Her geçen gün teknolojinin ilerlemesi ile dünyamız gitgide küreselleşmekte ve küreselleşen dünyada gün geçtikçe firmaların almış oldukları mal ve hizmetin türü ve içeriği de değişmektedir. Bu durum özellikle yurt dışı firmalarından alınan hizmetlerin ülkemizde vergilendirmesi açısından önem arz etmektedir.
Ancak en çok hata yapılan konulardan birisi de maalesef yurt dışından alınan hizmetlerin gerek stopaj açısından ve gerekse katma değer vergisi açısından nasıl vergilendirilmesi gerektiğidir.
Konuyu hem stopaj açısından hem de KDV açısından genel hatları ile anlatmaya çalışacağım.
Kurum Stopajı Açısından Değerlendirme;
Yurt dışında yerleşik kişi ve kuruluşlardan hizmet ithal edilmesi, gümrükleme işlemine tabi olmadığından, hizmeti alan Türkiye’deki kişi ve kurumlara, yapılan yasal düzenlemelerle gelir veya kurumlar vergisi stopaj sorumluluğu getirilmiştir.
Türkiye'de işyeri ve daimi temsilcisi olmadığı için, Türkiye'de yıllık beyanname usulünde vergilendirilemeyen yabancı kurumların Türkiye'de elde ettikleri gelirleri için stopaj uygulanmaktadır. Ancak bu durum yurt dışından gelen her hizmet faturası için stopaj yapılacağı anlamına da gelmemelidir.
Kurum stopajına tabi bazı ödemeler aşağıdaki gibidir;
-Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how, ihtira, işletme, alâmetifarika ve bunlara benzer gayri maddi haklar için ödenen bedeller,
-Kiralama hizmetleri karşılığında ödenen bedeller ( finansal kira ve normal kira),
-Personel ücretleri (Yurt dışında mukim bir şirkette çalışan ve geçici görevle Türkiye’ye gelen personel için yurt dışındaki firmaya ödenen ücret karşılığı ödemeler),
-Danışmanlık, mühendislik, eğitim, montaj, tercüme hizmetleri gibi serbest meslek kapsamında yapılan ödemeler,
-Borç verme, mevduat ve benzeri fon kaynakları karşılığında ödenen faizler.
Yurtdışından alınan hizmeti veren mükellef, gerçek kişi ise Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK’nın) 94 üncü, tüzel kişi ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK’nın) 30 uncu maddesi uyarınca ve Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) hükümlerine göre stopaja tabi olup olmadığı hususunda değerlendirilmelidir.
Ödeme yapılan şirket Türkiye’nin Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) yaptığı bir ülke mukimi (yerleşik) ise, anlaşma şartları dikkate alınarak stopaj yapılmayabilir.
Genel olarak anlaşmalarda,
- Hizmet yurt dışından Türkiye ye gelinmeksizin verilmişse stopaj yapılmayacağı,
- Hizmet Türkiye ye de gelinerek yapılıyorsa bir yılda (veya bazı anlaşmalardaki ifade ile birbirini izleyen 12 aylık dönemde) Türkiye de hizmet için geçen zamanların 183 günü aşması gerektiği ifade edilmektedir.
Vergi İdaresi verdiği yazılı görüşlerde eğer ödeme Türkiye’nin ÇVÖA sı olan bir ülke mukimine yapılıyor ve baştan ÇVÖA da belirtilen şartlara uyulacağı belli ise stopaj yapılmayabileceği yönündedir.
Uygulamada da; eğer ÇVÖA şartları varsa stopaj yapmama şeklinde genellik kazanmış vaziyettedir.
Ancak bununla birlikte yine de ödeme yapan mükelleflerin dikkat etmesi gereken hususlar olduğunu hatırlatmam da yarar bulunmaktadır. Bu nedenle yurt dışından alınan her türlü hizmet faturasında mutlaka mali müşavirinize danışmanız yerinde olacaktır.
Katma Değer Vergisi Açısından Değerlendirme;
Yurt dışından alınan hizmetlerde KDV nin durumunun, kurum stopajına göre daha basit olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ÇVÖA, KDV sini kapsamaz. Bu nedenle hizmet faturasının geldiği ülke ile ülkemiz arasında ÇVÖA olup olmamasının hiçbir önemi bulunmamaktadır.
Yurt dışından alınan hizmetlerin en tipik örneği Türkiye’de yerleşik şirkete yurt dışında müşteri bulma işidir. Özellikle ihracatçı firmalar satış ve pazarlama ağlarını genişletmek için yurt dışından hizmet satın alabilmektedirler.
İhracatçı bir firmaya yurt dışındaki gerçek veya tüzel kişi tarafından verilen yurt dışında müşteri bulma hizmeti verilmesi durumunda düzenlenen faturaya sorumlu sıfatıyla KDV uygulanacak mıdır?
Bilindiği üzere KDV Kanununa göre, hizmet ifalarında hizmetin Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması gerekmektedir.
Ancak bazı durumlarda, hizmet yurt dışında müşteri bulma hizmeti dahi olsa şirketin merkezi Türkiye’de olduğundan ve bu işlemden dolayı Türkiye’de fayda sağlanıldığından dolayı hizmetten yararlanma da Türkiye’de gerçekleşmiştir şeklinde bir yanlış algı söz konusudur. Hizmetten yararlanma demek merkezi Türkiye’de olan bir şirketin bu hizmetten dolayı Türkiye’de kazanç sağlaması demek değildir.
KDV kanununa göre; hizmetten Türkiye’de yararlanmak için işlemin yurt içinde gerçekleşmesi gerekmektedir.
Yurt dışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurt dışında yararlanılan hizmetler KDV'nin konusuna girmemektedir. Türkiye'de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.
Buna göre, Türkiye'deki bir mükellefin;
-Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye'ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,
-Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti,
Türkiye'de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir.
Sonuç olarak, yurt dışındaki gerçek veya tüzel bir kişiden alınan yurt dışında müşteri bulma hizmeti her ne kadar Türkiye’de kazanç sağlamamıza neden olsa da KDV Kanununa göre işlem yurt dışında gerçekleştiğinden dolayı hizmetten yararlanma da yurt dışında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bu hizmet KDV’nin konusuna girmemektedir.
Görüldüğü üzere, yurt dışından alınan hizmet faturalarının kurum stopajı ve KDV açısından yapılacak işlemler çok karmaşık olmamakla birlikte faturanın içeriğine göre de değişiklik gösterebilmektedir. Yukarıda yapılacak işlemlerden genel hatları ile bahsedilmiş olup yurt dışından alınan her türlü hizmet faturasında mutlaka mali müşavirinize danışarak hareket etmeniz yerinde olacaktır.
Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.