımı bir önceki otobüste unuttum çok pahalı yardım eder misiniz' dedi. Şöför ise 'benim şu an işim var' dedi ve tak kapıyı kapattı. Birde arkasından hepimizin duyacağı şekilde hakaretvari sözler etti.

3) Dakika kavgası yapan iki Karataş otobüsü son sürat giderken kırmızı ışıkta otobüsler durdu. Ancak bulunduğum otobüs sırf öne geçip yolcu almak için sağdan diğer yola geçip U dönüşü alıp sağdan tekrar yola indi ve sanki içinde yolcu yokmuş gibi bunu aynen yaptı.

4)üniversitede aniden duran otobüs bir anda yola çıkınca arkasında ki araba ani fren yaptı ve arkasından gelen arabayla çarpıştı buna rağmen otobüs durmadı yoluna devam etti

Sayın Özekşi

Bu hikayeler uzar gider her otobüse bindiğimde aynı maceralar.. Eskimiş, camları oynayan, koltukları yırtık v epislikten geçilmeyen küçücük halk otobüsleriyle ve bu zihniyetteki şöförlerle Gaziantep'in ulaşımını karşılayamazsınız.. Buna mutlaka çözüm getirilmelidir. Yazın kliması olmayan halkı perişan eden bu otobüsler, hala nasıl şikayet almadan devam ediyor anlamıyorum. Bir çok insan şikayetçi ama şikayetini ulaştıramıyor. Ben sürekli ulaşmaya çalıştım ve son şans olarak Twitterdan sizi buldum Gaziantepimizin sorunu hepimizin sorunudur Teşşekürler İbrahim Gündüz

Hepinize iyi haftalar