Kararı yönetenler alır, çileyi vatandaşlar çeker.. Düğmeye yönetenler basar, zararı özellikle kadın ve çocuklar çeker.. Tıpkı Gazzede olduğu gibi.. Hiç duyuyormusunuz bu tür olaylarda kararı alanların, emri verenlerin yakınlarına çevresine bişeyler olduğunu.. Onların evlerine işyerlerine bombalar atıldığını, yönetenlerin çocuklarının kadınlarının o bombalar yüzünden hayatlarını kaybettiğini..
Maalesef olan, kimsesizlere, sade vatandaşa, hayatları o ülkeyi yönetenlerin dudağından çıkacak tek söze bağlı olan kadınlara, çocuklara ve milli duygularla hareket eden gençlere oluyor.. Tıpkı ülkemizde bir zamanlar PKK belasıyla canlarını veren on binlerce genç insan gibi. Çocuklar gibi..
TİMSAH GÖZYAŞLARI
Sahi siz şimdi hiç duyuyormusunuz çocuk katili Apo diyeni.. İşte basit bir hatırlatma bu.. Zaman içinde herşey değişiyor.. Politikalar zaman içerisinde hedeflediği yeri buluyor.. Herkes alacağını alıyor.. Olan gariban halka oluyor.. Hatırlayın yine, daha bundan birkaç yıl önce Apo ile görüşmek şerefsizlikle eşdeğer değilmiydi.. Ülkemizin Başbakanı böyle söylemiyormuydu.. Sonra ne oldu ? Yazmaya gerek varmı.. Gelinen nokta hepimizce malum… Yarın katil dediklerimiz, katiller diye sokaklarda yürüyüp miting yaptıklarımız elini kolunu sallayıp aramızda gezecek.. Hatta kimbilir belki de ülkeyi yönetecek..
Diyeceğim odur ki, şimdi İsrailin Gazzeye saldırısı sonrası, o bakarken yüreğimizi parçalayan ölmüş çocuk görüntüleri, bir zaman sonra unutulacak.. Sonra yazılanları okuyunca, belki de ağıt yakanların timsah gözyaşları döktükleri ortaya çıkacak.. Öyle olmamışmıydı, Suriyede, Irakta.. Hatta dünyanın yeni belası, adı güya Müslüman olan IŞİDin acımasızca insanları öldürmesi.. Fazla uzağa gitmeden hatırlayalım, Uluderede terörist sanılara çoğunluğu çocuk olan 35 kişinin öldürülüşünü…
ASIL OLAN BU İŞİN EKONOMİK BOYUTUDUR
Daha işin ekonomik boyutunu yazmadım.. Onlar da sonra ortaya çıkacak.. Kimbilir şimdi İsrailin durup dururken aniden Filistine Gazzeye saldırmasının arkasında, hangi güçlü devletlerin politik hesapları yatıyordu.. Ortadoğuda Suriyeden sonra IŞİDin piyasaya sürülerek Irak kaosunu yaratmasının arkasındaki hesaplar nedir.. Örneğin kendi candaşlarımız diyeceğimiz Türkmenlerin sahipsiz bırakılmasının arkasındaki gerçekler.. Türkmenleri kendi kaderleriyle başbaşa bırakma politikasının arkasında neler yattığı.. Barzani ile olan ilişkilerin bağlantıları.. Türkiyenin IŞİDe sempatiyle bakmasının gerekçeleri.. Kaçırılan Musul Konsolusumuz ve 49 kişinin akıbetinin arkasında yatan hesaplar.. Buna karşılık aniden bırakılan şoförler.. İsrail ile ticari ilişkiler.. Ve bu ülkenin Gazzeye yaptığı saldırı sonrası, insani duygularla hareket edip tepkisini gösterenlerin, sonradan gerçekleri öğrenince yaşayacağı büyük şoklar..
Anlayacağınız bunları yazarken bile başım dönüyor sevgili okurlar.. Nasıl bir bölgede ve nasıl bir ülkede yaşadığımızı, milyonlarca insanın kaderini kimlerin çizdiğini, ne gibi hesaplar ve alışverişler yapıldığını mutlaka bir gün gelecek tarihçilerden öğreneceğiz.. Biz öğrenemesek de, çocuklarımız veya torunlarımız öğrenecek. Umarım onlara güzel ve yaşanabilir bir ülke bırakırız.. Kaderleri Ortadoğulu çocuklar ve analar gibi olmasın diye dua ediyoruz şimdilik..
GAZİANTEPLİ SANAYİCİLERİN DURUMU NE OLACAK ?
Aslında mevzuu, dünyadan, büyük devletlerden, Ortadoğuda dönen oyunlardan ve ülkemizdeki politik hesaplardan açılmışken, Gaziantepimize de bir baksak fena olmayacak.. Mesela Iraktaki kargaşa nedeniyle kentin ekonomisinin gitmekte olduğu tehlikeli virajda neler yapıldığını konuşsak.. Irakta yaşananlar yüzünden ihracaatın durması, firmaların alacaklarını alamayışı, gönderemedikleri ürünler yüzünden fabrikalara yığılan tonlarca malların ne olacağı.. Şimdilik kimsenin ortaya çıkıp ta 'ne olacak bizim halimiz' demeyişinin ardında yatanın ne olduğunu sorsak.. Bu işin 2-3 ay daha sürmesi halinde, hele hele Habur kapısı tamamen kapanırsa Gaziantep ekonomisi ne duruma düşer ? Özellıkle Gıda, Tekstil, Ayakkabı, Plastik, Lojistik ve yemek sektörlerinin hali ne olur ?. Bunun için ne gibi planlar yapılıyor.. Irakta bağlantıları olan ve alacaklarını alamayan firmalar için B planı yapıldı mı? Sanayi Odası, OSB, İhracaatçılar Birliği ve Ticaret Odası bu konuda ne yapıyorlar? Yani dünya kadar sorunun cevapları ne olacak ? Gerçekten kent ekonomisini ciddi manada ilgilendiren bu konuda ne gibi girişimler yapıldığını merak ediyorum.. Sanırım onlar da formüller düşünüyorlardır.. Ama bu gidişatın küçücük olumsuzlukta, Gaziantep ekonomisini darmadağın edeceğini benden çok yönetim kademesindeki arkadaşların bildiğine ve tedbirler aldıklarını düşünüyorum..
TRAFİK ÇİLESİ BAZI BÖLGELERDE DEĞİŞMEDİ
Gaziantepte milletin tatile gitmesi, okulların kapanması, öğrenci servislerin trafikten çekilmesi sonucu kısmen de olsa rahatlamış gözüken trafik konusundaki sınav, Eylülde ve daha sonraki aylarda yağışlar sonucu nasıl olacağı ortaya çıkınca verilecek. Asım Güzelbey zamanında başlatılan dinamik kavşak projesinin Fatma Şahin tarafından ivedilik kazandırılması, özellikle A. Aksu bulvarındaki göbeklerin geçici tedbir olarak kaldırılmasıyla rahatlamış gözüken trafik için, kent merkezindeki dramın ve çilenin devam ettiğini görmemezlikten gelemeyiz elbette.. Kalyonun aynı Kalyon, Çetinkayanın aynı Çetinkaya, Başkarakolun aynı Başkarakol, İnönü caddesinin, Karagözün, Suburcunun, Balıklının eskisinden daha beter olduğunu bizzat yaşayanlar olarak üzüntü ile dile getirmek zorundayız..
En iyi sınavın Metro kavşağında verildiği Dinamik kavşak konusundaki artısıyla takdirimizi kazanan Sayın Fatma Şahinin, bu takdirlerin artmasını sağlaması için bahsettiğim bu bölgelerde çalıştırma yaptırması gerekiyor. Birde bazen mükemmel işleyen, bazen ise eskisi gibi adamı çileden çıkartan saniyelerle ilgili kontrol mekanizmasını çalıştırması gerekiyor.. Aksi takdirde kavşaklardaki değişimden çok, vatandaşın resimli afişleri hatırladığı bu hizmetin, Eylül ayı ile birlikte Gaziantepi ciddi manada trafik kaosunun içine sokacağını şimdiden hatırlatmak isterim..
ÇÖP KONTEYNIRLARI TEMİZLENİYOR
Belediyelerimiz şikayet ve uyarıları dikkate alıp harekete geçtiğinde kentte yaşayan vatandaşlar memnun oluyor. Biliyorsunuz önceki yazımda çöp konteynırlarının temizlenmediğini ve koktuğunu dile getirmiştim.. Sağolsunlar dikkate aldılar ve temizlemeye başladılar.. Bunu bende görüyor, vatandaşların telefonlarıyla öğreniyorum.. Bunun için de eleştiri kadar takdir etmek lazım geldiğini söylüyor, belediyelerimize teşekkür ediyorum..
DÜKKANLARDAKİ SURİYELİLER ÇIKARTILIYOR
Bir iyi gelişme de yine bu köşeden dile getirdiğim dükkanlarda kalan Suriyelilerin çevreye yaydığı pislikler ve o bölgede yaşattıkları sıkıntılardı. Bunun için de harekete geçildi ve dükkanlardaki Suriyeliler çıkartılmaya başlandı. Ayrıca ciddi temizlik yapıldı. Bu güzel gelişmeyi de duyurmayı görev sayıyorum..
65 YAŞ İÇİN BİRDE DOLMUŞCULARI DİNLEYELİM
Şimdi gelelim geçen hafta büyük yankı uyandıran 65 yaşındakileri öldürelim mi konusuna.. Biliyorsunuz Büyükşehir belediyesi 65 yaş ve üstündeki vatandaşlara toplu taşıma araçlarına serbest binmesi için kart verdi. Haliyle bu karar dolmuşçular tarafından olumlu bulunmadı. Duraklarda gördükleri bu insanları araçlarına almamak için herşeyi yapmaya başladı. Hatta almak mecburiyetinde oldukları insanları rendice edecek sözlere yeltendi. Çok şikayetler gelince geçen hafta konuyu ele almış ve '65 yaşındakileri öldürelim mi' demiştim..Biz olayın sadece vatandaş penceresinden baktığımız için, dolmuşçular tarafını hiç hesaba katmamıştık doğrusu.. İşte bunun üzerine çok sayıda telefon ve mail geldi. Bir de baktık ki, hani derler ye 'el kesesinden kabadayılık' tam bu olay için söylenmiş sözmüş.. İşte bu noktaya ben sözü Necip Nergiz isimli vatandaşın bana yazdıklarına bırakıyor ve bu kararın alınırken sadece tek taraflı alınmış olunduğuna inandığımı söylüyorum..
'SAYIN ÖZEKŞİ ÖNCELİKLE BU 65 ÜSTÜ VE SERBEST KARTLI VADANDAŞLARIN HAKKINI ARADIĞINIZ İÇİN TEŞEKÜR EDERİM. TARAFSIZLIĞINIZDAN HİÇ ŞÜPHEM YOKTUR. BENDE BİR DOLMUŞÇU OLARAK HER KİM BU VATANDAŞLARI MAĞDUR EDİYORSA BURDAN ŞİDETLE KINIYORUM.. O İNSANLARIN EN DOĞAL HAKKIDIR.. ÇÜNKÜ TAKDİR EDERSİNİZKİ HER CAMİADA ÜÇ BEŞ AYKIRI HAREKET EDEN ARKADAŞIMIZ OLACAKTIR..YALNIZ BUNU TÜM DOLMUŞÇU ESNAFINA MAL ETMEK NE KADAR DOĞRUDUR BUNU HALKIMIZIN TAKTİRİNE BIRAKIYORUM.
SAYIN ÖZEKŞİ KEŞKE BU YORUMLARI YAPMADAN ÖNCE DOLMUŞÇULAR ODASINDAN DA, ESNAFIN DA ŞİKAYETLERİNİ BİR DİNLESEYDİNİZ.. AMA BEN BİR KAÇ KONUYA DEĞİNMEK İSTİYORUM. UMARIM DİKKATE ALIRSINIZ. ŞU ANDA YAKLAŞIK 500 DOLMUŞ VAR. ASIM BEY BU ARAÇLARI DÖNÜŞTÜRÜRKEN BELEDİYEYE HAT BAŞINA 85.000 TL, BAZI HATLAR İÇİN 45.000 TL PARA VERİLDİ. HER ARAÇ İÇİN 160.000 TL ÖDENDİ. BU PARALAR İÇİN MECBUREN KREDİ KULANILDI, ŞU ANDA HER ARAÇ BANKAYA 350.000 TL BORÇLANDI. VE ÜZÜLEREK SÖYLEMELİYİM Kİ, ŞU ANA KADAR YAKLAŞIK 180 ARACA HACİZ VE TAKİP GELDİ. ESNAFIMIZ ÇOK ZOR DURUMDA, KEŞKE BUNLARIDA GÜNDEME GETİRSEYDİNİZ ÖKKEŞ BEY.. TAKDİR EDERSİNİZKİ BUNLAR ÖZEL HALK OTOBÜSLERİ.. BELEDİYE HARÇLARI, VERGİLERİ, TAŞIT PULLARI TRAFİK CEZALARI, BELEDİYE CEZALARI, MAZOT, ŞOFÖR AYLIĞI, SİGORTASI, BAĞKURU, VS.. TRAMVAY 0.5 BELEDİYE OTOBÜSÜ 1 TL, BİZ BU ŞARTLARDA ÇALIŞIYORUZ ORTALAMA HER ARAÇ GÜNDE 100 BELEŞ YOLCU TAŞIYOR, BİZİ NEYDEN MUAF TUTUYORLARDA BİZ BELEŞ YOLCU TAŞIYORUZ? ALMADAN VERME ALLAH MAHSUSTUR, BENİM VERGİMDE İNDİRİM Mİ YAPTIN, MAZOTU UCUZ MU VERİYORSUN, BELEDİYE HARCIMI ALMIYORSUN DA VATANDAŞI BELEŞ TAŞTIYORSUN ? VARMI BÖYLE BİR ADALET ÖKKEŞ BEY SORARIM SİZE.. YANİ BİRDE GERÇEK İHTİYAÇ SAHİPLERİNE VERİLSE BU KARTLAR SORUN DEĞİL DERSİN.. EMEKLİYE KART VERİYORSUN ADAM ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞIYOR ONA VERMİYORSUN.. YANİ GERÇEKTEN BU KARTLARIN YÜZDE SEKSENİ HAK ETMEYEN KİŞİLERE VERİLMİŞTİR.. LÜTFEN KAMUOYUNUN BUNLARI DA BİLMESİNİ SAĞLAYIN SAYIN ÖZEKŞİ.. Necip NERGİZ
Hepinize iyi haftalar