Biliyorsunuz Gaziantep deprem kuşağında.. Şehrin merkezi ile ilçelerindeki durum farklı elbette.. Merkez 3. Derece, Araban Narlı civarı 2. Derece, İslahiye Fevzipaşa civarı ise 1. Derece deprem kuşağına sahip..Olası depremde Gaziantep konumu itibarıyla riskli şehirler arasına giriyor.

Peki Gaziantep başta deprem olmak üzere, acil afet durumuna hazır mı ?Yani bu konuda birinci derecede ilgilenip, tespitler yapıp, tedbirler alması gereken kurum ne yapıyor, nerede faaliyet gösteriyor ? Buna hiçkimse cevap vermeden hemen ben vereyim..O kurum AFAD ise, maalesef hiçbir şeyi ile hazır değil.. Bu kadar kesin ve net konuşuyorsam mutlaka bir bildiğim var.. Sadece şu söylesem yeter sanırım.. Kolejtepe mahallesindeki kısa adı AFAD olan AFET VE ACİL DURUM müdürlüğünün binası sağlam değildir.. En basit depremde yıkılacak binalar arasındadır.. Zamanında güçlendirme yapılan binanın şu andaki durumu bilinmiyor ama ne kadar sağlam olduğuna sizler karar verin artık..

AFAD KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMEYEN TERZİ GİBİ

Maalesef Gaziantep için Acil Afet durumu şu anda çok ciddiyetle üzerine düşülen konu değildir.. Sınır şehri olmamız, yanıbaşımızda savaş olmasına karşın, biz Gaziantep olarak yeterli tedbirler almış bir şehir olmaktan uzak durumdayız.. .. Çünkü acil durumlarda, DEPREM başta olmak üzere kimyasal saldırı veya afet gibi durumlarda Gaziantepin acil durum planını uygulayabilecek mekanı yoktur.. Sığınağı ve korunağı yoktur..Aslında vardı, hatta olacaktı.. Ama maalesef askıya alınmış durumdadır.. Geçtiğimiz yıllarda Havaalanı yolunda önceki Vali Erdal Ata ve haksız yere görevden alınan AFAD Müdürü Sinan Atakanın büyük bir mücadeleyle projelendirdiği KOMPLEKS için hiçbir adım atılmamıştır.. Yani AFAD kendi söküğünü dikemeyecek bir terzi konumundadır.. Kimsenin moralini bozmak istemiyorum ama MİLLETVEKİLLERİ arkadaşlarımın bu konudaki ihmalliğini eleştirme hakkımı kendimde görüyorum.. Tabii Sayın Vali Ali Yerlikayanın da durumu gözden geçirip, bu kompleksin niye askıya alındığını veya niye yapımının uzadığını araştırması kaçınılmaz olmuştur.. Varsa bir gelişme bilgilendirilirsek, biz de kamuoyuna yansıtırız..

SAYIN ŞAHİN BU İNSANLARA MUTLAKA BİR CEVAP VERMELİ

Geçtiğimiz gün bir grup polis memuru ve yakınları gazeteye ziyaretime geldi. Bu insanlar ev sahibi olabilmek umuduyda, o dönemin valisi, Emniyet Müdürü ve Büyükşehir belediyesinin desteğiyle TOKİ ile başlatılan projeye girmişler.. Arsa alınmış, kuralar çekilmiş, 823 kişi belirlenmiş,onlar da TOKİ güvencesiyle 6şar bin lirayı Ziraat bankasına yatırmış..Buraya kadar herşey normal.. Yapılması gereken, hepimizin can güvenliğini korumakla yükümlü, aralarında şehit yakınları da olan bu insanların ev sahibi olabilmeleri için özellikle büyükşehir belediyesinin kendilerine destek olmasına kalmış.. O destek de bulundukları araziye gidecek yolun istimlaki için gerekenin yapılması.. Çünkü TOKİ yol olmazsa inşaata başlamam diyormuş..

İşte ne olduysa olmuş ve bir dedikodu üretilerek bu polis memurları ve emniyet çalışanlarının paralel yapıya mensup oldukları iddia edilmeye başlanmış.. Böylece herşey rafa kaldırılmış.. Haliyle bırakın konut sahibi olmayı, bankaya yatırdıkları 6şar bin liranın akıbetini bile soramaz olmuşlar.Çok uzatmak istemiyorum konuyu.. Çünkü öğrendim ki, Büyükşehir Belediyesi ve Başkanı Sayın Fatma Şahin konuyu biliyormuş.. Sayın Şahine söyleyeceğim tek şey, bu işi netleştirmesi olacaktır.. Bu insanlarımız şu anda emniyet camiasında görevde veya emekli olmuş durumdalar.. 6 bin lira onlar için önemli rakam ve hepsi maaşlarından kesinti yaparak konut sahibi olmanın heyecanı içindeler. Umarım Sayın Fatma Şahin bu konuya ivedilikle el atar ve çözümünü sağlar.. Kendisine yakışan da budur.. Çünkü Onkoloji civarındaki arazi için spekülasyonlar yapılıyor ve o arsanın bazı kişilerce ele geçirilmeye çalışıldığı ve bunun için de bu insanlara paralel damgası vurulduğu söyleniyor.. Son derece üzücü bu söylentilere son verecek tek kişi Sayın Şahindir..

GÜL VE ERDOĞANA TEŞEKKÜR EDERİZ

Gaziantepe kim hizmet getirir, kim hizmete aracı olur ve çözüme giderek sonuçlandırır, işte onlar her kimse minnettar kalırız.. Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız, Valimiz, siyasilerimiz hatta odalarımız ve derneklerimiz bu isimlerin başında geliyor elbette.. Bu minval üzerinden gidecek olursak, son günlerde AK Parti Gaziantep milletvekili Abdülhamit Gül ile Mehmet Erdoğana özellikle yargısal yönde ciddi çaba sarfettikleri için teşekkür ederiz..

Sayın Abdülhamid Gül, 20 Temmuz 2016da faaliyete başlayacak olan Bölge Adliye Mahkemelerinin Türkiye genelinde toplamda 7 şehirde kurulacağını ve bu şehirlerden birinein de Gaziantep olacağını müjdeledi. Böylece Gaziantep artık yargı alanında da bölgenin merkez şehri konumuna gelecek ve üst sınırı 5 yılı geçen dosyalar artık Yargıtay yerine doğrudan Bölge Adliye Mahkemelerine gelecek. Böylece Yargıtayın iş yükü azalacak..

Sayın Mehmet Erdoğanın verdiği müjde ise, Gaziantep ve bölge şehirleri için çok önemli olan Bölge İstinaf Mahkemesinin şehrimizde kurulacağı haberi.. 20 Temmuz 2016da faaliyete başlayacak olan İstinaf mahkemesine, temyiz başvuruları Yargıtaydan önce yapılacak. Bu şekilde Yargıtayın yükü azalacak.Her iki yargı kapısının şehrimizde olacak olması, aynı zamanda Gaziantepin yargı ve hukuksal yönde yoğunluk kazanacağı il haline getirmesini sağlıyor.. Bu tür haberler elbette moralimizi yükseltiyor, bu nedenle her iki vekilimize de Gaziantepli olarak teşekkür ederiz..

HALK OTOBÜSÜNDEN YİNE ŞİKAYET VAR

İbrahim Bekem adındaki bir okurum sosyal medyadan yazmış.. Doğrusunu söylemek gerekirse üzüldüm.. Çünkü o anda kendimi otobüse çocuğuyla binmek isteyen vatandaşın yerine koydum.. Bu konuda daha önce de şikayet almıştım aslında.. Ama sanırım Büyükşehir Zabıtasının fazla yaptırımı yok, veya işi savsaklıyor.. Gelin en iyisi bu vatandaşımızın yazdıklarını birlikte okuyalım ve kararı da siz verin.. 'Sayın abim bugün aksam (4 Mart cumartesi) saat 18. 05 de bir aile bebek arabası ile halk otobüsüne binerken şoför tarafından alınmadılar. Yağmur yağıyordu 'neden almıyorsun' diye sorduğumda 'aksam saati kalabalik oluyor alamam' dedi ve zabıtanın kendilerine böyle emir verdiğini söyledi. Bende kendisine zabıtayı arayacagimi söyledim ara dedi. Hemen 153ü arayarak bilgi verdim. Böyle bir emrin olmadığını söyledi karşımdaki görevli ve o aracın plakasını (27 H 0083 İbrahimli Çarşı otobüsü) isteyerek gereken işlemin yapılacağını söylediler. Az önce sms geldi, o araca ihtar verilmiş.. Sayın Özekşi, bu olmamalı, ihtara karşı vatandaşın eziyetine karşılık cezası ağır olmalı. Çünkü otobüsler yaşlı diyerek, çocuk arabalı diyerek yolcuyu almıyorsa, bu da sadece bir ihtar ile geçiştiriliyorsa o zaman bizim yetkililere güvenimiz kalırmı ? Lütfen bu konuyu yetkililere duyurmanızı istiyoruz..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR