Çiftlikteki horoz her sabah adeti üzere uzun uzun ötermiş. Bundan rahatsız olan sahibi bir gün horoza şöyle demiş;
- Her gün sabahın köründe ötmenden rahatsız oluyorum, bir daha ötersen keserim seni …
Horoz çok üzülmüş. Fakat canından olmamak için ötmeyi bırakmış ve şöyle düşünmüş; “Bir ben ötmesem n’olacak, bir sürü horoz kardeşim var.”
Bir süre sonra sahibi yine gelmiş ve bu defa demiş ki;
- Eğer tavuk gibi gıdaklamazsan seni keserim… Horoz bu defa daha çok üzülmüş.
Fakat başka çaresi olmadığını düşündüğü için gıdaklamaya başlamış.
Yani canını kurtarmış !
Aradan biraz zaman daha geçmiş ve sahibi tekrar horozun karşına geçmiş;
- Hiçbir işe yaramıyorsun, eğer tavuk gibi yumurtlamazsan seni keserim…
Horoz hüngür hüngür ağlamış. “Keşke öterken bir horoz gibi ölseydim” demiş. kendi kendine…
Son zamanlarda yazma heyecanım artsa da yazmakta zorlanır oldum. Bazen güne uygun denk gelen hikayeler, bazen de etrafımda şahit olduğum olaylar üzerine yazasım geliyor, bu defa da benzer konuları işlemekten muzdarip hissediyorum kendimi.
Horoz hikayesi korkaklık üzerine yazılmış, inandığı değerler uğruna fedakarlık yapmayanların akıbeti üzerine güzel bir örnek.
Toplumumuzda horoz gücün sembolü olarak bilinir sesine, duruşuna ve gücüne göre sınıflandırılan sevilen bir hayvandır.
Köyde horozların güç savaşını, tavuklar üzerinde ki hakimiyetlerini korumak için yaptığı kavgaları, bazı tavuk hanımların horoza yaranmak için diğer horozlara sataşmasını sosyal çevremizde ki benzerlerini de düşündükçe gülerek izliyorum.
Tabii her çöplüğün bir horozu, tavukların horoz beyleri olduğu gibi dünyanın da horozları var bu horozların bazıları çöplüğünde başka horoz öttürmeyenler, bazıları da hikayedeki horoz gibi sahipleri tarafından kısıtlanıp bastırılmış, hayatını sürdürebilmek için kuyruğunu kısıp bir kenarda pinekleyen bazen ötme cesareti gösterse de esas oğlanı görünce susan horozlar.
Kimi hangi role yakıştırırsınız bilmem ama bazen toplumlar kendi başlarına bela ettikleri horozların ne kadar tehlikeli, ne kadar zararlı olduğunu onu susturmaya çalışıp susturamadığı zaman anlar ama işten geçmiştir.
Dünya horozların savaşında masum insanların ölümlerini tiyatro izler gibi seyrediyor.
Dünyanın yeni horozlarından Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı katliamlar, asimilasyon zulmünü izlediği gibi.
Tıpkı koskoca dünyanın Filistin'de öldürülen on binlerce masum insanı, oluk oluk akan kanı, göz yaşını sebep ve sonuçları ile görüp, neler olup bittiğini bildiği halde üç maymunu oynadığı, herkesin katili ve azmettiricileri bildiği halde fail aradığı gibi.
Hatta öldürülenlerin suçlu ilan edilmesi gibi mantığa aykırı bir durumun dünyaya yutturulması gibi.
Horoz o’ya isteğini yaptırıyor.
Bir çoğumuz dünyanın tüm güçleri elinde toplamış horozunu ABD sanıyorduk maalesef onunda dünyanın da horozu İsrail’miş…
Aylardır çoluk çocuk, genç ihtiyar 36 bin insan tüm dünyanın gözü önünde katledildi.
İsrail, işbirlikçileri ve onun azmettiricisi, en önemli destekçisi ABD'yi yönetenler "Katil İsrail", "Katil ABD" mahlasına yakışır davranışlar sergilemeye, katliam yapmaya devam ediyor.
Hem de bırakın 1.5 milyar müslümana 8 milyar insana rağmen, onca tepki, onca beddua, onca küfür hakaret umurlarında olmadan, bildiklerinden vazgeçmeden, bir adım geri atmadan.
Dünyanın sessizliği içinde Türkiye'den yapılan sert eleştiriler boş tepkiler gibi görünse de mazlum milletlere umut olmaya devam ediyor.
Bu hususta söylenecek çok şey var ama ez cümle İsraili tükürüğü ile boğabilecek 1.5 milyar müslümana yazıklar olsun.
Bu arada ülkemizde Gazze’de yaşananların benzeri şeyler yaşanmıyor değil.
Orada öldürülen on binlerce Müslümana nasıl ki dünya sessiz kalıyor Ankara’nın göbeğinde hem de Cuma Namazı çıkışı suikaste kurban giden Akademisyen Ülkü Ocakları eski genel başkanı Dr. Sinan ATEŞ’ cinayeti gibi.
Katlinin üstünden 1,5 yıl geçtikten sonra kimsenin inandırıcı bulmadığı, adalete olan inanç ve güvenin bir kez daha yerle bir olduğu bir iddia name ancak hazırlanabildi.
Eşi, ailesi ve rahmetli ile aynı akıbete uğraması olası insanların anlattıkları, Sinan Ateşin yaşarken eleştirdiği siyasilerin paylaştıkları bu siyasallaşmış adalet için hiçbir şey ifade etmiyor.
Bırakın siyasi tarafını 38 yaşında genç bir babanın sokak ortasında katledilmesi herkes tarafından empati yapılarak irdelenmesi gereken bir durum.
Herkes bu işin kimler tarafından yapıldığının bilindiğini iddia ediyor, her gün bir kanalda eşi, ablası, yakın arkadaşları isimler zikrederek bilgiler veriyor iddialar ortaya atıyor ama maalesef bu iş kim vurduya doğru gidiyor.
Sinan ATEŞ’in neden niçin öldürüldüğü hakkında onun Ocak başkanlığı döneminde ki aktif herkes bir şeyler söyleyebilir, birçoğu failin eşgalini belirleyip, adresini dahi gösterebilir ama yaşamak için her şeyi sineye çeken o HOROZ yok mu Allah onun cezasını versin, can tatlı dedirtip herkese kötü örnek oluyor.
Ama nereye kadar, 2017’den 2021-22’ye kadar bir camiada oluşan tüm kötülüklere kurban edildi Sinan ATEŞ
Emniyetimiz, siyasetimiz O katledilmeden önce dövülen gazeteciler, kongrelerine katılamayan sendikacılar, kurşunlanan tartaklanan başkanlar için önlem alsaydı,
Mağdurlar ve bizlerde korkak horoz olmasaydık, siyaset koltuğunu korumak için çirkin pazarlıklar içine girmeseydi bu cinayette olmayacaktı.
Güçlülerin değil adaletin gücünün hakim olması dileğiyle korkak horozlar hariç herkese hayırlı cumalar selamlar saygılar.