Başlık tuhaf gelecek belki ama Gaziantep tam bir ABİSİZLİK yaşıyor. Hatta buna bir de ABLA’sızlığı eklemeliyim…Burada tam da aklıma gelen rahmetli Süheyla Tahaoğlu’nu bir kez daha rahmetle analım… Bu şehrin dünya kadar meselesi var. Gerek kendi çözebileceklerimiz, gerekse Başkentte çözüme ulaştırabileceklerimiz… İşte bu çark yürümüyor. Çünkü Gaziantep’te her şey Milletvekilleri, Vali, Fatma Şahin ve ilçe belediye başkanlarından bekleniyor. Aslında çözüm noktaları onlar, ama çözümsüzlükte onlara yol gösterecek, fikir verecek, kentin hafızasını bilecek, tarihi hakkında bilgi sahibi olacak, ABİ’lik veya ABLA’lık yapacak kimse yok…
VATANDAŞA MİLLETVEKİLLERİNİ SORSAK NE CEVAP ALIRIZ?
Bakın Milletvekillerden başlayacak olursak, bu şehirde yaşayanlar Mecliste kendilerini temsil edenlerin kaç tane olduğunu bilmezler. Bilseler bile 5 tanesini bir çırpıda sayamazlar. Bilen ve sayanların yüzdesi 10, bilemediniz 15’i ancak bulur. Oysa adı üstende VEKİL, yani halkın vekili, yani bizim vekilimiz… İsim vermeyecek ve şu bunu yapıyor, bu şunları yapıyor demeyeceğim. Meseleye bütüncül olarak bakıyorum. Ve çok, ama çok üzülerek söylemeliyim ki, Gaziantep’in eski gür sesi duyulmuyor. Özellikle Ankara’da… Elbette tamamiyle yok sayamam, olumsuz diyemem, çünkü bunları kısmende olsa yerine getirenlere haksızlık ederim. Ama eskiden çoğu vefat etmiş o milletvekillerimizi hatırladıkça, şimdi her fırsatta onlardan bahsediyorsak, o zaman bir yerde terslik olduğunu söylemeden geçemeyeceğim…
ANKARA’DA GÜCÜMÜZ ELBETTE VAR AMA ESKİSİ GİBİ DEĞİL
Şunu hemen belirtmeliyim, mutlaka bu yaklaşımlarımdan dolayı mevcut kenti yönetenler veya temsil edenler hiçbir şey yapmıyor diye algılayanlar çıkabilir. Bunun böyle olmadığını, ama bu şehrin de sözde değil, özde bir ortak akıl yürütemediğinin de tüm gerçekliğiyle ortada olduğunu söylemeliyim. Çünkü bu şehirde bir boşluk var, çünkü bu şehir Ülkenin en büyük 4. Ekonomisine sahip ama nedense ekonomik gücü diğer unsurlarla bütünleştiremiyoruz. Dağınıklık had safhada. Belki Ankara'da gücümüz var diyebilirler ama eskiyle orantıladığımızda maalesef yok. Bunu her konuda ifade edebiliriz. Bakın bir Milletvekilini bile bu şehir seçemiyor. Bir Vali, bir Kaymakam, bir Bürokrat atamasında Gaziantep’i temsil eden veya şehrin etkili- yetkili kesimlerinin, siyasi iktidarın temsilcilerinin bile görüşleri alınmıyor. Atadım bitti, görevden aldım gitti. Oysa eskiden böyle değildi. Kente kim atanacaksa görüş alınır ona göre atama yapılırdı. Oysa yanıbaşımızda komşu illerde bu durum yok. Siyasiler hatta iktidarın temsilcileri anında tepki gösterebiliyor, o atamaları durdurabiliyor. Siz hiç yıllardan beri Gaziantep’te böyle bir duruşu ve kararlılığı gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü artık o eski Gaziantep RUHU yok denecek kadar azaldı.
KAFASINA VUR ELİNDEN EKMEĞİNİ AL ŞEHRİ
Biz neler gördük neler yaşadık hepsi bu köşenin arşivlerinde saklıdır. İşi sadece siyasete veya bürokrasiye bağlamayalım. Bu şehrin sanayisi var, Odaları var, Esnaf dernekleri var, STK’ları var. İş dünyası var, küçük sanayisi var, örnek sanayisi var, tüccarı var, çiftçisi var… Yıllarını eğitime harcamış örnek eğitimcileri var. Var olmasına var da, şehrin sorunları bir yana, kendi bünyelerinde bile birliği beraberliği sağlayamıyorlar. Çünkü onlarda da yol gösterecek, fikrine başvuracak, görüş alabilecek bir ABİ veya ABLA arayışı yok. Artık her şeyi ben bilirim diyenler çoğaldı, kimsenin fikrine ihtiyaçları olmadığını düşünenlere kaldı meydanlar… Eskiden her meslek grubunda, her sektörde ciddi bir hafızası olan tecrübeli insanlar şimdi hatırlanmıyor bile. Oysa bir denense, bir araştırılsa, fikrine görüşüne başvuracak yüzlerce ABİ ve ABLA çıkacak. Bunlar araştırılsa, ara sıra bireysel veya yönetimce görüş alışverişinde bulunulsa, inanın Gaziantep bu kadar sessiz ve “kafasına vur elinden ekmeğini al”pozisyonuna düşmez.
O KADAR GÜÇLÜ SANAYİYE SAHİP ŞEHİR NİYE SES VERMEZ
Sadece Gaziantep’in aylardır yaşadığı son uçak seferleri ve rötarlara değineyim sizlere her şey hakkında bütün olarak fikir verebilir. Dedim ya ülkenin en büyük 4. Ekonomisine sahip, ihracatta ilk 5 sıradan düşmeyen, hatta zirveyi zorlayan bir Gaziantep’te yaşıyoruz. Ve bu Gaziantep’e gelen ve giden her gün yüzlerce iş adamı sanayici var. Bir gün odalar, organize, borsa, ihracatçı birlikleri oturup bu sorun hakkında ortak çözüm üretebildi mi? Neler oluyor dedi mi? Arasıra GTO Başkanı Tuncay Yıldırım tepkisini veriyor çözüm için gerektiğinde Ankara’ya gidiyor. Son olarak Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi de koydu tepkisini. Peki ya diğerleri? Maalesef ne duydum ne gördüm. Oysa iddia ediyorum bu Gaziantep böylesine güçlü sanayisi ile bir veya birkaç uçak alabilecek güce sahip bir şehir. Ya bizi bıraktık bari kendinize bir çözüm bulun diyecek olsak acaba ne derler? Sanırım onlar da bu çileyi çekmeye razı olmuş gibi gözüküyorlar. Aslında en büyük tepkiyi onların göstermesi lazım değil mi? Bir şey daha dikkatinizi çekti mi? Eskiden masaya yumruğunu vuran, en küçük sorunda Ankara’da herkesi ayağa kaldıran, koparmadığı hiçbir şey kalmayan Sayın Fatma Şahin bu tür meselelerde artık niye ses vermiyor? Gerçekten çok merak ediyorum… Yoksa bu kadar mı küstürüldü?
BİZ NASIL ŞEHİR OLDUK YA!!!
Gelelim son söyleyeceklerime. Aslında söylenecek şey çok da köşemiz dar. Hadi biz vatandaş olarak kaderimize razıyız. Çünkü gerçekten sahipsiz bırakıldık. Havalimanında 15-20 saati bulan rötarlar nedeniyle bırakın koltuk sandayle, bankları, yerlere oturacak, aç ve susuz bırakılacak hallere düşürüldük. Parası olanlar en basitinden 200-250 liraya sandviç, 50 liraya su alabildi ama peki alamayanlar? rötar yapan firmalara ses çıkarmayanlar, veya çıkarsa da onların gösterdikleri bahane ve yalanlara inanıp, vatandaşları kendi kaderine terkedenler. İşte bunları yaşıyoruz 100 yılın Gaziantep’inde. Başından beri diyoruz ki, vatandaş olarak bu kadar çileyi çekmeye bizleri mahkum edenlere karşın, hiç değilse bu şehri yönetenler hiçbir şey yapmıyarlarsa bile bir söz ile, bir el ile bir destek ile bu sıkıntımıza ortak olsun, bizde yalnız bırakılmadığımızı bilelim… İşte orada bunu göremiyoruz…
Onun için diyorum ki “BİZ NASIL ŞEHİR OLDUK “ yaaa…
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR