Maalesef yıllardır ihmal edildi.. Ciddiye alınmadı.. Hep ötelendi.. Bu köşeden sayısı kaç oldu bilmiyorum ama mutlaka 100'ü geçmiştir hep yazdım ve 'Alt yapı, alt yapı' dedim durdum.. Şehir büyüdü yatırımlar büyümedi.. Şehir gelişti yatırımlar yerinde saydı.. Bu konuda yetkiler tamamen hükümetin elinde iken, bizim milletvekili arkadaşlarım ve son olarak Sayın Bakanımız Fatma Şahin'e bizzat söyledim defalarca..
İnanın kendime veya gazeteme, veyahut arkadaşlarıma ve akrabalarıma bir şey isteseydim çoktan yerine getirildi belki de.. Ne yazık ki, üzülerek de olsa, bu şehirde özellikle iktidara yakın bazı kesimlerin kentin sorunları yerine kendi çıkarlarını düşünerek hareket ettiğini ve maalesef başarılı olduklarını ibretle izlediğimi söylemek zorundayım... Bunun son örneği KOSGEB'te yaşananlardır.. Çünkü KOSGEB vakası bu şehirde işini düzgün yapanların cezalandırıldığı, hile hurda ve sahketarlık yapanların ise adeta ödüllünderildiği bir vakıadır.. Gönül isterdi ki, keşke KOSGEB'ten haksızca para alanların önemli bölümü iktidar partisi vede teşkilatının içinden çıkmasaydı.. Keşke bazı milletvekili kardeşlerimizin yakınları olmasaydı.. Ve keşke bu haksızca para alanlar, bizzat iktidar partisi temsilcileri tarafından, hatta bakanlar tarafından kollanıp korunmasaydı demek istiyoruz… Ve yine gönül isterdi ki, milletvekili kardeşlerimiz, hatta sayın Bakanımız KOSGEB'i mağdur edenlerin değil, KOSGEB'den dolayı mağdur olanların hakkını koruyacak girişimlerde bulunabilseydi…Keşke hepsi de Bakanlara ve genel müdüre 'kardeşim sahtekarlık yapanlar yüzünden yüzlerce firmanın paralarını niye ödemiyorsunuz, kurunun yanında yaşı yakıyorsunuz, bunun adı adaletsizliktir.. Onları niye mağdur ediyorsunuz'deseydi..
KOSGEB OLAYI VİCDANLARI YARALAMIŞTIR
… Ve Keşke GTO ve esnaf birlikleri zamanında harekete geçip mağdur edilen firmaların haklarını koruma adına girişimde bulunabilselerdi.. Özellikle Ömer Küsbeoğlu kardeşim bu büyük haksızlıktan dolayı sesini daha gür çıkarabilseydi.. Mağdur edilen yüzlerce firmayı yanına alıp Ankara'ya gitmeye teşebbüs etseydi. Bu olayı tüm Türkiye'ye duyurabilseydi.. GTO'dan destek isteyip, Eyüp Bartık beyefendiyi de harekete geçirebilseydi.. Ve CHP Mliletvekili Sayın Mehmet Şeker, işin başındaki kadar kararlı davranıp topladığı alkışın sonunu getirebilseydi… Sessizliğe bürünmeyip kafalarda soru işareti oluşturmasaydı.. Bu konuda o kadar büyük mağduriyet var ki, bankaların hacizi ve biriken faizler, KOSGEB'in vereceği paranın miktarını çoktan aşmıştır.. Ve ne acıdır ki, bu konuda mağdur olan esnafa ve küçük orta boy firmalara sahip çıkmayan iktidar partisinin yetkilileri olan sevgili arkadaşlarımızın, bilerek ses çıkarmayışları ve mağdurların yanında olmayışları uzun süre hafızalardan çıkmayacaktır..
ELEKTRİKLER ESKİSİNDEN DAHA FAZLA KESİLECEK
Gaziantep'te biliyorsunuz zamanında enerji konusunda yeterince titiz davranılmayışının bedellerini şimdi ağır biçimde ödüyoruz.. Çünkü artık enerji işi özelleşti.. Elektrikte ipler Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ'ye geçti. Toroslar bir konsorsiyum ve yabancı ortakları var.. Gaziantep'te dikilecek bir direk, takılacak bir lambanın hesabı yapılıyor artık.. Öyle eskisi gibi muhtar kardeşlerimiz sokaktaki elektrik direkleri için milletvekilleri veya bakanlara şikayetçi olsa da, artık sonuç alamayacak.. Çünkü eskisi gibi çağır TEDAŞ müdürünü ayağına, bağır çağır fırça çek işi bitti.. Tek bir gerçek var, o da her şeyin Toroslar'ın yetkisinde olması.. Onun içindir ki, Toroslar AŞ'nin hizmetleri sınırlı kapasitede olacak.. Kısa adı EPDK olan (Enerji Piyasasi Düzenleme Kurulu) Toroslar'a yıllık bütçe verecek, onlar da zaten kısıtlı olan bütçeyle şehirde çalışma yapacak..
Biliyorsunuz, EPDK'nın başına Gaziantep Nizip doğumlu Sayın Mustafa Yılmaz getirildi. Bu şehrimiz adına elbette önemli bir gelişme.. Geçtiğimiz günlerde şehrimizde toplantı yapılmış ve enerji meselesi masaya yatırılmış.. Tabii Toroslar AŞ yetkilileri de varmış bu toplantıda.. Gaziantep'i temsilen eski Bakan Fatma Şahin ve milletvekilleri de varmış elbette.. Keşke bu boyuttaki toplantıları özelleştirme öncesi yapabilselerdi.. İktidar gücünden Gaziantep'in enerji sorununu çözebilecek yatırımlar ve projeler üretebilselerdi.. Şimdi işler eskisi gibi olmayacak.. EPDK'nın Toroslar AŞ'ye vereceği yıllık bütçe sadece Gaziantep'i kapsamayacak ve bölgede bulunan Adana, Hatay, Kilis, Mersin ve Osmaniye illerinin elektrik tedarik ve dağıtımını içine alacak.. Edindiğim bilgiye göre bu yıl için EPDK 100 milyon TL bütçe ayırmış.. Gaziantep'e bunun ne kadarı düşer bilmiyorum.. Ama şunu çok iyi biliyorum.. Elektrik kesintileri eskisinden daha sık yaşanacak.. Özellikle kenar semtlerde garibanların elektrikleri sık sık kesilecek..
ASIL GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Siyasi partilerimiz seçim öncesi bayrak kirliliğini önleme konusunda anlaşmışlar.. İyi olmuş da, bu kentte yaşayanlar olarak asıl şikayetçi olduğumuz şey, bayrak flama değil, gürültü kirliliğidir.. Yüksek sesle çalınan müzikler, yapılan anonslar, bilmem kim geliyor demeler, oyunuzu bize verin diye bağırmalar beynimizi patlatıyor adeta.. Bu işin yaşlısı hastası, çocuğu olduğu hiç hesaba katılmıyor.. Gaziantep olarak zaten araba kornalarından, gece yarılarında atılan havai fişeklerden, düğün konvoylarından ve silah sıkmalardan bıktık, şimdi de seçim propagandaları başladı.. Aslında Sayın Vali Erdal Ata bir çağrıda bulunabilir. Anons arabalarının müzik ayarlarını düşürülmesini isteyebilir.. Ama bundan pek umudum yok, çünkü vilayetin yanıbaşında demokrasi meydanındaki etkinliklerde bile en yüksek sesle müzik çalınıyor kimse müdahele etmiyor.. Gerçekten üzülmemek elde değil..
ÇİMENTO KAVŞAĞINA BİR BAKSANIZ
Bir okurum yazmış.. Haklı gördüğüm için yayınlıyorum.. Umarım yetkililer de hak verecek ve harekete geçeceklerdir.. Gelin birlikte okuyalım.. 'Ökkeş bey merhaba.. Sizin ve Gaziantep27 gazetesinin sürekli takipçinizim.. Sizden bi arzum var.. Ben örnek sanayi siteside çalışyorum. Çimento kavşagında, ısuzu tarafından karşı tarafa geçmekte büyük zorluk çekiyoruz. Seyrantepe'den gelen ve sanayide çalışanlar da karşı tarafa geçmekte zorlanıyorlar.. Oraya bir üst geçit yapılmış olunsa, kazalar ve ölüm olaylarının önüne geçilir.. Çünkü buradan sürekli yayalar geçiyor.. Ve sürekli kazalar oluyor. Geçen ay yine ölümlü kaza oldu. Bu olayı anlatmak için belediye mail attım, bana dönüş yapılacağını söylediler maalesef kimse dönmedi. Tek çare size yazmakta buldum..Saygılarımla....
BİRAZ DA ÖĞRENCİLERİ DÜŞÜNÜN NE OLUR
Yine okurlarımızdan Ömer Kaya'dan gelen şikayet var.. Haklı tabii.. Sorun sınava girecek veya giren öğrencilerin yaşadıkları gürültü kirliliği.. Bu haliyle öğrencide konsantrasyon bozukluğu yaratıyor.. Bakın Ömer Kaya neler yazmış, birlikte okuyalım..
' Sayın Özekşi.. Biliyorsunuz ki Türkiye’de hafta sonları binlerce bazen milyonlarca kişi sınavlara tabii tutuluyor. Öğrenciler senelerce çalışıp hayatlarını 2 ila 3 saatlik sınavlarla şekillendirmektedirler. Sınav günleri, düğünler, inşaatlardaki çalışmalardan doğan, matkap ve iş makinaları, seyyar satıcılar ve özellikle de sloganlılar, 'kadınların dikkatine overlokçu gelmiştir, hertürlü dikim yapılır’’ diye bağıranlar.. Çok bir şey istemiyoruz aslında.. Bunlara sınav günlerinde sınav yapılan bölgelerin çevrelerinde engel olunamazmı ? Örneğin, sınav saatlerinde polis ve zabıta memurları sınav merkezlerinde devriye gezerse çözülebilir bunlar.. İnsanlarımızın (öğrencilerimizin) hayatlarını ilgilendirecek derecede önemli bu konu niye ciddiye alınmaz, niye Gaziantep'teki eğitimciler bu konu için harekete geçmez, anlayamıyoruz.. Sizden isteğimiz bu sorunu dile getirmeniz..
MERDİVENDE İKEN ELİNİZ CEBİNİZDE Mİ ?
Artık her hafta sizlere bu köşede faydalı olacağımı sandığım tavsiyelerde ve uyarılarda bulunacağım.. Geçen hafta kalp krizi konusunda ilk etapta yapmamız gerekenleri dile getirmiştim.. Bu hafta farklı uyarılarda bulunmak istiyorum.. Belki çoğunuz farkında olmuyorsunuz bile, başınıza küçük kazalar geldiğinde bunların neden olduğunu..Ama önceden tedbirli olursanız, hiç değilse başınıza bişey gelmesini önlersiniz.. Bakın önemsemezsiniz belki ama bu çok önemli.. İster merdiven inerken, isterse çıkarken.. Siz siz olun elinizi cebinize sokmayın.. Hadi bazılarında alışkanlık olmuştur artık, nereye gitse elleri cebindedir.. Yürürken neyse de, en tehlikelisi merdivenlerde.. Bunu özellikle erkekler için söylüyorum.. Tabii kadınlarda yapıyor aynısını.. Oysa merdivenler dengemizi koruyacak yerlerdir.. Allah göstermesin bir ayağımız kaydığında eliniz cebinizde olursa dengenizi sağlayacak güçten yoksun kalıyorsunuz.. Bu denge işi banyolarda da geçerli aslında..Çıkarken de, girerken de yer ıslak ise, ne olur çıplak ayakla dikkatli olun.. Zaten müteahhit kardeşlerimiz nerede kaygan fayans varsa onu döşüyorlar banyolara tuvaletlere.. Siz siz olun özellikle banyodan çıkarken, küvette veya duş kabininde ayaklarınız altını iyice durulayın.. Ayağınızı basacağınız yerde mutlaka kaymayacak bir şey olmasını sağlayın.. Şimdi bu kaygan taş hastalığı kaldırım döşeyen müteahhitlere sıçradı.. Birçok yolun kaldırımlarına döşenen taşlar resmen buz kalıbı gibi.. Belediyeler nasıl seyirci kalıyor bu işe anlamış değilim..
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR