ÖKKEŞ ÖZEKŞİ

ODAYA DA KENDİNE DE YAZIK ETTİ

Çok net söylüyorum; Tarihiyle övünülen Ticaret Odasına da, ilk zamanlarda müthiş bir sinerji yaratan Eyüp Bartık’a yazık oldu..

Önce sizlere kendi resmi sayfasından alıntılayarak vereceğim bu bilgiyi aktarayım..Elde edilebilen en eski verilere göre; Gaziantep Ticaret Odası (GTO), "Ziraat, Ticaret ve Sanayi Odası" adıyla 1898 yılında kurulmuş, (Yani 118 yıllık tarihe sahip) daha sonra Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odası adını almış..Bilahare 1989 yılında yol ayrımı yaşanmış ve "Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odası" adı ile anılan kuruluş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı´nın 15.05.1989 tarihli yazısı gereği Oda Yönetim Kurulunun 7.8.1989 tarihli oturumunda alınan karardan sonra "Gaziantep Ticaret Odası" adını almış,. Böylece Sanayi Odası ayrı bir kuruluş olarak bu bütünlükten ayrılmıştır..

100 yılı aşkın bir süredir bölgenin ekonomik gelişiminde etkin roller üstlenen, çalışmalarını sosyo-kültürel alanlarda da sürdüren Gaziantep Ticaret Odası kent olarak ciddi bir misyonu yerine getirmişti.. Çiftçizade Abdullah Efendi’den başlayıp, Mehmet Aslan başkanlığına kadar devam eden, aralarında Bakanlık yapmış rahmetli Mehmet Batallı’ya kadar, 28 saygıdeğer kişinin başkanlık yaptığı Ticaret Odasının son dönemi, belki de 100 yılı aşkın tarihinde bu kadar karmaşa ve dedikodu içinde geçmemişti.

MAALESEF O TARİHİ AĞIRLIK, FARKLI KULVARA TAŞINDI

Eskiden Gaziantep Ticaret Odasının bir ağırlığı vardı, son dönemde maalesef azaltıldı.. Temsiliyet noktasında farklı kulvarlara taşındı.. Gereksiz tartışmaların içine atıldı.. Dedikoduların odağı haline getirildi.. Elbette eskilerde de dedikodular vardı, ama asla böyle bir noktaya gelmemişti. Son yönetimle birlikte çok şeyler değişti, değerler kayboldu.. Zaman içerisinde yapılan peşpeşe yanlışlara dayanamayan Başkan yardımcıları Bilal Kara, Rıdvan Köksüzer ve Reis Reisoğlu gibi önemli isimler teker teker istifa etti. Dahası Meclis başkanına yapılan kumpasa sessiz kalındı, hatta alet olunuldu.. Aceleye getirilip, başkanlıktan düşürülmesi gibi ahlaki değerlerden uzak davranıldı.. Basit meseleler dağ gibi yapıldı ve son olarak odanın parası, FETÖ ile ilişkilendirilen Bank Asya’ya yatırılarak kamuoyunda Ticaret Odasının saygınlığına büyük darbe vurulmasına yol açıldı..

