Seçime çok az süre kaldı. Partilerde hareket artık hız kazanıyor. Görünen o ki, AK Parti ve CHP maratonun ilk 2 sırasında kalmış durumda. Bu iki partiye yaklaşacak parti maalesef yok. Zaten Cumhurbaşkanlığı yarışı da bir nevi Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek. Muharrem İnce demeyin bana. Sinan Oğan’da demeyin. Seçim gecesi nasıl olsa göreceğiz. İYİ Parti bu yarışı bitirmesine bitirecek ama bu partide kafalar karışık. Seçmeni başka partilere yönelebilir. Görüntü bu çünkü. MHP iyice kolları sıvadı ve meclisteki 2 milletvekilinin üstüne 3 koyabilir miyiz hesabı yapıyor. Kim bilir belki de Muhittin Taşdoğan bunun için 3. Sıraya konuldu. HDP, Yeşil Sol olarak henüz teşkilatın doğru dürüst tanıma imkanı bulamadığı kadın adayla sahada. Ama kemikleşmiş oy potansiyeli sadece Sevda Karaca’yı mı meclise gönderecek, yoksa ikinci bir vekil yolu açılacak mı bunu hep birlikte göreceğiz. Yeniden Refah iddialı ancak oy potansiyelleri milletvekili çıkartmaya yetecek mi doğrusu ben de merak ediyorum. Benim gözüm aslında biraz da Zafer Partisinde Ümit Özdağ’da. Gaziantep’te iyi yapılandılar. Mehmet Pamuk il başkanı olduktan sonra parti varlığını daha çok hissettirdi. Ümit Özdağ bu ışığı gördü ki, milletvekili adaylığını Gaziantep’ten koydu. Valla iyi çalışıyorlar. Ki Ümit Özdağ inanmasa adaylığını bu şehirden koymazdı. AK PARTİ ÇOK DİSİPLİNLİ, AMA PARTİ İÇİ KIRGINLIKLAR HENÜZ GİDERİLEMEDİ Dikkatimi çeken iki parti içinde AK Parti, milletvekilliği konusunda CHP’den daha farklı düşünüyor. Örneğin AK Partililer hedefini büyük koyuyor. Ve kafalarında geçen seçimdeki rakama ulaşma var. Ama sayı olarak 9-10 ifade ediliyor. Bu çok önemli, çünkü ona göre hareket ediyorlar. Bir kere çok disiplindi davranılıyor. Planlı programlı hareket ediliyor. Abdülhamit Gül öncülüğünde ciddiyetle seçim çalışması yapılıyor. Ancak mutlaka belirtmeliyim, parti içinde kırgınlıklar küskünlükler hayli fazla. İlginçtir bu sorun hala giderilemedi. Bu partide Fatma Şahin zaten en büyük güç. Hele Nurdağı ve İslahiye’de yapılanlar gerçekten çok önemli. Biliyorsunuz ben deprem bölgesindeki tüm il ve ilçeleri teker teker gezdim. Açık söyleyeyim o il ve ilçeler ile İslahiye ve Nurdağı’ndaki yapılanlar asla kıyaslanamaz. Bana son sözünü söyle deseler, “Maraş’a, Türkoğlu, İskenderun, Hatay, Pazarcık ve Besni’ye bir Fatma Şahin gerek derim. O kadar açık ve net söylüyorum. Mesela Mehmet Tahmazoğlu’da Adıyaman’da akıllara durgunluk veren süratle inanılmaz işler yapıyor. Sadece birisini söyleyeyim; 25 günde kocaman bir çarşı yaptırdı buraya. Beni arayan Adıyamanlılar “keşke belediye başkanımız Mehmet Tahmazoğlu olsa” diyorlar. Rıdvan Fadıloğlu da çok ön plana çıkmadan önemli işler yapıyor. Bu da onun tarzı tabii... Yani diyeceğim o ki, elbette iktidar gücü çok önemli ama kim ne derse desin AK Parti bu deprem olayında tepkileri ciddi manada azalttı. Son olarak Nurdağı’ndaki 14 köy evinin 44 günde hazır hale getirilmesi öyle küçümsenecek işler değil. Bir de şunu mutlaka söylemeliyim, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep’e minnet duymalı” bu çok net… CHP BÜYÜK DÜŞÜNMELİ AK Parti’yi bir kenara koyup CHP’ye bakarsak aslında bu partide de ciddi hareket başladı. Bir kere milletvekili aday adayı olanların önemli kısmı liste dışı kalmasına karşın küsmedi ve parti çalışmasına katılıyor. Bu iyi gelişme. Çünkü geçmişe baktığımda farkı fark edebiliyorum. CHP’nin eleştireceğim bir politikası var. Hala küçük düşünülüyor. Bunda da yıllardır 2 milletvekiline takılıp kalmalarının rolü çok büyük. Mesela 3 veya 4 Milletvekili çıkardıkları takdirde çok büyük başarı elde edeceklerini düşünüyorlar. Hiç 6-7 dediklerini duymadım. Yani hesapları küçük. Bir de hala kenar semtlerde CHP varlığını oralarda yaşayan vatandaşlara hissettirmiş değiller. Bu da yıllardır parti içi çekişmeden fırsat bulup ta halka yeterince el uzatmayışlarından kaynaklanıyor. Yani Adı halk ama yıllardır halkın sorunlarıyla yakın ilgilenme konusunda hayli zayıf kalındı. Ben bunları rahatlıkla yazıyorsam o bölgelere gidip gördüğüm için. İnanın varoşlar ve kenar mahallelerde insanlar CHP’yi farklı görüyor. Bunda birde iktidar yanlısı televizyonlarda yapılan yayınların etkisi var elbette. Bakın şimdi ben bunları yazıyorum ya, bazı yöneticiler hemen aleyhimde konuşacak. Onlar hem çalışmaz, hem halka uzanmaz ama birisi hatırlatınca da bu kez kendilerini sorgulamadan tepki gösterirler. Neyse ki CHP’de aklı başında çok insan var. Onlar benim ne demek istediğimi kolayca anlıyor. Son sözüm şu; CHP eğer kolları sıvar ve gece gündüz durmadan çalışırsa onları bile şaşırtacak sonuç çıkabilir… MİLLETVEKİLİ ADAYLARI ÖNCE ŞEHRİ TANIMALI Biliyorsunuz bu gazete parti ayrımı yapmaz. Herkese eşit mesafede durur. Kapımızı çalan kim olursa olsun açık tutar, konuşmalarına asla engel olmayız. Seçim nedeniyle elbette misafirlerimiz çoğaldı. Çok güzel sohbetler oluyor. Tabii gelenlerin parti politikalarını ve kendilerini anlatmasının yanısıra asıl dikkat çekici nokta, benim görüşlerimi sormaları oluyor. Sonuç ne olur diyenlere son güne kadar köprülerin altından çok sular akacağını ve beklemek gerektiğini söylüyorum. Ama bu arada gelenlerin Gaziantep’i ne kadar tanıdıkları, kentin sorunları hakkında bilgilerini analiz etme fırsatı buluyorum. Zaten madem aday olacak her kim ise, eğer bizleri temsilen TBMM’ne gidecekse, önce şehri tanımalı diyerek değerlendirme yapıyorum. İsim vermeyeceğim ancak çok azı şehrin sorunlarıyla ilgili. Valla gerisi sınava girse mutlaka düşük not alır. Bilmiyorlar maalesef. Şahsen ben milletvekili olmak istiyorsam önce şehrimi tanırım, mahalleleri öğrenirim, kentin sosyal, kültürel değerleri hakkında bilgi sahibi olurum. Gaziantep tarihini ezberlerim. Kent ekonomisi hakkında dersime çalışırım. Esnafın derdini dinler, vatandaşın yaşadıklarını bizzat yaşayarak, meclise sadece lacivert takım elbiseyle gitmem. LACİVERT ELBİSE KONUSU KAFAMA TAKILIYOR Haa… Lacivert takım elbise dedim de aslında gerçekten merak ediyorum. Sevgili Milletvekili adayları seçim ve propaganda gezilerinde neden takım elbiseler giyer? Özellikle lacivert… Nerede görsem hemen gözüme çarpıyor. Yani fotoğraflarda videolarda o kadar dikkat çekiyor ki bu görüntüler, inanın resmen sırıtıyorlar. Yine ben aday olsam özellikle vatandaş ve esnaf gezilerinde sade kıyafetle giderim. Çünkü gittiğimiz kişiler takım elbiseli değil ki. Eğer onlardan birisiysem seçim çalışmalarımı onlar gibi giyinerek yaparım. Sakın elbiseyi vatandaşa saygı olarak değerlendirmeyin. Elbette giyilecek yerler var tabi. Resmi törenlerde, özel günlerde elbette giyeriz. Tabii bir de meclise gidersek orada giyilecektir. Ama seçim gezilerinde bana çok tuhaf geliyor bu lacivert elbiseler ve özellikle kırmızı kravatlar. Çoktandır aklımdaydı bu konu, bu vesileyle dile getirdim. Lütfen alınganlık göstermeyin arkadaşlar, bu vatandaş sizleri kıyafetlerinize göre değil, samimiyetinize, dürüstlüğünüze ve vereceğiniz mesajlara göre değerlendirir. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR