Sayın Bakan Fatma Şahin her Gaziantep'e gelişinde kentle ve partisiyle ilgili çeşitli toplantılar yapardı. Ama bu toplantıların bir ayağı hep eksik kalırdı. Kim organize eder, kim tasarlar bilemem, ama şehrin meseleleri hep dar çerçeveden değerlendirilir, o gözlükle bakılarak çözüm üretilmeye çalışırdı. Biliyorsunuz sürekli yazar ve eleştirirdim bu konuyu.. Gaziantep ile ilgili alınacak her kararın sadece bazı çevrelerin görüşlerine dayanarak değil, geniş kesimlerin ve özellikle kentin sorunlarına vakıf, çeşitli sektörlere mensup kişilerle, iş bilen akade-misyenlerin de fikirlerinin alınması gerektiğini ifade ederdim.
Aslında bu düşünce sadece Bakan Fatma Şahin ile gerçekleşecek iş değil. Bu ilin Valisinin de, milletvekillerinin de, belediye başkanlarının da, özellikle Emniyet Müdüründe, kentle ilgili bilgiler elde edebilmesi için dar bir çerçeve içinde kalmaması gerekir. Onların da bu yöntemi hayata geçirmeleri gerek. Çünkü hiç zararlı çıkmazlar. Yeterki doğru adamlarda karar kılsınlar..
GÖNÜL ALMA DEĞİL, FİKİR ALMA ZAMANI
Sayın Fatma Şahin daha önceleri yani milletvekilliği döneminde bunu yapardı aslında. Ama Bakan olunca herhalde fırsat bulamadı ve sadece siyasi irtibat kurduğu parmakla sayılacak kişilerden bilgiler almaya başladı. İşte orada Gaziantep'in gerçek sorunlarından çözüme yönelik hamlelerden uzak bırakıldı. Bunun içindir ki, geçen hafta yazmış ve kendi partisinde bile tabanda başlayıp, tavana kadar uzanan huzursuzluğun, belediyeler, bürokratlar, STK'lar, esnaf ve vatandaşlara kadar uzandığını dile getirmiştim.
Madem bu şehrin Bakanıydı, o zaman her şeye daha geniş çerçeveden bakmalı ve her kesime kucak açmalıydı. İşte bunun işaretlerini düzenlediği iftarda görebildik. Daha titiz hazırlansaydı, davet edilenlerle daha sıcak temas kurulabilseydi eğer, daha da mükemmel olunabilinirdi aslında bu iftar yemeği. Ama buna bile şükür demek zorundayım. Hiç değilse, ilk kez bürokratlar ile ayrım yapılmadan çağrılan tüm STK'ların varlığı, Gaziantep'in sorunlarının sağlıklı biçimde çözülmesi yolun-da önemli bir adım olacaktır. Şimdi bundan sonrası önemlidir..Konuyu sadece iftar verilerek gönlü alınanlardan çıkarılıp, fikri ve düşüncesi alınanlar safhasına taşımak gereklidir. Umarım bu da gerçekleşecek ve Sayın Fatma Şahin, gerçek manada Gaziantep'in gerek siyasi, gereksede idari yönleri ve kentin önemli meselelerine daha yakından doğru biçimde vakıf olacaktır.
FAKİR EVLERİ İNCİTİCİ OLUYOR
Sevgili Milletvekili dostlarımız Ramazan nedeniyle fakir evlerine ziyaretler yapıyorlar. Tabii yanlarında ilçe belediye başkanlarımızla birlikte.
Allah razı olsun, bu düşünceleri gerçekten çok iyi. Ama bu ziyaretler gerek sosyal medyada, gereksede basın bültenlerinde yer alınca, siyaset malzeme-si olarak yorumlanıyor.Belki parti genel merkezi böyle istiyor olabilir ama o görüntüler, o kadın ve çocukların zavallı halleri, canımızı incitiyor sevgili vekillerimiz ve başkanlarımız.
GÜZELBEY ARTIK SUSSA MI ACABA?
Bundan sonra yokum demesi yeni bir şey değil. Söyledi birkaç kez, herkes de anladı onlarca kez... Oysa kendisi de, herkes de biliyor ki, "Ben yokum" demesinin fazla kıymet-i harbiyesi yok. Çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Asım bey
devam" derse, "hayır" demeyecektir. Ki geçen haftada yazdım, o kadar yanlışına, hatalarına karşın ben yine de bardağın dolu tarafıyla değerlendiriyor ve devam etmesini istiyorum. Onun içindir ki, böyle düşünenler son konuşmasının gereksiz olduğuna inanıyor. Tavsiyem; Sayın Güzelbey'in geçen hafta yazmış olduğum gibi silkinmesi ve başıboş bıraktığı gözlenen belediyesine ilk dönemlerdeki gibi sımsıkı sarılması olacaktır.
KAVŞAKLAR BU ŞEHRİN UTANCIDIR
Sağlı sollu park eden araçları bıraktık zaten. En yoğun kavşaklarda alışveriş için durmak zorunda kalan ve ikinci hatta üçüncü sıraya parkeden araçlara da alıştık iyice. Ama Ramazan ayında beklerdim ki, sinyalizasyon sistemi iftara yakın saatlerde düzenlenir, dönüş yollarında yeşil ışık süresi uzatılır, kilitlenmelere çözüm bulunur... Boşuna umutlanmışım. Daha önce de yazmıştım, sinyalizasyon dairesindeki arkadaşlar mutlaka evlerine helikopter ile gidiyorlar diye. Değişen hiçbir şey yok maalesef. Kırmızılarla-yeşilleri 1-2 dakika içerisine sığdırma hastalığından vazgeçilemiyor nedense. Bunun içindir ki, kırmızılar 1 dakikadan fazla, yeşiller ise 12 ile 20 saniye arasında kalmaktadır. Bu süre içinde en fazla 6-7 araba geçebilmektedir kavşaklarda. Hele bir Metro kavşağı var, evlere şenlik. Genel sekreter Fuat Özçörekçi kardeşimize belki 10 kere söyledim, Metro'dan Üniversite yönüne giden kavşağın göbeği çok büyük, 4 araç geliyor, buradan ancak 2'si geçebiliyor diye. Yani Sayın Asım Güzelbey'in ilk başkanlık dönemlerinde eski başkanları şikayet etme adına kafamıza yerleştirdiği ŞİŞE yollar gibi. Burası da aynen ŞİŞE KAVŞAK. Başkanlığının 2'nci döneminin sonuna geliyoruz, bu kavşağın göbeği hala aynı. Zaten Karmen yönünden geldiğinizde karşıya doğrudan geçemiyorsunuz bu ucube kavşaktan. 67 saniye kırmızı, 11 saniye yeşil veriyor ve ancak her kuyruktan 4 araç geçebiliyor, o da cambazlık yapılarak. Haliyle 1 kilometreye varan araç kuyruğu oluşuyor. Metro yönünden de aynı sıkıntı var, araç sürücüleri resmen slalom yapıyor. Sadece burası değil elbette sıkıntı çekilen bölgeler. SSK kavşağı tramvay yüzünden zaten rezalet. Ki artık iyice kanaat getirdim, tramvaylar ışıklarda sürücü-lere kaza yaptırmada birebir. Durakta duruyorlar, yeşil ışık yanıyor, dönüyorsun bu sırada tramvay hareket etmiş. İki kez az kalsın bende tramvay altında kalacaktım. Bu vatmanlara ışık dersi vermek lazım. Ayrıca Fuat beyin daha sözünü unutmuyorum, tramvaylar kırmızı ışıklarda duracaktır dediğini yani. Neyse bekleriz sabırla. Dönelim trafikteki sorunları sıralamaya. Maanoğlu ve Başkarakol da yığılmalar gerçekten komedi gibi. Kalyon kavşağı ise Çetinkaya yönünden itibaren akşam saatlerinde işkence gibi. Birde Organize yönünden gelenleri, İller Bankası önünden Kalyon'a kadarki güzergahın rezaletini söylemeye gerek bile duymuyorum. Sözün kısası, bu kadar yazmamıza, söylememize rağmen hala bildiğini okuyanlara, her akşam binlerce araç sahibi güzelce dua (!) ediyor, haberleri olsun..
Eski ve yeni Asri Mezarlık farkı
Asri mezarlıkta eski tabir ettiğimiz ana bölüm çok düzgün ve yemyeşil. Buralarda insan huzur buluyor. Ama aynı güzelliği maalesef üst taraftarlarda ve Gazikent yönüne bakan kısımlarda göremiyoruz. Yollar kötü ve dar. Daha kötüsü su yok. Su olmayınca yeşil alan da yok tabii. Bazı vatandaşlar tarafından dikilen ağaçlar ise büyümüyor. Nedeni susuzluk. Bu konuyu daha öncede yazmıştım. Belediye üst kısımlarda ağaç dikme teşebbüsünde bulunmalı diye. Bu nedendir ki, cenazeye gelenler açıkta güneşin altında gerçekten perişan oluyor. Hastası var, yaşlısı var. Cenaze defnedilirken güneşten perişan oluyor-lar. Bu arada bazı kavşaklara çeşme konulmuş ama çözüm değil. Çünkü taşıma meselesi çıkıyor. Bence asri mezarlığa bir el atılmasında yarar var. Bu arada belediyelere bir öneride bulunmuş ve cenazelere küçük tabureler uygulamasına geçilmesini tavsiye etmiştim. Büyükşehir'den de, ilçelerden de ses çıkmadığına göre demek ki kafalarına yatmamış bu öneri.
GENÇLER NE YAPSIN?
Bu konu başka bir konu. Mail atan genç bir kızımızın adeta isyan derecesine gelen bu şikayetini sizlerle paylaşmak istedim. Gerçekten de kimse oralı olmuyor ama, çalışan gençlerimiz için büyük bir sıkıntı mevcut. Bu okurum evlenecek ama ev bulamadıkları için evlilik tarihini sürekli öteliyormuş. Sebep, ev kiralarının yüksekliği. Sözü uzatmayayım ve gelin bu maili birlikte okuyalım:
Ökkeş bey merhaba. Sizinde bildiğiniz gibi Gaziantebimizin nerdeyse kanayan yarası haline gelen kiralık daire sıkıntısı gittikçe içinden çıkılmaz hal alıyor. Özellikle Karataş bölgesindeki dairelerin aşırı artışını ve mevcut olan birkaç tane kiralık dairenin de memur tercihli demelerine bizler çok içerleniyoruz. Maalesef hem ev fiyatları 2 katına çıktı hemde kiralar. Kiralık ev yok emin olunki Gaziantep'te. Benim gibi onlarca genç bu yüzden düğünlerini yapamıyor. Sürekli öteliyorlar. Bunun birinci nedeni pahalı olduğu için ev tutamıyorlar, ikin-cisi ise kiralık ev bulamıyorlar. Çünkü nerede pahalı ev varsa hemen Suriyeliler tutuyor. Peki Sayın Özekşi biz çalışanlar ne yapacağız. Evlenmek istiyoruz ev bulamıyoruz, parklarda çadır mı kuralım, dağ başına mı gidelim. Lütfen siz söyleyin.
