Ülkemiz her geçen gün daha huzurlu olacağına, maalesef daha çok sorunlarla karşı karşıya kalmaya başladı. Hükümetin son 2 yıl hariç bu zamana kadar izlediği politika doğru söylemek gerekirse hepimizi umutlandırmıştı. Ancak özellikle dış politikada Suriye ile başlayan yanlışların, son gezi parkı olayına kadar uzanan kısmında, Türkiye'de yaşayanlar resmen huzursuz olmuşlardır. Ülke kutuplara bölünmüş, hoşgörü yok edilmiş, karşılıklı anlayış, karşı fikirlere saygı maalesef tabana vurmuştur..
Şu anda ülkemizin tekrar eski havasına kavuşmasını istiyoruz..Sayın Başbakanının bu öfkeli davranışlarından vazgeçmesini, bu güne kadar yaptığı harika işleri yok etmemesini umut ediyorum.. Ne olursa olsun, şu anda Türkiye'nin sakinleşmeye ihtiyacı var..Bırakalım Suriye'yi, Mısır'ı.. Önce kendi içimize bakalım.. Barışı sağlayalım. Öfkeyi çöpe atalım..Hoşgörüyü tekrar getirelim.. Gördük işte Suriye davasını.. Ayakkabıcılar Odası Başkanı İbrahim Buğur, herkesin bildiği ama dile getirmediğini sorunu açık yüreklilikle açıkladı. Gaziantep'te Suriyeli karmaşası yakında aleni biçimde ciddi sıkıntılar doğuracak..Bunu yerel yönetimler değil, hükümetin alacağı kararlar çözümleyecek. Aksi takdirde zaten siyasi ve sosyal yönlü sıkıntılar batağına sürüklenmekte olan ülkemizde, birde Suriyeli krizleri başlayacak..
KAMİL OCAK YERİNDE KALSA NE OLUR Kİ ?
Kamil Ocak olayını ortaya çıkardıktan sonraki gelişmeler umut verici oldu. Gazetemizin manşetiyle birlikte herkes harekete geçti. Kent Konseyi acilen toplandı. Ardından azalmakta olan sivil toplum ruhunun yaşatılmasında birinci adres olarak bilinen Sıtkı Severoğlu'nun toplantı düzenlemesi, Büyükşehir Belediye Başkanının hemen Ankara'ya gitmesi, Fatma Şahin'in bizlerle aynı duyguyu paylaşması, bazı milletvekili arkadaşlarımızın duyarlı olması, Kamil Ocak'ın konut ve ticari alana dönüştürülmesine engel teşkil edici güç oluşturdu...
Aslında yer gelmişken, bu vesileyle kafamdaki düşünceyi söylemek istiyorum.. Daha önce de yazdım, bana kalsa, Kamil Ocak'ın yerinde kalmasını isterim..Şehir dışına yapılacak olan stadın hiçbir anlamı yok.. Artık Avrupalı dahil, Latin Amerika ülkeleri futbol sahalarını kent merkezlerine yapıyorlar.. Teknoloji ilerledi, 1 sene içinde stat bitirilebilir. İşte Mersin stadı.. Ne zaman temel atıldı, ne zaman bitirildi ve Akdeniz oyunları yaptırıldı, inanın anlayamadık bile.. Elbette yeni stat için karar alındı, yeri belli oldu.. Ama eğer mevcut Kamil Ocak'ın yeri konut ve ticari alan yapılacaksa, bırakın kalsın stadımız yerinde..Haaa.. Biz yeni stat da olsa, adının KAMİL OCAK kalmasını istiyoruz..Çünkü Kamil Ocak artık sembol olmuştur.. Lütfen adını filan değiştirmeyin sakın..
İSTASYON MEYDANINDAN GECE GEÇMEYİN
Yer, İstasyon meydanının Tünel tarafı..Hem dışarısı hem içerisi.. Akşam olunca yani azıcık karanlık basınca, özellikle kadınlar için korku saatleri başlıyor.. Çünkü bu kısımda lambalar yanmıyor..Tünele girince zaten bazı ahlaksızlar lambaları kırıyor..Yıllardır değişmeyen bir alışkanlık. Yetkililerden ricamız, tabii kim yetkili ise..Lütfen istasyon meydanının tünele yakın kısmını aydınlatın..
RAMAZAN NAMUSSUZLARINA FIRSAT VERMEYİN
Ramazan geliyor, artık fırsatçılar, üçkağıtçılar, ahlaksızlar, namussuzlar haram para kazanmaya başlarlar.. Tarihi geçmiş gıda maddelerini, bakliyat ürünlerini, kalitesiz zeytinyağlarını belediyelere ve hayır yapmak isteyen kurum ve kuruluşlara satabilirler.. Numune olarak en kalitelisini götüren, ama dağıtımda en kalitesiz ve sağlığa zararlı hale gelen bu ürünleri zavallı fakir vatandaşın yemesini sağlayanlara Allah ne bela verecekse versin demek istiyorum.. Yıllardır aynı senaryoyu izliyoruz. Geçen yıl bir belediyemizi uyarmıştık. Hakikaten yaptıkları kontrolde ahlaksızlığı tespit ettiler.. Temennim, özellikle belediyeler ve büyük kuruluşlar, satın alacakları yardım paketlerinin içine konulan maddeleri güvendikleri adamlara kontrol ettirsinler. Ve ne olursa olsun, o kontrol eden adamları sürekli değiştirsinler. Çünkü ahlaksız satıcılar onun da yolunu bularak, yetkilileri menfaate boğuyorlar..
ŞAHİNBEY PARKINDAKİ KONSERLER VE GÜRÜLTÜ
Konserler elbette gerekli..Sosyal yönde insanların stres atmasını, eğlenmesini sağlamak olumlu girişimlerdir. Belediyelerimiz bunları sık sık yapıyorlar..Ancak birde işin gürültü kısmı var..Bir konser yapılıyor, o bölgede çocuk, yaşlı, hasta ne varsa gecesi zindan ediliyor..Özellikle Şahinbey parkındaki konserlerden dolayı çok sayıda şikayet telefonları alıyorum..SES SES SESSSS..Bu kadar fazla niye açılır ki.. Konser yapılan alandaki insanların duyabileceği sesin, o çevreyi rahatsız etmesine niye göz yumulur anlamış değilim.. Sadece Şahinbey Parkındaki konserler değil elbette. Her bölgede aynısı yaşanıyor..Birde gece yarısına doğru havai fişek atılmasıyla, gürültünün doruk noktasına ulaşılıyor.. Bu şehirde gürültüyü önlemekle görevli yetkili arakadaşların, bizahiti gürültüyü kendileri yapıyorsa, söyleyecek söz bulamıyoruz.. Ama biz yazacağız.. Durmayacağız.. Hatta jandarma bölgelerinde sıkılan silahları da yazacağız..Ne zaman Jandarma yetkilileri, sıkı kontrollere başlar, silah sıkılan bölgeye gider, silah sıkana ciddi biçimde ceza verir ve caydırıcılık başlatırsa, o zaman teşekkür edeceğiz..
ATATÜRK BULVARI
Sayın Asım Güzelbey Başkan oldu, Atatürk Bulvarı, Kırkayak ve Başkarakol yönündeki yol hala asfaltlanmadı.. Yanılıyorsam düzeltsinler.. Hala Gaziantep'te bahsettiğim caddenin yolu Celal Doğan'ın asfaltıyla duruyor.. Bu yönde bir okurum mail atmış.. O da farklı bir bakış getirmiş Atatürk Bulvarı için.. Bakın ne diyor okurumuz :
"Sayın özekşi, bir merakımı sizinle paylaşmak istiyorum. Belki araştırır, çözüm olursunuz. Kentin hemen her bölgesinde ciddi bir kaldırım ve asfalt çalışması var. Bazı bölgelerde ciddi restorasyonlarda var. Acaba Atatürk bulvarı yolları ve kaldırımları ne zaman bir programa alınacak. Böyle bir yenileme projesi var mı. Yoksa ismi Atatürk Bulvarı diye özellikle bir görmezden gelme durumu mu var. köşenizde yer verirseniz sevinirim."