BAŞARISINDAN ÇOK OLUMSUZLUKLARI KONUŞULDU

Hatırlarsınız, ilk başlarda Eyüp Bartık’tan herkes umutlanmıştı.. Değişim iyidir denilerek herkes ona sarılmıştı.. Sanayiciler bile bu heyecanın etkisiyle, Eyüp Bartık harekatını kendilerine örnek almaya başlamıştı.. Projeler, iddialı sözler, farklı bir hava, Eyüp Bartık’ı kendisinin bile beklemediği zirveye taşımıştı.. Ama o bunu kavrayamadı.. Daha önce de yazmıştım, Odanın ağırlığı ve gücünü hafife almaya, sıradan ve ucuz işler yapmaya başladı.. Tecrübeli, odanın değerlerini bilen, abilik yapabilecek, yol gösterecek kişileri bir kenara atıp, hayal satan ve kendilerine yönelik hesaplar yapan insanları dinlemekle ilk hatasını yaptı. Odadan çok kendilerini düşünen çevresindekilerin etkisiyle akıl almaz yanlışlara girdi.. Seçime girerken kendisine önemli destek verenlerin çoğunu bir kenara iterek, ilk ziyaretini yaptığı Cemaat kanadının sonraki evresinde doğru adımlar atamadı. Odanın parasını hemde cemaat-iktidar çekişmesinin ortasında Bank Asya’ya yatırarak hayatının en büyük kumarını oynadı. Yerel basını ciddiye almadı, hatta küçümsedi.. Bunda kendisiyle birlikte hareket eden bol bol para kazandırdığı 1,5 gazete sahibinin etkisi büyüktü. Daha sonra ulusal medyanın ekonomi basınından bazılarıyla birlikte hareket ederek, doğruları görmekten uzaklaştı. Meclis başkanına kurulan kumpasta farklı politika izledi. Yapılmayan komite toplantısını yapılmış gibi gösterilmesini sağlayıp meclis başkanını düşürdü. Odanın önemli derecedeki paralarını gezilere harcadı.. Erbil’e strateji yönünden hata olan ofis açılışıyla odayı büyük zarara soktu.. Odasına üye olan zor durumdaki bazı sanayicilerin fabrikalarını ucuza kapatma iddiasıyla gündeme geldi. Arsacılıkla tavan yaptı.. Ve en sonunda telkinler, hatta talimatla istifasını vermek zorunda bırakıldı.. Böylece ilk başlarda verdiği sinerjisiyle efsane olacakken, hikaye oluverdi.. Yazık oldu diyorum, çünkü farklı bir imaj yaratarak gelmiş, projeleriyle heyecan vermişti..

BUNDAN SONRA NE OLABİLİR?

Şimdi herkesin kafası karışık. Odanın yönetimi kendi arasında bir başkan seçecek, ama izin verilmiyor.. Kim tarafından elbette Bakanlık ve TOBB tarafından.. Biliyorsunuz hafta arasında yönetim toplantısı yapıldı ama bir telefonla toplantı bitiriliverdi. Vali Ali Yerlikaya çok titiz davranıyor. Haklı elbette.. Ama zaman uzadıkça Odanın yıpranışı büyüyor.. Kayyum lafı ediliyor ki, iş ona doğru gidiyor. O zaman belirli bir süre sonra seçime gidilmek zorunda.. Bu yapı ile, bu anlayış ile, bu üye temsilcileri profili ile bundan sonra Ticaret Odasının doğru ellere teslim edilmesi zor gözükse de, yine de umudumuzu yitirmek istemiyoruz elbette.. Şu anda sahipsiz, köşeye sıkıştırılmış görüntüdeki Gaziantep Ticaret Odasının, eski günlerde olsa, böylesine pısırıklaştırılmış şekle dönüştürülmesine asla müsaade edilmezdi diye düşünüyorum.. Görünen o ki, yönetim de istifa ettirilecek ve Kayyum'a teslim edilecek.. Eğer böyle olursa, yukarıdaki sözlerim aynen geçerlilik kazanacak ve Ticaret Odası için yazık oldu diyeceğiz..

KARANLIK SOKAK VE CADDELER

Son zamanlarda dikkatimi çekiyor. Şehrin sokakları ve bazı caddeleri çok karanlık.. Direkler var, lambalar yanmıyor. Ana caddelerde bile yanmıyor.. Bu konu çok hassas.. Hepimiz biliyoruz ki, Gaziantep zor bir dönemden geçiyor.. Yasa dışı örgütlerin yanısıra, hırsız ve gaspçılar için de karanlıklar bulunmaz fırsat.. Bu konuyla sanırım Sayın Vali Ali Yerlikaya ile Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ilgilenecektir.. Bir ekip oluşturulur, şehrin tüm bölgelerinde araştırma yaptırılır. Muhtarlar bunun için en önemli kaynak. Biran önce tespit ettirip, yanmayan lambalar ile, hiç olmayan direklerin dikilip, Gazinatep’i aydınlık tutmak gerekir diye düşünüyorum..