DOBLO VE KANGO ARAÇ SAHİPLERİNE KÖTÜ HABER
Gündeme getirdik ve düzeltilmesini istedik. Sağolsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Settar Çanlıoğlu, hemen ilgilendi ve UKOME'den rapor istedi. Biliyorsunuz, Gaziantep'te Doblo Kango, Partner, Transit araç kullananlara Trafikte şehir içi dahil 50 km. hız sınırı getirilmişti. Özellikle Organize Sanayi Bölgesi'yle Küsget'te kullanılan bu araçların sürücüleri büyük tepki gösteriyordu. Sanayicilerin tercih ettiği bu araçlar için trafikte 50 km. sınırı yüzünden sürekli ceza ödemek zorunda kalmanın yanı sıra, bu hızın mevcut yol şartları için uygun olmadığı görüşünü ileri sürüyorlardı. Sevgili Çanlıoğlu önceki gün açıklama göndermiş ve kötü haberi vermiş. İşte gelen açıklama: Tabii ikna olursanız.
Sayın Bakan Fatma Şahin her Gaziantep'e gelişinde kentle ve partisiyle ilgili çeşitli toplantılar yapardı. Ama bu toplantıların bir ayağı hep eksik kalırdı. Kim organize eder, kim tasarlar bilemem, ama şehrin meseleleri hep dar çerçeveden değerlendirilir, o gözlükle bakılarak çözüm üretilmeye çalışırdı. Biliyorsunuz sürekli yazar ve eleştirirdim bu konuyu.. Gaziantep ile ilgili alınacak her kararın sadece bazı çevrelerin görüşlerine dayanarak değil, geniş kesimlerin ve özellikle kentin sorunlarına vakıf, çeşitli sektörlere mensup kişilerle, iş bilen akade-misyenlerin de fikirlerinin alınması gerektiğini ifade ederdim.Aslında bu düşünce sadece Bakan Fatma Şahin ile gerçekleşecek iş değil. Bu ilin Valisinin de, milletvekillerinin de, belediye başkanlarının da, özellikle Emniyet Müdüründe, kentle ilgili bilgiler elde edebilmesi için dar bir çerçeve içinde kalmaması gerekir. Onların da bu yöntemi hayata geçirmeleri gerek. Çünkü hiç zararlı çıkmazlar. Yeterki doğru adamlarda karar kılsınlar.
GÖNÜL ALMA DEĞİL, FİKİR ALMA ZAMANI
Sayın Fatma Şahin daha önceleri yani milletvekilliği döneminde bunu yapardı aslında. Ama Bakan olunca herhalde fırsat bulamadı ve sadece siyasi irtibat kurduğu parmakla sayılacak kişilerden bilgiler almaya başladı. İşte orada Gaziantep'in gerçek sorunlarından çözüme yönelik hamlelerden uzak bırakıldı. Bunun içindir ki, geçen hafta yazmış ve kendi partisinde bile tabanda başlayıp, tavana kadar uzanan huzursuzluğun, belediyeler, bürokratlar, STK'lar, esnaf ve vatandaşlara kadar uzandığını dile getirmiştim.Madem bu şehrin Bakanıydı, o zaman her şeye daha geniş çerçeveden bakmalı ve her kesime kucak açmalıydı. İşte bunun işaretlerini düzenlediği iftarda görebildik. Daha titiz hazırlansaydı, davet edilenlerle daha sıcak temas kurulabilseydi eğer, daha da mükemmel olunabilinirdi aslında bu iftar yemeği. Ama buna bile şükür demek zorundayım. Hiç değilse, ilk kez bürokratlar ile ayrım yapılmadan çağrılan tüm STK'ların varlığı, Gaziantep'in sorunlarının sağlıklı biçimde çözülmesi yolun-da önemli bir adım olacaktır. Şimdi bundan sonrası önemlidir..Konuyu sadece iftar verilerek gönlü alınanlardan çıkarılıp, fikri ve düşüncesi alınanlar safhasına taşımak gereklidir. Umarım bu da gerçekleşecek ve Sayın Fatma Şahin, gerçek manada Gaziantep'in gerek siyasi, gereksede idari yönleri ve kentin önemli meselelerine daha yakından doğru biçimde vakıf olacaktır.
FAKİR EVLERİ İNCİTİCİ OLUYOR
Sevgili Milletvekili dostlarımız Ramazan nedeniyle fakir evlerine ziyaretler yapıyorlar. Tabii yanlarında ilçe belediye başkanlarımızla birlikte.Allah razı olsun, bu düşünceleri gerçekten çok iyi. Ama bu ziyaretler gerek sosyal medyada, gereksede basın bültenlerinde yer alınca, siyaset malzeme-si olarak yorumlanıyor.Belki parti genel merkezi böyle istiyor olabilir ama o görüntüler, o kadın ve çocukların zavallı halleri, canımızı incitiyor sevgili vekillerimiz ve başkanlarımız.
GÜZELBEY ARTIK SUSSA MI ACABA?
Bundan sonra yokum demesi yeni bir şey değil. Söyledi birkaç kez, herkes de anladı onlarca kez... Oysa kendisi de, herkes de biliyor ki, "Ben yokum" demesinin fazla kıymet-i harbiyesi yok. Çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Asım beydevam" derse, "hayır" demeyecektir. Ki geçen haftada yazdım, o kadar yanlışına, hatalarına karşın ben yine de bardağın dolu tarafıyla değerlendiriyor ve devam etmesini istiyorum. Onun içindir ki, böyle düşünenler son konuşmasının gereksiz olduğuna inanıyor. Tavsiyem; Sayın Güzelbey'in geçen hafta yazmış olduğum gibi silkinmesi ve başıboş bıraktığı gözlenen belediyesine ilk dönemlerdeki gibi sımsıkı sarılması olacaktır.
KAVŞAKLAR BU ŞEHRİN UTANCIDIR
Sağlı sollu park eden araçları bıraktık zaten. En yoğun kavşaklarda alışveriş için durmak zorunda kalan ve ikinci hatta üçüncü sıraya parkeden araçlara da alıştık iyice. Ama Ramazan ayında beklerdim ki, sinyalizasyon sistemi iftara yakın saatlerde düzenlenir, dönüş yollarında yeşil ışık süresi uzatılır, kilitlenmelere çözüm bulunur... Boşuna umutlanmışım. Daha önce de yazmıştım, sinyalizasyon dairesindeki arkadaşlar mutlaka evlerine helikopter ile gidiyorlar diye. Değişen hiçbir şey yok maalesef. Kırmızılarla-yeşilleri 1-2 dakika içerisine sığdırma hastalığından vazgeçilemiyor nedense. Bunun içindir ki, kırmızılar 1 dakikadan fazla, yeşiller ise 12 ile 20 saniye arasında kalmaktadır. Bu süre içinde en fazla 6-7 araba geçebilmektedir kavşaklarda. Hele bir Metro kavşağı var, evlere şenlik. Genel sekreter Fuat Özçörekçi kardeşimize belki 10 kere söyledim, Metro'dan Üniversite yönüne giden kavşağın göbeği çok büyük, 4 araç geliyor, buradan ancak 2'si geçebiliyor diye. Yani Sayın Asım Güzelbey'in ilk başkanlık dönemlerinde eski başkanları şikayet etme adına kafamıza yerleştirdiği ŞİŞE yollar gibi. Burası da aynen ŞİŞE KAVŞAK. Başkanlığının 2'nci döneminin sonuna geliyoruz, bu kavşağın göbeği hala aynı. Zaten Karmen yönünden geldiğinizde karşıya doğrudan geçemiyorsunuz bu ucube kavşaktan. 67 saniye kırmızı, 11 saniye yeşil veriyor ve ancak her kuyruktan 4 araç geçebiliyor, o da cambazlık yapılarak. Haliyle 1 kilometreye varan araç kuyruğu oluşuyor. Metro yönünden de aynı sıkıntı var, araç sürücüleri resmen slalom yapıyor. Sadece burası değil elbette sıkıntı çekilen bölgeler. SSK kavşağı tramvay yüzünden zaten rezalet. Ki artık iyice kanaat getirdim, tramvaylar ışıklarda sürücü-lere kaza yaptırmada birebir. Durakta duruyorlar, yeşil ışık yanıyor, dönüyorsun bu sırada tramvay hareket etmiş. İki kez az kalsın bende tramvay altında kalacaktım. Bu vatmanlara ışık dersi vermek lazım. Ayrıca Fuat beyin daha sözünü unutmuyorum, tramvaylar kırmızı ışıklarda duracaktır dediğini yani. Neyse bekleriz sabırla. Dönelim trafikteki sorunları sıralamaya. Maanoğlu ve Başkarakol da yığılmalar gerçekten komedi gibi. Kalyon kavşağı ise Çetinkaya yönünden itibaren akşam saatlerinde işkence gibi. Birde Organize yönünden gelenleri, İller Bankası önünden Kalyon'a kadarki güzergahın rezaletini söylemeye gerek bile duymuyorum. Sözün kısası, bu kadar yazmamıza, söylememize rağmen hala bildiğini okuyanlara, her akşam binlerce araç sahibi güzelce dua (!) ediyor, haberleri olsun.
