1936 yılında HİTLERin baskısından dolayı Almanyadan Türkiyeye gelen (davet edilen) 4 profesör, Ankarada yüksek ziraat enstitüsünün kuruluşuna ön ayak olurlar…
Bu 4 Alman profesör bununla da kalmaz, Türkiyede tarımı kalkındırmak için Rizede çay, Giresunda fındık, Bornovada zeytin, Antalyada turunçgiller, Malatyada kayısı ve Gaziantepte de Antepfıstığı araştırma enstitüsünün kurulmasına yardımcı olurlar…
Yani Antepfıstığı Araştırma İstasyonu, bu Alman profesörlerin öncülüğü ile kurulur (1938)….
Antepfıstığı Araştırma İstasyonu kurulur, kurulmasına ancak her dönem birilerinin de gözdesi olur…
Anlayacağınız Araştırma İstasyonunun park yapılması veya parsellenmesi konusu yeni değil…
İstasyonun taşınması konusu çok eskilere dayanır…
Yıllar önce Tarım Bakanı Bahri DAĞDAŞ, müesseseyi ziyaretinde yanında bulunan Ziraat İşleri Genel Müdürü Osman BOYACIya, Bu müessese şehrin içinde ne geziyor, Urfaya gitsin, Siirtin Lodisine gitsin? diye talimat verir...
Ertesi gün o zamanki Belediye Başkanı İbrahim Tevfik KUTLAR, bir heyetle istasyona gider ve gerekçe olarak Müessese lojmanlarındaki foseptik çukurlarının Pancarlı köyünden gelen şehir içme suyunu kirlettiğinden bahisle şikayette bulunur… Ve buradan başka bir yere taşınılması için Bakanlık nezdinde girişimde bulunacağını söyler…
Ancak o zamanki idareciler, yöneticiler araştırma çalışmalarının önemini anlatır, taşınmamak için mücadele eder ve başarılı da olurlar…
Araştırma İstasyonunu Fatma Şahinden önce Asım Güzelbey de talep eder, ancak Ankarada destekçi bulamadığı için başarılı olamaz…
Ve bugüne gelinir…
Fatma Hanım, Bakandan burayı talep eder ve alır…
Bakan Hanım, kapalı kutu olarak görülen bu alanı halka açmak istiyor...
Burada festivaller düzenlenerek, yerli
yabancı turistlerin fıstığı, şireyi, pekmezi
yerinde görmesi sağlanacak…
Fatma Hanım ne güzel düşünmüş diyenleriniz olabilir…
Ama fıstıktan az buçuk anlayanlar sizin gibi düşünmüyor...
Elleri yüreklerinde,
Antepfıstığı gen bankasının zarar görmemesi için dua ediyorlar…
UZERİN MESAJI
Ahmet UZER, birlik beraberlik yemeğinde kürsüye çıktı, yine çok alkışlanan bir konuşma yaptı.
Ak Partinin başarısını anlatan, birlik beraberlik mesajları veren UZER, konuşmasının başında, ortasında ve sonunda, makamların geçici olduğunu tekrarladı durdu...
UZER, Eskisi olmayanın yenisi olmaz... Birgün hepimiz eskiyeceğiz. Görevler geçicidir dedi.
Onun bu sözlerini en çok Halil MAZICIOĞLU alkışladı…
UZER konuşmasını sürdürerek ağlamaklı bir ses tonuyla, Bir gün bizimde ünvanımızın başına, o şerefle görev yaptığımız ünvanımızın başına, ESKİ ibaresi eklenecek. Birgün eski sıfatı görevimizin önüne konacak dedi.
UZERin bu sözleri ise en fazla ERUSLUyu duygulandırdı…
Hafiften gülümseyen Ökkeş Eruslu, başını sallayarak Uzeri tasdik etti... (Mesajı aldı)
EKMEK İÇİN EKMELEDDİN
Mustafa YILMAZ,
Gaziantepte Ekmeleddin İhsanoğlu için en fazla ben çalışıyorum diyor.
Ekmek için Ekmeleddin sloganı dilinde, Sabah 06:00da evden tek başına çıktığını anlatan Yılmaz, yolda çoğaldığını, yanındaki kişi sayısının akşam saatlerinde 50yi bulduğu günler olduğunu dile getiriyor...
Yılmaz, İhsanoğlunun kazanması için günde 15 saat çalıştığını anlatırken, nasıl bir çalışma programı sergilediğiyle ilgili de şunları söylüyor:
-Birgün önceden randevu alıyorum. Organizasyonu tek başıma yapıyorum. Merkezde çalışıyorum. En az 20şer kişilik gruplarla toplantılar yapıyorum. Evlerde, evlerin DAMlarında, muhtarlık bürolarında, düğün salonlarında, yani nere uygunsa orada toplantılar yapıyorum.
Toprağı işleyen ekmeği dişler....