BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağımsız yargı ve adil yargılanma hakkına ilişkin temel ilke ve kriterleri, soyut bir şekilde ele alarak belirlemiştir. Anayasamızın 138. Maddesinde ise, evrensel düzenlemeler ile soyut olarak temel ilke ve kriterleri belirlenen bu hak, somutlaştırılmıştır:
‘’Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasa, kanuna ve hukuka uygun olarak ve vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimler emir ve talimat veremez, genelge gönderemez tavsiye ve telkinde bulunamaz.’’
Anayasamızın 138. Maddesini anlamak ve yorumlamak için, hukukun temel ilkelerinden olan, keza Türk Medeni Kanunu’nun 1. Maddesinde yer alan, ‘’Kanun, sözüyle ve özüyle değindiğini bütün konularda uygulanır.’’ Anlayışını irdelemek gerekir. Bu itibarla, bir yasayı açıklar ve yorumlarken, Medeni Kanunun 1. Maddesinde düzenlenen anlayışı esas almak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapmak gerekir. Şöyle ki ;
Anayasamızın 138. maddesi bağlamında yargı bağımsızlığı değerlendirilirken, bu maddenin sadece sözüne değil; özü ve amacına da aykırı olarak çıkarılan bütün yasa ve düzenlemelerin yargı bağımsızlığını zedeleyeceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Aksi takdirde, bu konuda çıkarılan yasaların ve yapılan düzenlemelerin, Anayasaya aykırı olacağını ve bu anlayışın da Hukuk Devleti ve Hukukun üstünlüğü anlayışı ve demokrasiyle bağdaşmayacağını unutmamak gerekir.
Peki, Anayasamızın 138. Maddesinde yer alan ve ‘olması gerekeni ifade eden, yargı bağımsızlığı’ ülkemizdeki yargılamalarda ve verilen kararlarda var mıdır? Mevcut durumda bu konunun aydınlatılması için, Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimini, Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin seçimini ve hakim ve savcı seçiminde görev alan sınav mülakat kurulunun teşkil tarzını inceleyip değerlendirmek gerekir.
Anayasa Mahkemesi onbeş üyeden kurulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.