Eski ve yeni Asri Mezarlık farkı
Asri mezarlıkta eski tabir ettiğimiz ana bölüm çok düzgün ve yemyeşil. Buralarda insan huzur buluyor. Ama aynı güzelliği maalesef üst taraftarlarda ve Gazikent yönüne bakan kısımlarda göremiyoruz. Yollar kötü ve dar. Daha kötüsü su yok. Su olmayınca yeşil alan da yok tabii. Bazı vatandaşlar tarafından dikilen ağaçlar ise büyümüyor. Nedeni susuzluk. Bu konuyu daha öncede yazmıştım. Belediye üst kısımlarda ağaç dikme teşebbüsünde bulunmalı diye. Bu nedendir ki, cenazeye gelenler açıkta güneşin altında gerçekten perişan oluyor. Hastası var, yaşlısı var. Cenaze defnedilirken güneşten perişan oluyor-lar. Bu arada bazı kavşaklara çeşme konulmuş ama çözüm değil. Çünkü taşıma meselesi çıkıyor. Bence asri mezarlığa bir el atılmasında yarar var. Bu arada belediyelere bir öneride bulunmuş ve cenazelere küçük tabureler uygulamasına geçilmesini tavsiye etmiştim. Büyükşehir'den de, ilçelerden de ses çıkmadığına göre demek ki kafalarına yatmamış bu öneri.
GENÇLER NE YAPSIN?
Bu konu başka bir konu. Mail atan genç bir kızımızın adeta isyan derecesine gelen bu şikayetini sizlerle paylaşmak istedim. Gerçekten de kimse oralı olmuyor ama, çalışan gençlerimiz için büyük bir sıkıntı mevcut. Bu okurum evlenecek ama ev bulamadıkları için evlilik tarihini sürekli öteliyormuş. Sebep, ev kiralarının yüksekliği. Sözü uzatmayayım ve gelin bu maili birlikte okuyalım:Ökkeş bey merhaba. Sizinde bildiğiniz gibi Gaziantebimizin nerdeyse kanayan yarası haline gelen kiralık daire sıkıntısı gittikçe içinden çıkılmaz hal alıyor. Özellikle Karataş bölgesindeki dairelerin aşırı artışını ve mevcut olan birkaç tane kiralık dairenin de memur tercihli demelerine bizler çok içerleniyoruz. Maalesef hem ev fiyatları 2 katına çıktı hemde kiralar. Kiralık ev yok emin olunki Gaziantep'te. Benim gibi onlarca genç bu yüzden düğünlerini yapamıyor. Sürekli öteliyorlar. Bunun birinci nedeni pahalı olduğu için ev tutamıyorlar, ikin-cisi ise kiralık ev bulamıyorlar. Çünkü nerede pahalı ev varsa hemen Suriyeliler tutuyor. Peki Sayın Özekşi biz çalışanlar ne yapacağız. Evlenmek istiyoruz ev bulamıyoruz, parklarda çadır mı kuralım, dağ başına mı gidelim. Lütfen siz söyleyin.
DOBLO VE KANGO ARAÇ SAHİPLERİNE KÖTÜ HABER
Gündeme getirdik ve düzeltilmesini istedik. Sağolsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Settar Çanlıoğlu, hemen ilgilendi ve UKOME'den rapor istedi. Biliyorsunuz, Gaziantep'te Doblo Kango, Partner, Transit araç kullananlara Trafikte şehir içi dahil 50 km. hız sınırı getirilmişti. Özellikle Organize Sanayi Bölgesi'yle Küsget'te kullanılan bu araçların sürücüleri büyük tepki gösteriyordu. Sanayicilerin tercih ettiği bu araçlar için trafikte 50 km. sınırı yüzünden sürekli ceza ödemek zorunda kalmanın yanı sıra, bu hızın mevcut yol şartları için uygun olmadığı görüşünü ileri sürüyorlardı. Sevgili Çanlıoğlu önceki gün açıklama göndermiş ve kötü haberi vermiş. İşte gelen açıklama: Tabii ikna olursanız.
Sayın Ökkeş ÖZEKŞİ
15 Temmuz 2013 Pazartesi günü yayınlamış olduğunuz Gazetenizin Haftaya Bakış bölümünde bulunan ve Bu İşte Hakikaten Terslik Var ibareli yazının içeriğinin incelenmesi sonucunda,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre şehir içerisindeki (meskun mahal içerisi) hız sınırının 50 Km. olduğu, daha önce UKOME kararıyla 50 Km. olan hız sınırı bazı bulvar ve caddelerde geçici olarak 60 Km. olarak düzenlendiği, düzenleme sonunda verilen altı aylık deneme sürecinin sona ermesi ve gerekli istatistiklerin yapılmasından sonra özellikle ilimizin araç trafiği yoğun olan caddelerde trafik akışını hızlandırmak amacıyla muhtelif cadde ve bulvarlarda hız limitleri 70 Km. olarak yeniden düzenlendiği,
Ancak; Gaziantep Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğünün 27.08.2012 tarih ve 402 sayılı yazıları ile; İlimiz Sani Konukoğlu Bulvarında hız sınırının araç gözetmeksizin 70 Km/s olarak düzenlendiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 50. Maddesinin ikinci fıkrası (İçişleri Bakanlığı yol standartlarını dikkate alarak yukarıda belirtilen hız sınırlarını otomobiller için 20 Km/s artırmaya yetkilidir) ve 2918 sayılı K.Y.T. Yönetmeliğinin 100. Maddesinin son fıkrası (İl ve İlçe Trafik Komisyonları Belediye Sınırları içerisindeki Karayollarında otomobiller için hız sınırının 20 Km/s artırmaya yetkilidir) denildiğinden dolayı, ilimiz genelindeki hız sınırının araç cinslerine göre yeniden belirlenmek suretiyle alınan kararın revize edilmesinin talep edildiği,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 50. Maddesinin ikinci fıkrası (İçişleri Bakanlığı yol standartlarını dikkate alarak hız sınırlarını sadece otomobiller için 20 Km/s artırmaya yetkilidir) hükmü çerçevesine istinaden; İlimiz genelindeki bazı ana cadde ve bulvarlarda olacak şekilde hız limitlerinin sadece otomobiller için 20 Km. artırılmak suretiyle 70 Km.'ye çıkarıldığı, otomobiller haricinde kalan diğer kamyon ve kamyonet türü (Kamyonet Doblo ve Kango vb.) araçların şehir içerisindeki hız sınırının 50 Km. olduğu ilgili kanunla belirtildiği gibi UKOME'nin bu tür araçların hız limitlerinin arttırılması veya düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı hususunda; Bilgilerinize rica ederim.
Settar ÇANLIOĞLU
Hepinize İyi Haftalar...