Evet.. Söz Asım beyin..Açıklama yaparsa, bu sütunlarda yayınlarız..
BİR OKURUMUZ SORUYOR
Bizim gazetenin internet sitesinde en dikkati çeken duyarlı vatandaşımızdır Müslüm Geçili..Yaptığı doğru ve isabetli yorumlar, getirdiği eleştiriler ve öneriler hep dikkatimi çekmiştir..Yine yazmış bana ve bunu yayınlamamı istemiş..Buyrun birlikte okuyalım:
Asım Güzelbey'e ve Minibüscüler Odası Başkanına Açık Mektubumdur.
Sayın Başkan, birkaç hafta öncesine kadar Minibüscüler odası Başkanı ile dolmuşların otobüslere dönüşmesi projesi için imzalar atılmıştı. Minibüscüler Odası Başkanı atılan bu imzadan sonra yaptığı açıklamada, alınacak otobüsler için Otokar firmasıyla anlaşıldığını ifade etmiş ve bu otobüs modellerinin ise ''SULTAN'' modeli olacağını söylemişti. Bu ''SULTAN'' modeli otobüslerinin nasıl olduğunu öğrenmek için Otokar firmasının web sayfasını ziyaret ettim. Adresdeki modellere baktığımda Sultan Modelinin, şuan ki Gaziantep de bulunun Özel Halk Otobüsleri ile bire bir aynı olduğunu gördüm. Minibüsçüler Odası Başkanı Sayın Sofu Çolak bu modeli seçtiğinden emin mi? Sayın Çolak, neden bu modeli tercih etti? Bu otobüslerin Toplu Taşımacılık için uygun olacağını mı düşünüyor? Bu otobüsleri gayet yakından tanıyoruz. Çünkü Gaziantep yıllardır bu otobüsler ile ulaşımını sağlıyor. Lakin bu otobüslerin toplu taşımacılık için yeterli kapasitede ve düzeyde olmadığını belirtmek isterim. Neden mi? Çünkü bu otobüsler bir defa toplu taşımacılık yapacak düzey de üretilmemiş. Bu otobüsler engelli vatandaşlarımız için uygun biçim de değil. Bu otobüsler Gaziantep gibi büyük bir şehrin trafiğini rahatlatacak seviye de hiç değil. Bu otobüslerin biniş kapısında ki merdivenler çok yüksek ve bu vesileyle özellikle de yaşlı insanlarımız, hastalarımız ve çocuklu bayanlarımız oldukça zorluk ve sıkıntı çekmektediler. Şuan ki Özel Halk Otobüslerinde bu tarz sıkıntıları net biçimde görmekteyiz. Sayın Güzelbey, Minibüscüler Odası Başkanı ile bu otobüslerin seçimi konusunda ne gibi bir görüşme sağladı çok merak ediyorum. Eğer ki bu otobüs seçimi konusunda Sayın Güzelbey'in fikri alındı ve onay verdiyse derhal bu kararlarından vazgeçmeliler. Çünkü bu otobüsler uygun biçimde dizayn edilmemiştir. Bu otobüsler asla ve asla rahat toplu ulaşım araçları olamazlar. Toplu Taşıma Otobüsleri geniş ve uzun olmalı. İnsanlar otobüslere binerken zorluk çekmemeli. Toplu Taşıma Otobüsleri merdivenli olmamalı ve zemine sıfır olmalı. İstanbul ve Ankara ilinde ki otobüsler aynen bahsettiğim biçimde. Otokar firmasının web adresine baktığımda en uygun Toplu Taşıma Otobüsleri bana göre KENT MODELİDİR. Çünkü bu otobüsler tam anlamıyla Toplu Taşımacılık için üretilmiştir. Oldukça geniş ve uzun, insanların rahat bir şekilde binip inebilecekleri bir otobüs. Özellikle de engelli vatandaşlarımız için gayet uygun bir şekilde dizayn edilmiştir. Çünkü otobüs zemin ile sıfır. Yani bir engelli