BU MEKTUP HEPİMİZİ İLGİLENDİRİYOR

Biliyorsunuz zaman zaman okur mektuplarına yer veriyorum.. Tabii bu köşeden yayınlamak zor olsa da çok önemli görünce yerine getiriyorum.. Sanırım bunu yetkililer, belediyeler, milli eğitim dahil herkes dikkate alır.. Buyrun birlikte okuyalım.

Ökkeş Bey Merhabalar

Öncelikle Gaziantep’e dair yazmış olduğunuz ve Gaziantep’ te yaşayan her bireyin farkında olması ve anlatması gereken sorunlara değindiğiniz yazılar için elinize kaleminize sağlık diyorum. Ben yaklaşık olarak 7 yıldır görev yapan bir devlet memuruyum. Gazi şehri sevdiğimden olsa gerek bu süre zarfında tayin olmayı vs. düşünmedim. Mesleğim gereği ilimizin her semtinde bulundum ve birçok bölgenin sorununu sizin kadar olmasa da bilmekteyim.

Seyrantepe bölgesinde oturmaktayım ve toplu ulaşımı kullanmaktayım. Başka illerde de toplu ulaşımı kullanmış ve görmüş biri olarak (eminim sizde görmüşsünüzdür.) özellikle oturduğum bölgenin ulaşım durumu berbat durumdadır. Genel olarak halk otobüsleri denilen konserve kutuları bölgemizin ulaşımında kullanılmaktadır. Büyükşehir belediyesinin büyük reklamlarla gösterdiği ALO 153 hattına defalarca yaptığım şikayetlerden zerre kadar çözüm görmedim. Üstelik şikayetiniz giderildi mesajlarına rağmen. Gerek araçlar gerek sürücüler bu güzel şehrin insanlarına hizmet verecek kapasitede değiller. Araçların birçoğunda engelli bireyler için kapı bile yok. Üstelik belediye bunu zorunlu hale getirmişti.

Seyrantepe’ nin bir diğer sorunu da (eminim kulağınıza gelmiştir.) sınıf mevcutları ve eğitim durumu. Bildiğiniz gibi Karşıyaka’ da yıkılan evlerin yerine yapılan TOKİ konutlarıyla birlikte Seyrantepe’ nin nüfusu yaklaşık iki katına çıktı. Fakat bunu düşünemeyen yöneticilerimiz kentsel dönüşümle ilgili çalışmalarında ne okul, ne sosyal alan olabilecek projeleri zerre hesaba katmamışlar. Sınıf mevcutları 40-50 kişi. Bu durum eğitim durumunu etkilediği gibi çocuklarımızın sağlığını da doğrudan etkilemektedir. Basit bir örnek verecek olursak okul yurt gibi alanlarda konulacak pisuvar bile kişiye göre hesaplanır.

Ayrıca bölgede halkın genel ihtiyaçlarına market, kasap, fırın sayısı yetersizdir. Market fiyatlarının nasıl olduğunu da az çok tahmin edebilirsiniz. Toparlayacak olursak efendim, bu şehrin sadece bir bölgesinin sorunu. Zaten sizde biliyorsunuz ve bunu yazılarınızda dile getiriyorsunuz. Bunun için size bir kez teşekkür ediyorum. Sizden ricam Seyrantepe bölgesinin sorunlarını köşenizde veya haberlerinizde bahsetmeniz. Sanırım Yöneticilere ulaşabilmenin tek yolu bu. Başınızı ağrıttıysam kusura bakmayın. Esen kalın, mutlu kalın. Elinize kaleminize sağlık. HÜSEYİN ÇELİK

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR