ZEKA: Herman Hesse, Siddharta adlı kitabında, Hintli bir gencin aydınlanma öyküsünü anlatır. Siddharta, bu öyküde bir gün Buda?yla karşılaşır. Son derece zekice konuşan Siddharta?yı dinledikten sonra Buda, ?Tanrı seni zekandan korusun? diyerek bitirir konuşmayı.
APTALLIK:
Aptallık, aklın kullanılıp kullanılmamasıyla ilgili bir kavram, felsefi bir terim olmasa da, işimizi görür bu yazı için. fiimdi durup şöyle bir bakın kendinize? Bugün aptalca bir şey yaptınız mı?
Ben yaptım. Kendime baktıkça, ne çok aptalca şey yaptığımı keşfedip şaşırıyorum Allah?a şükür! Bir başka deyişle, günlük yaşam içinde aklımı kullanarak, daha güzel bir sonuca ulaşma fırsatlarını kaçırıyorum peş peşe. Ne kadar dikkat etsem de, ne kadar uyanık olsam da, hep eksik kalan bir yığın şey çıkıyor karşıma.Aptallıktan, aklımı kullanamamaktan kaçış yok!
Biraz daha yakından baktığımda, aptallığımın esas nedenlerinden birinin de, zekam olduğunu görmek zor değil benim için. Çünkü zekam sayesinde o kadar çok zihinsel gevezeliğe dalıyorum ki, elimin altında olanı, yerin yedi kat altında ya da üstünde görmeyi becerebiliyorum, ve bu pek akıllıca gözükmüyor, değil mi? Ama zevkli olduğunu inkar edemem kuşkusuz.
ZEK? VE APTAL !
Zeki ve aptal olmak, insan olarak, yaşam içinde kendimizi bulduğumuz, ilk bilinç seviyesidir.
Geçenlerde bir çakmağın alt yüzüne saplanmış bir toplu iğne gördüm. Hiçbir anlam da veremedim ilk başta. Sahibine (iktisat bölümü mezunu) sordum bu ne diye. Yeniden dolum yapma amacıyla, subapı bulunmayan eşantiyon çakmakları doldurmak için kullanılan bir yöntemmiş meğer bu. Çakmak toplu iğneyle delinip doldurulduktan sonra bu deliğe o toplu iğne sıkıştırılarak sabitleniyormuş. Daha üç iğnelik yer varmış elimdeki (elli kuruşluk) çakmakta da. Aklıma bir hint hikayesi geldi:
Spiritüel gelişme yolunda bir süre birlikte yürüyen iki arkadaş, uzun yıllar ayrı kaldıktan sonra tekrar bir araya geldiklerinde, birbirlerine sormuşlar: ?Ne yaptın??. Biri büyük bir gururla, kıyısında bulundukları nehrin karşısına, suyun üzerinden yürüyerek geçmiş cevap olarak. Diğeri bir tekne kiralamış ve varmış yanına. Tekne için çıkarıp 30 lira vermiş. Alaycı şekilde kendine bakan arkadaşına dönüp, ?Bunca yıllık çalışmanın sonunda ulaştığın ustalık, sadece 30 lira için miydi?? diye sormuş.
?Tanrı bizi zekamızdan korusun? şimdi daha anlamlı gelmeye başladı mı? Peki nedir zeka?
Zekayı bir bilgisayarın işlemci hızına benzetebiliriz. Zeka,zihnimizin birim zamanda,işlem yapabilme kapasitesi ve hızıdır. Eğer akıl ile birleşmezse, aptallığa hizmet eder. Aptallık da ciddi sorunların kaynağıdır yaşamımızda.Çünkü akıl, bilincimizin, doğruyla yanlış arasında ayrım yapabilme becerisidir. Eğer yararlanmazsak, doğrularımızı sadece başkalarına anlatır buluruz kendimizi, yanlışlarımızla yaşamanın sıkıntısı içinde. Zekice ve aptalca! Kendimizi hem zeki, hem akıllı bulduğumuz bir gün olsun hepimize!
[email protected]