Sürpriz şekilde mağlubiyetle sonuçlanan Erzurum maçından sonra Gazişehir takımı mental olarak çabuk toparlandı. Hafta içinde Sn. Adil Konukoğlu’nun futbolcularla bir araya gelmesi, yapılan neşeli antrenmanlar, taraftar gruplarının ziyareti vs, takımda yeni ve son bir seri için gereken motivasyonel yakıtı sağlamıştır diye ümit ediyorum.
Ligin 2.yarısında fırtına gibi esen, az pozisyon veren, kompakt oyunun örneklerini gösteren Gazişehir ilk 2 şansını hala zorluyor, bu ihtimalin haricinde de play off için ciddi derecede iddialı durumda. Aslında Play off maçları her zaman her sonuca gebe olsa da Gazişehir’in, futbol diliyle ‘sağlam top oynaması’, Süper Lig yolunda ciddi bir avantaj sağlıyor. Erkan Sözeri’nin takıma dokunmasıyla oluşan, bu tehlikeli takımın ‘Oyunu tutan, tempoyu belirleyen, pozisyon vermeyen’ anlayışı, bugünkü Altınordu maçında da play off maçlarında da rakiplerini zorlayıcı en önemli etkenler olacaktır.
Artık son 4 final maçında, telafisi olmayan bir süreç başlıyor. Bu süreçte de herkese –basın, taraftar, şehir esnafı, halk, yönetim, teknik heyet, futbolcular- büyük görev düşüyor. Gördüğümüz-bildiğimiz kadarıyla yönetim yapması gereken her şeyi yapıyor, her türlü imkanı sunuyor. Taraftar sayısı ise artık had safhaya çıkmalı. Basın da gereken desteği, her yönüyle vermeli. Bu şehrin futbolda şu an için başka bir umudu maalesef yok. Her kesim bunun bilincinde olmalı ve kutuplaşmalara bir son vermeli.
Son olarak; oyuncular… Bu takımı ikinci yarının lideri yapan kariyerli oyuncular… Son 4 maçta olduğu gibi ‘sonuçlandırma’da panik yapmanın bu takıma ne kadar zarar verdiğini Erzurum maçında hep birlikte gördük, yaşadık. Özgürcan, Del Valle, Ba, Serdar, Zeg ve oynarsa Webo… Arkanızda koca bir şehir var. Dizleriniz titremesin. Vurduğunuz gol olsun!