vatandaşımız otobüse binmek istediğinde, otobüsün yere temas edecek kapağı açıldığında hiçbir zorluk çekmeyecektir. Kaldı ki bu KENT modeli otobüsleri daha fazla yolcu kapasiteli. Minibüscüler Odası Başkanı Sayın Çolak, bu otobüs seçimi konusunda tekrar düşünmeli. Düşündükleri otobüs modeli şuan ki Özel Halk Otobüsleri ile aynı olacaksa eğer, lütfen bu kararlarından vazgeçsinler ve toplu taşımacılık için en uygun şekilde üretilen otobüslerde karar alsınlar. Dediğim gibi bu model ise bana göre KENT modelidir. Minibüscüler Odası Başkanı Sayın Çolak, yeni alınacak otobüslerin renklerini halkın belirleyeceğini ifade etmişti ve bunun için anket yapacaklarını söylemişti. Ama şuan herhangi bir anket ile karşılaşmadık. Büyükşehir Belediyesinin web sayfasında bu konuyla ilgili hiçbir haber bulunmamaktadır. Öncelikle otobüslerin istenilen düzeyde olması gerekiyor. Çünkü renk konusunda zorluk yaşanacağını sanmıyorum. İlk olarak uygun otobüslerin getirilip halkın hizmetine sunulması lazım. Eğer ki gerçekten bu proje isteniliyorsa, lütfen uygun bir şekilde olan otobüsler tercih edilmeli. İnsanlarımız otobüslere bindiklerinde sıkıntı çekmemeli. Bu vesileyle Sayın Başkanımız Asım Güzelbey'e ve Minibüscüler Odası Başkanı Sayın Çolak'a açık bir şekilde sesleniyorum. Lütfen yeni alınacak otobüs modeli için bir kez daha düşünün.
Hepinize iyi haftalar
Ülkemiz her geçen gün daha huzurlu olacağına, maalesef daha çok sorunlarla karşı karşıya kalmaya başladı. Hükümetin son 2 yıl hariç bu zamana kadar izlediği politika doğru söylemek gerekirse hepimizi umutlandırmıştı. Ancak özellikle dış politikada Suriye ile başlayan yanlışların, son gezi parkı olayına kadar uzanan kısmında, Türkiye'de yaşayanlar resmen huzursuz olmuşlardır. Ülke kutuplara bölünmüş, hoşgörü yok edilmiş, karşılıklı anlayış, karşı fikirlere saygı maalesef tabana vurmuştur..Şu anda ülkemizin tekrar eski havasına kavuşmasını istiyoruz..Sayın Başbakanının bu öfkeli davranışlarından vazgeçmesini, bu güne kadar yaptığı harika işleri yok etmemesini umut ediyorum.. Ne olursa olsun, şu anda Türkiye'nin sakinleşmeye ihtiyacı var..Bırakalım Suriye'yi, Mısır'ı.. Önce kendi içimize bakalım.. Barışı sağlayalım. Öfkeyi çöpe atalım..Hoşgörüyü tekrar getirelim.. Gördük işte Suriye davasını.. Ayakkabıcılar Odası Başkanı İbrahim Buğur, herkesin bildiği ama dile getirmediğini sorunu açık yüreklilikle açıkladı. Gaziantep'te Suriyeli karmaşası yakında aleni biçimde ciddi sıkıntılar doğuracak..Bunu yerel yönetimler değil, hükümetin alacağı kararlar çözümleyecek. Aksi takdirde zaten siyasi ve sosyal yönlü sıkıntılar batağına sürüklenmekte olan ülkemizde, birde Suriyeli krizleri başlayacak.. KAMİL OCAK YERİNDE KALSA NE OLUR Kİ? Kamil Ocak olayını ortaya çıkardıktan sonraki gelişmeler umut verici oldu. Gazetemizin manşetiyle birlikte herkes harekete geçti. Kent Konseyi acilen toplandı. Ardından azalmakta olan sivil toplum