Türkiye'nin Suriye politikasının başından beri yanlış olduğunu söyleyen birisi olarak, gelinen noktada bizim gibi düşünenlerin ne kadar haklı oldukları son gelişme ile ortaya çıktı. Türkiye'nin üstlendiği rol itibarıyla, Suriye ile ilgili en küçük gelişmede mutlaka görüşüne başvurulması gereken ülke olması gerekirken, şimdi bir kenara itiliverilmesi, Suriye ile ilgili izlenen politikanın yanlışlığını net şekilde ortaya çıkarmıştır..
Eğer Suriye dahil sınır komşularımızla ilişkilerde, "Abi" rolünü üstlenip, sorunları müzakereci yöntemlerle çözmeyi deneyebilseydik, şimdi Suriye için alınacak tüm kararlarda mutlaka görüşüne başvurulan ülke olurduk. Ne varki, Esad'ın koltuğunu bırakması adına izlenen politika, muhalif güçler denilerek, Dünyanın başına bela olan tamamen illegal örgütlere sempatiyle bakılması, hatta onlara silah ve mühimmat verildiği iddialarının odak noktası olarak gösterilmeye çalışılması, Türkiye'yi etkisiz ülke konumuna getirmiştir.
Şimdi soruyoruz, bundan sonra ne olacak.. Görünen o ki, Esad'a şans tanındı. Yani ülkesini yönetmeye devam edecek. Belki de Türkiye'nin zamanında yapması gerekeni şimdi Rusya ve Amerika, arkadan İran ve Çin yapacak. Kimbilir belki de Esad'ın demokrasiye geçmesi adına, Türkiye sınırına yerleşen ve acımasızca insanları katleden örgütlere karşı destek verecek..Peki Gaziantep ne olacak.. Hatay, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş dahil, bu şehirlere sığınan mülteciler için nasıl politika izlenecek. Adamlar şehrimize yerleşti. Gaziantep'in düzeni bozuldu. Asayiş, güvenlik eskisi gibi değil. Hırsızlık, fuhuş aldı başını gidiyor. Ev kiraları sırf Suriyeler yüzünden tavan yaptı. Özellikle gençler ve öğrenciler kiralık ev bulamıyor. Bulsa da fırsatçı ev sahiplerinin acımasız fiyatları yüzünden ev tutamıyor.. Sadece bu değil elbette, Bizim bazı işverenlerde ucuz diye Suriyeli çalıştırınca, Gaziantep gerçekten bir kaosun içinde bocalayıp duruyor.. Doğrusu önümüzde çok sıcak günler yaşanacak, şimdiden söylemekte yarar görüyorum..
YAMAÇTEPE SURİYE TOPRAKLARINDA MI ?
Tam 15 yıldan beri bekletiliyor..Artık büyüyen Gaziantep'in içinde kalacak duruma gelmiş ama hala imara açılmıyor.. Nedenini, niçinini kimse açıklamıyor..Bu Yamaçtepe aynı zamanda İbrahimli2'nin de devamı oysa..Son 2 yılda planın revize edildiği söylense de, sümen altında bırakılmış şekilde duruyor.. Buna karşılık ortaya Sam projesi atılıyor..Bunun için kavgalara varacak çekişme yaşanıyor.. Meclisler erteleniyor..Kapalı kapılar ardındaki görüşmeler, bir zamanlar poşet vakası olarak dillerden düşmeyen süper arsayı akıllara getiriyor..
Ne oluyor, neler oluyor, sadece bir avuç yetkiliden başka bilen yok.. Ya arkadaşlar bu şehir bu kadar mı başıboş.. Bu şehirde çok önemli bölgeler için alınacak kararlar niye gizlenir. Niye kapalı kapılar ardında hesaplar yapılır.. Yamaçtepe bu şehrin en önemli bölgesi. Niye imara açmazsınız sevgili yetkili arkadaşlarım. Bu bölge Suriye sınırları içerisinde olsa, şimdiye imara açılırdı. Yazık değilmi burada arazisi olan insanlara.. Şu çok net şekilde biliniyor ki, bu bölgenin 15-20 yıldır bekletilen planı revize edildi. Plan en ince detaylarına kadar hazır olduğu halde meclis gündemine getirilmiyor. Haliyle herkesin kafasında oluşan düşünce " Bu bir rant savaşıdır ve Yamaçtepe'de arsası bulunanlar içerisinde bulunan bazı kişiler yüzünden imara açılmak istenmiyor" Şahsen bende öyle düşünüyorum..
HOŞ GELDİN TRAFİK KAOSU
Sonbahar geldi, tatilciler döndü, okullar açıldı.. Ve Gaziantep trafiğinin gerçek yüzü, tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı..Sabahı, öğleni, ikindisi, akşamı yok.. Tüm kavşaklar kilitlenmiş durumda.. Sinyalizasyon sistemi evlere şenlik haliyle devam ediyor. Tramvay yüzünden kavşaklarda sürücülere resmen işkence ediliyor.. Trafik ışıkları hala bildiğiniz gibi..76 saniye kırmızı, 12 saniye yeşil.. Bekle beklediğin kadar.. 4 araç geçiyor, kırmızıya dönüşüyor.. Kuyruklar kilometreyi buluyor.. Hele birde yolun sağına soluna park etmiş araçlar, bilinçsiz sürücüler yüzünden tıkanan trafik de eklenince, "HOŞ GELDİN TRAFİK KAOSU"diyoruz..
Çok iyi biliyoruz ki, Tramvay getirildi, faydası elbette oldu ama zararıyla karşılaştıracak olursak, galiba o ağır basacak. Ayda 2 bin aracın trafiğe çıktığı, sayısının ne olduğunu bilmediğimiz Suriye araçlarının da kaosa katkı sağladığı Gaziantep'te, artık ne olursa olsun bu soruna çözüm bulunmalı.. Şu bir gerçek ki, bu güne kadar çözüm üretenlerin görüşleri, bilgileri işe yaramıyor.. Tıpkı milli eğitimdeki gibi, soruna çözüm bulacak nitelikte değiller.. Kusura bakmasınlar ama bakış açıları yetersiz. Herkesin bildiği şeyleri uygulamaya koyuyorlar.. Kendilerini geliştirmiyorlar. Derslerine çalışmıyorlar. Adresinde giderek sorunun çözümü için yan etkenler nedir bunu görmüyorlar..
Diyeceğim o ki, Birinci derecede Vilayetin, sonra büyükşehir ve emniyet trafiğin, hiç vakit geçirmeden, bu şehrin trafiğine çözümler üretmesi lazım. Kavşaklardaki ışık süresini belirleyecek projenin ne zaman hayata geçeceğini bilmiyorum. Ama pilot bölge olarak gösterilen Çetinkaya kavşağından her gün geçen birisi olarak, eskisinden farkı olmadığını söylemek durumundayım..
SEVDİĞİM SÖZLER
* Bilgiyi elde ettikten sonra halka söylemeyen, belli etmeyen kişi,zengin olup da yoksul doyurmayan kimseye benzer. Hz.Muhammed (S.A.V.)
* ''Unutma ki ! Nefret ve Kinin ertesi Pişmanlıktır... Ve her Canlıya ölüm vardır. İnsan Ölür ama Ölmeyen İnsanlıktır.''
-Hz.Mevlana-
*Ne garip değil mi ? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, Sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız.
• Dostoyevski
Hepinize iyi haftalar
Türkiye'nin Suriye politikasının başından beri yanlış olduğunu söyleyen birisi olarak, gelinen noktada bizim gibi düşünenlerin ne kadar haklı oldukları son gelişme ile ortaya çıktı. Türkiye'nin üstlendiği rol itibarıyla, Suriye ile ilgili en küçük gelişmede mutlaka görüşüne başvurulması gereken ülke olması gerekirken, şimdi bir kenara itiliverilmesi, Suriye ile ilgili izlenen politikanın yanlışlığını net şekilde ortaya çıkarmıştır..Eğer Suriye dahil sınır komşularımızla ilişkilerde, "Abi" rolünü üstlenip, sorunları müzakereci yöntemlerle çözmeyi deneyebilseydik, şimdi Suriye için alınacak tüm kararlarda mutlaka görüşüne başvurulan ülke olurduk. Ne varki, Esad'ın koltuğunu bırakması adına izlenen politika, muhalif güçler denilerek, Dünyanın başına bela olan tamamen illegal örgütlere sempatiyle bakılması, hatta onlara silah ve mühimmat verildiği iddialarının odak noktası olarak gösterilmeye çalışılması, Türkiye'yi etkisiz ülke konumuna getirmiştir.Şimdi soruyoruz, bundan sonra ne olacak.. Görünen o ki, Esad'a şans tanındı. Yani ülkesini yönetmeye devam edecek. Belki de Türkiye'nin zamanında yapması gerekeni şimdi Rusya ve Amerika, arkadan İran ve Çin yapacak. Kimbilir belki de Esad'ın demokrasiye geçmesi adına, Türkiye sınırına yerleşen ve acımasızca insanları katleden örgütlere karşı destek verecek..Peki Gaziantep ne olacak.. Hatay, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş dahil, bu şehirlere sığınan mülteciler için nasıl politika izlenecek. Adamlar şehrimize yerleşti. Gaziantep'in düzeni bozuldu. Asayiş, güvenlik eskisi gibi değil. Hırsızlık, fuhuş aldı başını gidiyor. Ev kiraları sırf Suriyeler yüzünden tavan yaptı. Özellikle gençler ve öğrenciler kiralık ev bulamıyor. Bulsa da fırsatçı ev sahiplerinin acımasız fiyatları yüzünden ev tutamıyor.. Sadece bu değil elbette, Bizim bazı işverenlerde ucuz diye Suriyeli çalıştırınca, Gaziantep gerçekten bir kaosun içinde bocalayıp duruyor.. Doğrusu önümüzde çok sıcak günler yaşanacak, şimdiden söylemekte yarar görüyorum..
YAMAÇTEPE SURİYE TOPRAKLARINDA MI ?
Tam 15 yıldan beri bekletiliyor..Artık büyüyen Gaziantep'in içinde kalacak duruma gelmiş ama hala imara açılmıyor.. Nedenini, niçinini kimse açıklamıyor..Bu Yamaçtepe aynı zamanda İbrahimli2'nin de devamı oysa..Son 2 yılda planın revize edildiği söylense de, sümen altında bırakılmış şekilde duruyor.. Buna karşılık ortaya Sam projesi atılıyor..Bunun için kavgalara varacak çekişme yaşanıyor.. Meclisler erteleniyor..Kapalı kapılar ardındaki görüşmeler, bir zamanlar poşet vakası olarak dillerden düşmeyen süper arsayı akıllara getiriyor..Ne oluyor, neler oluyor, sadece bir avuç yetkiliden başka bilen yok.. Ya arkadaşlar bu şehir bu kadar mı başıboş.. Bu şehirde çok önemli bölgeler için alınacak kararlar niye gizlenir. Niye kapalı kapılar ardında hesaplar yapılır.. Yamaçtepe bu şehrin en önemli bölgesi. Niye imara açmazsınız sevgili yetkili arkadaşlarım. Bu bölge Suriye sınırları içerisinde olsa, şimdiye imara açılırdı. Yazık değilmi burada arazisi olan insanlara.. Şu çok net şekilde biliniyor ki, bu bölgenin 15-20 yıldır bekletilen planı revize edildi. Plan en ince detaylarına kadar hazır olduğu halde meclis gündemine getirilmiyor. Haliyle herkesin kafasında oluşan düşünce " Bu bir rant savaşıdır ve Yamaçtepe'de arsası bulunanlar içerisinde bulunan bazı kişiler yüzünden imara açılmak istenmiyor" Şahsen bende öyle düşünüyorum..
HOŞ GELDİN TRAFİK KAOSU
Sonbahar geldi, tatilciler döndü, okullar açıldı.. Ve Gaziantep trafiğinin gerçek yüzü, tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı..Sabahı, öğleni, ikindisi, akşamı yok.. Tüm kavşaklar kilitlenmiş durumda.. Sinyalizasyon sistemi evlere şenlik haliyle devam ediyor. Tramvay yüzünden kavşaklarda sürücülere resmen işkence ediliyor.. Trafik ışıkları hala bildiğiniz gibi..76 saniye kırmızı, 12 saniye yeşil.. Bekle beklediğin kadar.. 4 araç geçiyor, kırmızıya dönüşüyor.. Kuyruklar kilometreyi buluyor.. Hele birde yolun sağına soluna park etmiş araçlar, bilinçsiz sürücüler yüzünden tıkanan trafik de eklenince, "HOŞ GELDİN TRAFİK KAOSU"diyoruz..Çok iyi biliyoruz ki, Tramvay getirildi, faydası elbette oldu ama zararıyla karşılaştıracak olursak, galiba o ağır basacak. Ayda 2 bin aracın trafiğe çıktığı, sayısının ne olduğunu bilmediğimiz Suriye araçlarının da kaosa katkı sağladığı Gaziantep'te, artık ne olursa olsun bu soruna çözüm bulunmalı.. Şu bir gerçek ki, bu güne kadar çözüm üretenlerin görüşleri, bilgileri işe yaramıyor.. Tıpkı milli eğitimdeki gibi, soruna çözüm bulacak nitelikte değiller.. Kusura bakmasınlar ama bakış açıları yetersiz. Herkesin bildiği şeyleri uygulamaya koyuyorlar.. Kendilerini geliştirmiyorlar. Derslerine çalışmıyorlar. Adresinde giderek sorunun çözümü için yan etkenler nedir bunu görmüyorlar..Diyeceğim o ki, Birinci derecede Vilayetin, sonra büyükşehir ve emniyet trafiğin, hiç vakit geçirmeden, bu şehrin trafiğine çözümler üretmesi lazım. Kavşaklardaki ışık süresini belirleyecek projenin ne zaman hayata geçeceğini bilmiyorum. Ama pilot bölge olarak gösterilen Çetinkaya kavşağından her gün geçen birisi olarak, eskisinden farkı olmadığını söylemek durumundayım..
SEVDİĞİM SÖZLER
* Bilgiyi elde ettikten sonra halka söylemeyen, belli etmeyen kişi,zengin olup da yoksul doyurmayan kimseye benzer. Hz.Muhammed (S.A.V.)* ''Unutma ki ! Nefret ve Kinin ertesi Pişmanlıktır... Ve her Canlıya ölüm vardır. İnsan Ölür ama Ölmeyen İnsanlıktır.''-Hz.Mevlana-
*Ne garip değil mi ? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, Sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız.• Dostoyevski
Hepinize iyi haftalar