Bağımlı annesi, evladının eve geldiği zamanlarda gözlerinin kanlı, baygın ve boş bakışlarla dolu olduğunu, kıyafetlerine sinen petrolümsü kokulardan dolayı beyninde soru işaretlerinin gezdiğinden bahisle uçucu ve yapıştırıcı maddeler (Bali, tiner, çakmak gazı) hakkında bilgi edinmek istiyor.
Öncelikle belirmek gerekirse, uçucu maddeler kolaylıkla bulunabilir. Çünkü bu maddelerin satılması yasaldır. Ucuz olması nedeni ile de kullanımı yaygındır.
Yaygın olarak kullanılan uçucu maddeler aşağıda belirtilmiştir: Boyalar ve boyalarda kullanılan Tiner. Bali, UHU gibi yapıştırıcılar. Çakmak gazı olarak kullanılan bütan gazı. Kuru temizlemede kullanılan maddeler. Benzin. Sporda kullanılan soğutucular.
Yazı yazarken yapılan hataları silmekte kullanılan maddeler (Tipp-ex) Tiner genellikle bir kumaşa emdirilir ve oradan koklanır. Bali gibi yapıştırıcılar ise, torba içine konur ve oradan koklanarak kullanılır. Uçucu maddeler kullanıldığında yalancı bir neşe hali, sakinlik duygusu verebilir, bazı hayaller görülmesine yol açabilir.
Etkileri arasında ciddi bir sarhoşluk, denge bozukluğu, yürüme güçlüğü de sayılabilir. Beyin üstüne doğrudan toksik etki yaptığı için oldukça zararlıdır. Bellek, öğrenme ve muhakeme yetisini bozar. Bağımlılık potansiyelleri de yüksektir. Uçucu madde koklayanlarda ani ölümler sıklıkla meydana gelir. Ani ölümler beyin ve kalp üstüne olan etkilerinden dolayı ortaya çıkar.
Saldırgan ve tehlikeli davranışlar uçucu madde kullanalar arasında sık olarak gözlenir. Uçucu maddelerin sadece sokakta yaşayan çocuklar arasında kullanıldığı düşüncesi yanlıştır. Bu maddeler artık her yaşta ve sosyoekonomik düzeyde kullanılan bir madde haline gelmiştir.
Yatarak mı ayakta mı tedavi daha etkili?
Diğer bir okuyucumuz ise bağımlılık tedavisinde ayakta tedavinin etkisi hakkında bilgi edinmek istiyor. Madde bağımlılığı tedavisi uzun soluklu bir tedavidir. İki adımda yapılan bağımlılık tedavisi arındırma ikinci tedavi ise psikososyal tedavidir. İlk adım olan arındırma (detoksifikasyon) tedavisi ayakta veya yatarak yapılabilir.
Tedavinin türü kişiden kişiye değişir. Genel olarak ayaktan tedavi daha yararlıdır. Bunun en önemli nedeni kişinin kendi yaşamını değiştirmeden, bulunduğu çevre ve koşullar içinde alkol veya madde kullanmamayı öğrenmesidir.
Yani bağımlı, bağımlı olduğu şeye ulaşabilir olduğu halde ulaşmadan nasıl yaşayacağını öğrenmek zorundadır. Ancak kişi kendisini alkol ve maddeden uzak tutamıyor, arkadaş çevresinin baskısına karşı koyamıyorsa, bu durumda bir süre izole edilmesi yani hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi yararlı olacaktır. Bunun dışında bağımlı “Ben yatarak tedavi olmak istiyorum” diyorsa yine yatarak tedavi olabilir.
Başka bir okuyucumuz da Suboxone tedavisi için de bilgi edinmek istiyor.
Suboxone ile arındırma yapıldıktan sonra sürdürüm tedavisine geçilir. Arındırma tedavisi sırasında kişi için uygun doz tespit edilmiş olur. Sürdürüm tedavisi genellikle bu dozla devam eder.
Sürdürüm tedavisinde amaç eroin ve diğer opiyat geri çekilme semptomlarını önlemek, eroin ve diğer opiyatları kullanma arzularını baskılamak, kendi kendine eroin ve diğer opiyatların kullanımını azaltmak ve işlevselliğe ulaşmak içindir. Sürdürüm tedavisi aylar-yıllar sürebilir, hatta her bir kişiye bağlı olarak yaşam boyu sürebilir. Opioid bağımlısı mı? Suboxone yalnız eroin ve diğer opiyatlara bağımlılığı olanlarda kullanılır. Bir kişiye suboxone tedavisinin başlayabilmesi için eroin ve diğer maddelere bağımlı olduğu tespit edilmelidir. Bunun tespit edilebilmesi için idrarda opiyat metabolitlerinin tespit edilmesi ve yoksunluk belirtilerinin gözlenmesi gereklidir. Tedavi planına uyum sağlayacak mı? Düzenli doktor kontrollerine gitmesi ve eroin ve diğer opiyatların kullanımına kesinlikle son vermesi gereklidir. Kontrollerde idrarda eroin ve diğer opiyat metabolitleri tespit edilirse tekrar suboxone yazılması mümkün değildir.