ruhunun yaşatılmasında birinci adres olarak bilinen Sıtkı Severoğlu'nun toplantı düzenlemesi, Büyükşehir Belediye Başkanının hemen Ankara'ya gitmesi, Fatma Şahin'in bizlerle aynı duyguyu paylaşması, bazı milletvekili arkadaşlarımızın duyarlı olması, Kamil Ocak'ın konut ve ticari alana dönüştürülmesine engel teşkil edici güç oluşturdu...Aslında yer gelmişken, bu vesileyle kafamdaki düşünceyi söylemek istiyorum.. Daha önce de yazdım, bana kalsa, Kamil Ocak'ın yerinde kalmasını isterim..Şehir dışına yapılacak olan stadın hiçbir anlamı yok.. Artık Avrupalı dahil, Latin Amerika ülkeleri futbol sahalarını kent merkezlerine yapıyorlar.. Teknoloji ilerledi, 1 sene içinde stat bitirilebilir. İşte Mersin stadı.. Ne zaman temel atıldı, ne zaman bitirildi ve Akdeniz oyunları yaptırıldı, inanın anlayamadık bile.. Elbette yeni stat için karar alındı, yeri belli oldu.. Ama eğer mevcut Kamil Ocak'ın yeri konut ve ticari alan yapılacaksa, bırakın kalsın stadımız yerinde..Haaa.. Biz yeni stat da olsa, adının KAMİL OCAK kalmasını istiyoruz..Çünkü Kamil Ocak artık sembol olmuştur.. Lütfen adını filan değiştirmeyin sakın.. İSTASYON MEYDANINDAN GECE GEÇMEYİN Yer, İstasyon meydanının Tünel tarafı..Hem dışarısı hem içerisi.. Akşam olunca yani azıcık karanlık basınca, özellikle kadınlar için korku saatleri başlıyor.. Çünkü bu kısımda lambalar yanmıyor..Tünele girince zaten bazı ahlaksızlar lambaları kırıyor..Yıllardır değişmeyen bir alışkanlık. Yetkililerden ricamız, tabii kim yetkili ise..Lütfen istasyon meydanının tünele yakın kısmını aydınlatın.. RAMAZAN NAMUSSUZLARINA FIRSAT VERMEYİN Ramazan geliyor, artık fırsatçılar, üçkağıtçılar, ahlaksızlar, namussuzlar haram para kazanmaya başlarlar.. Tarihi geçmiş gıda maddelerini, bakliyat ürünlerini, kalitesiz zeytinyağlarını belediyelere ve hayır yapmak isteyen kurum ve kuruluşlara satabilirler.. Numune olarak en kalitelisini götüren, ama dağıtımda en kalitesiz ve sağlığa zararlı hale gelen bu ürünleri zavallı fakir vatandaşın yemesini sağlayanlara Allah ne bela verecekse versin demek istiyorum.. Yıllardır aynı senaryoyu izliyoruz. Geçen yıl bir belediyemizi uyarmıştık. Hakikaten yaptıkları kontrolde ahlaksızlığı tespit ettiler.. Temennim, özellikle belediyeler ve büyük kuruluşlar, satın alacakları yardım paketlerinin içine konulan maddeleri güvendikleri adamlara kontrol ettirsinler. Ve ne olursa olsun, o kontrol eden adamları sürekli değiştirsinler. Çünkü ahlaksız satıcılar onun da yolunu bularak, yetkilileri menfaate boğuyorlar.. ŞAHİNBEY PARKINDAKİ KONSERLER VE GÜRÜLTÜ Konserler elbette gerekli..Sosyal yönde insanların stres atmasını, eğlenmesini sağlamak olumlu girişimlerdir. Belediyelerimiz bunları sık sık yapıyorlar..Ancak birde işin gürültü kısmı var..Bir konser yapılıyor, o bölgede çocuk, yaşlı, hasta ne varsa gecesi zindan ediliyor..