‘Erkek adam ağlamaz’ gibi anlamsız bir söze inat, gözyaşları içerisinde izlediğimiz bir müsabaka oldu ‘Koca Çınar’ın resmen 2.lige düştüğü Rize maçı. 3-5 adet taraftarın tribüne astığı pankart gibi ‘İnadına Seviyoruz’ biz bu takımı. Genç takımında bizzat giydiğim 9 numaralı formasını sırtıma geçirmiş, alt yapıda da olsa geçirdiğim 4 yılı düşünür şekilde maçı izlerken evde oluşan atmosfer ‘en hafif tabirle matem havası’ydı. Evdeki hiç kimse tek kelime etmeden izledi maçı sonuna kadar.
Gaziantepspor’um! Ayhan Akman’lı, Batista’lı, Boliç’li, Ertuğrul’lu, Toraman’lı, Deli İbo’lu, Lima’lı, Fatih’li, Hasan Özer’li, Johnson&Preko’lu, Kemal’li, Maxim’li, Olcan’lı, Mehmet Polatlı, Cenk’li, Tabata’lı, Muhammed’li, Gönülaçar’lı, Yaşar’lı, Talat’lı kadrolarıyla İstanbul takımlarını devirirken sevinçten ağlatan…
Gaziantepspor’um! 2000’de Galatasaray ve Beşiktaş’ın ardından 3. olup, 2001 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray’ın hemen ardından şampiyonluğu kaçırdığı yıl performansıyla sevinçten ağlatan…
Gaziantepspor’um! 2003-2004 sezonunda UEFA Avrupa Ligi’nde Hapoel Tel Aviv ve Lens’i devirdikten sonra ‘Roma’yı yakarken’ sevinçten ağlatan…
Gaziantepspor’um! 27 yıl üst üste Süper Lig’de mücadele edip, birçok maçta bizlere şölen yaşatırken sevinçten ağlatan…
6317 şehidin anısına matem rengi olan ‘Siyah’ ile şehitlerin kanını temsil eden ‘Kırmızı’nın gururla birleştiği, o destansı savunmayı temsil eden, bir futbol takımından daha fazlasıydı.
Bizleri çoğu kez sevince boğan bu ‘Gurur Abidesi’, geçen yıl Süper Lig’den düştükten sonra, ne yazık ki ‘basiretsiz yönetim’ler, halkın dumura uğraması ve bir şey olmaz düşüncesi ve kaderin cilvesiyle, bugün resmen 1.Lig’ten de düştü, yere çakılan uçak hızıyla. Bu kez sevinçten değil, hüzünle ağlatan Şahinler, ardında bıraktığı gururlu bir tarihle gidiyor… Her şeye rağmen, bütün olumsuz tabloya rağmen tüm inancımla, ‘güle güle’ demiyor, tekrar döneceği günleri iple çekiyorum.