Dijitalizasyonun hayatımızın her anına hükmettiği bir zamanda yaşıyoruz. 
Bu işin başını da sosyal medya çekiyor.
Ağzınızdan çıkan bir kelime anında dünyanın öbür ucuna ulaşabiliyor.
Çoğu zaman bu gerçeği görmezden geliyoruz ve sonra olup bitenleri toparlamaya çalışıyoruz ama bu durum fayda etmiyor.
Uzmanlık alanım gereği siyasi partilerin veya siyasi partililerin hal ve hareketlerini, söylemlerini, ürettikleri politikaları takip etmeye çalışıyorum. 
Bazen öylesine majör hatalar yapılıyor ki izahını yapmakta zorlanıyorum.
Epistemolji, retorik, sosyoloji, psikoloji, siyasal pazarlama ilkeleri, politik pazarlama uygulamaları dersem çoğu kimse bir şey anlamayacak.
Onun için bazen de herkesin anlayacağı bir dil ile anlatmaya çalışıyorum.
Aynen dün sosyal medyaya düşen Şehitkamil Belediyesi’nin bir uygulamasının haberinde olduğu gibi.
Gazete haberi manşet yapınca detayını tıkladım ve açıkçası çok şaşırdım.
Üstelik bazı gazeteler bunu müjdeli haber olarak vermişti.
Şunu açıkça ifade edeyim; bu uygulamayı hangi partili belediye yapmış olsaydı tepkim aynı olurdu.
Mesele burada bir siyasi parti değil, bir uygulamanın yanlışlığı ile ilgilidir.
“Taziye Evi” çok ağır, çok derin, manevi boyutu güçlü olan bir adlandırma.
Burada acılar paylaşılır, acılar dindirilir, dualar, yakarışlar yapılır. Kuran okunur, Mevlit okunur. 
Buralar bir nevi kutsal mekanlardır. 
Buralarda duvarların, masaların, sandalyelerin, sehpaların, halıların, çay ocaklarının, mescitlerin bir “dili” vardır.
Bu “dilin” ağırlığını, kutsallığını, ciddiyetini “değersizleştirmek”, “içini boşaltmak” hoş karşılanmaz. 
Siz aynı mekanda sazlı, sözlü müzik, oyun v.s yapmaya başlarsanız yarın telafisi mümkün olmayan yaralar açarsınız.
O kapı açıldı mı arkasında neyin geleceğini, konunun nereye gideceğini bilemezsiniz. 
Onun için bu tür yeni uygulamalara karar verirken konu tüm boyutlarıyla ele alınmalı, uzmanlarla istişare edilmeli ve öyle karar verilmelidir.
Siz illa da belediye olarak bu konuda vatandaşın istek ve ihtiyaçlarına cevap vermek istiyorsanız “Taziye Evi” gibi çok beğenilen bir hizmet yerinin kullanma biçimini değiştirerek değil, bu istek ve talepler için yeni yeni mekanlar yaparak tarihe geçebilirsiniz.
Tıpkı Kent Lokantalarında olduğu gibi.
Tıpkı Kreşlerde olduğu gibi.
Onun için Belediye yönetimine bir tavsiye bu kararın yeniden gözden geçirilmesidir.
Şu konu unutulmasın; mekanları değersizleştirmenin siyasal düşünce açısından oluşturduğu algıyı yıllar unutturmuyor!
Vesselam.

31.12.2024  
Doç. Dr. Ahmet Tan