Özellikle Şahinbey parkındaki konserlerden dolayı çok sayıda şikayet telefonları alıyorum..SES SES SESSSS..Bu kadar fazla niye açılır ki.. Konser yapılan alandaki insanların duyabileceği sesin, o çevreyi rahatsız etmesine niye göz yumulur anlamış değilim.. Sadece Şahinbey Parkındaki konserler değil elbette. Her bölgede aynısı yaşanıyor..Birde gece yarısına doğru havai fişek atılmasıyla, gürültünün doruk noktasına ulaşılıyor.. Bu şehirde gürültüyü önlemekle görevli yetkili arakadaşların, bizahiti gürültüyü kendileri yapıyorsa, söyleyecek söz bulamıyoruz.. Ama biz yazacağız.. Durmayacağız.. Hatta jandarma bölgelerinde sıkılan silahları da yazacağız..Ne zaman Jandarma yetkilileri, sıkı kontrollere başlar, silah sıkılan bölgeye gider, silah sıkana ciddi biçimde ceza verir ve caydırıcılık başlatırsa, o zaman teşekkür edeceğiz.. ATATÜRK BULVARI Sayın Asım Güzelbey Başkan oldu, Atatürk Bulvarı, Kırkayak ve Başkarakol yönündeki yol hala asfaltlanmadı.. Yanılıyorsam düzeltsinler.. Hala Gaziantep'te bahsettiğim caddenin yolu Celal Doğan'ın asfaltıyla duruyor.. Bu yönde bir okurum mail atmış.. O da farklı bir bakış getirmiş Atatürk Bulvarı için.. Bakın ne diyor okurumuz :"Sayın özekşi, bir merakımı sizinle paylaşmak istiyorum. Belki araştırır, çözüm olursunuz. Kentin hemen her bölgesinde ciddi bir kaldırım ve asfalt çalışması var. Bazı bölgelerde ciddi restorasyonlarda var. Acaba Atatürk bulvarı yolları ve kaldırımları ne zaman bir programa alınacak. Böyle bir yenileme projesi var mı. Yoksa ismi Atatürk Bulvarı diye özellikle bir görmezden gelme durumu mu var. köşenizde yer verirseniz sevinirim."Evet.. Söz Asım beyin..Açıklama yaparsa, bu sütunlarda yayınlarız.. BİR OKURUMUZ SORUYOR Bizim gazetenin internet sitesinde en dikkati çeken duyarlı vatandaşımızdır Müslüm Geçili..Yaptığı doğru ve isabetli yorumlar, getirdiği eleştiriler ve öneriler hep dikkatimi çekmiştir..Yine yazmış bana ve bunu yayınlamamı istemiş..Buyrun birlikte okuyalım:Asım Güzelbey'e ve Minibüscüler Odası Başkanına Açık Mektubumdur. Sayın Başkan, birkaç hafta öncesine kadar Minibüscüler odası Başkanı ile dolmuşların otobüslere dönüşmesi projesi için imzalar atılmıştı. Minibüscüler Odası Başkanı atılan bu imzadan sonra yaptığı açıklamada, alınacak otobüsler için Otokar firmasıyla anlaşıldığını ifade etmiş ve bu otobüs modellerinin ise ''SULTAN'' modeli olacağını söylemişti. Bu ''SULTAN'' modeli otobüslerinin nasıl olduğunu öğrenmek için Otokar firmasının web sayfasını ziyaret ettim. Adresdeki modellere baktığımda Sultan Modelinin, şuan ki Gaziantep de bulunun Özel Halk Otobüsleri ile bire bir aynı olduğunu gördüm. Minibüsçüler Odası Başkanı Sayın Sofu Çolak bu modeli seçtiğinden emin mi? Sayın Çolak, neden bu modeli tercih etti? Bu otobüslerin Toplu Taşımacılık için uygun olacağını mı düşünüyor? Bu otobüsleri gayet yakından tanıyoruz. Çünkü Gaziantep yıllardır bu otobüsler ile ulaşımını sağlıyor. Lakin bu otobüslerin toplu taşımacılık için yeterli kapasitede ve düzeyde olmadığını belirtmek isterim. Neden mi? Çünkü bu otobüsler bir defa toplu taşımacılık yapacak düzey de üretilmemiş. Bu otobüsler engelli vatandaşlarımız için uygun biçim de değil. Bu otobüsler Gaziantep gibi büyük bir şehrin trafiğini rahatlatacak seviye de hiç değil. Bu otobüslerin biniş kapısında ki merdivenler çok yüksek ve bu vesileyle özellikle de yaşlı insanlarımız, hastalarımız ve çocuklu bayanlarımız oldukça zorluk ve sıkıntı çekmektediler. Şuan ki Özel Halk Otobüslerinde bu tarz sıkıntıları net biçimde görmekteyiz. Sayın Güzelbey, Minibüscüler Odası Başkanı ile bu otobüslerin seçimi konusunda ne gibi bir görüşme sağladı çok merak ediyorum. Eğer ki bu otobüs seçimi konusunda Sayın Güzelbey'in fikri alındı ve onay verdiyse derhal bu kararlarından vazgeçmeliler. Çünkü bu otobüsler uygun biçimde dizayn edilmemiştir. Bu otobüsler asla ve asla rahat toplu ulaşım araçları olamazlar. Toplu Taşıma Otobüsleri geniş ve uzun olmalı. İnsanlar otobüslere binerken zorluk çekmemeli. Toplu Taşıma Otobüsleri merdivenli olmamalı ve zemine sıfır olmalı. İstanbul ve Ankara ilinde ki otobüsler aynen bahsettiğim biçimde. Otokar firmasının web adresine baktığımda en uygun Toplu Taşıma Otobüsleri bana göre KENT MODELİDİR. Çünkü bu otobüsler tam anlamıyla Toplu Taşımacılık için üretilmiştir. Oldukça geniş ve uzun, insanların rahat bir şekilde binip inebilecekleri bir otobüs. Özellikle de engelli vatandaşlarımız için gayet uygun bir şekilde dizayn edilmiştir. Çünkü otobüs zemin ile sıfır. Yani bir engelli vatandaşımız otobüse binmek istediğinde, otobüsün yere temas edecek kapağı açıldığında hiçbir zorluk çekmeyecektir. Kaldı ki bu KENT modeli otobüsleri daha fazla yolcu kapasiteli. Minibüscüler Odası Başkanı Sayın Çolak, bu otobüs seçimi konusunda tekrar düşünmeli. Düşündükleri otobüs modeli şuan ki Özel Halk Otobüsleri ile aynı olacaksa eğer, lütfen bu kararlarından vazgeçsinler ve toplu taşımacılık için en uygun şekilde üretilen otobüslerde karar alsınlar. Dediğim gibi bu model ise bana göre KENT modelidir. Minibüscüler Odası Başkanı Sayın Çolak, yeni alınacak otobüslerin renklerini halkın belirleyeceğini ifade etmişti ve bunun için anket yapacaklarını söylemişti. Ama şuan herhangi bir anket ile karşılaşmadık. Büyükşehir Belediyesinin web sayfasında bu konuyla ilgili hiçbir haber bulunmamaktadır. Öncelikle otobüslerin istenilen düzeyde olması gerekiyor. Çünkü renk konusunda zorluk yaşanacağını sanmıyorum. İlk olarak uygun otobüslerin getirilip halkın hizmetine sunulması lazım. Eğer ki gerçekten bu proje isteniliyorsa, lütfen uygun bir şekilde olan otobüsler tercih edilmeli. İnsanlarımız otobüslere bindiklerinde sıkıntı çekmemeli. Bu vesileyle Sayın Başkanımız Asım Güzelbey'e ve Minibüscüler Odası Başkanı Sayın Çolak'a açık bir şekilde sesleniyorum. Lütfen yeni alınacak otobüs modeli için bir kez daha düşünün. Hepinize iyi haftalar