SEÇİM SONUÇLARI DİKKATİNİZİ ÇEKTİ Mİ

Seçim sonrası partilerin Türkiye genelinde almış olduğu oyların yüzdelerine dikkat ettinizmi ? AK Parti, CHP ve MHP ile, bir de bağımsızlar grubunun aldıkları oylardaki yüzdelemeler insana yok artıkdedirtecek kadar ilginç ve kafa karıştırıcı..
AK Parti'nin aldığı oy oranı yüzde 49.95.. CHP'nin yüzde 25.94, MHP'nin yüzde 12.98, Bağımsızların yüzde 6,58..
Şimdi bir hesap yapalım ve ortaya nasıl sonuç çıktığına bakalım..50'nin yarısı nedir ? elbetteki 25.. Peki 25'in yarısı nedir.. O da 12,5.. Ya onun yarısı..Haliyle 6,5..
İlginç değilmi ? Doğrusu bu kadar tesadüfe pes yani..

CHP'DE İÇ MUHALEFET ÇOK KİNDAR VE İNTİKAMCI

Başlığı belki ağır bulanlarınız olabilir.. Ama çok net bir şekilde ifade edecek olursak, en izah edilir şekliyle böyle söylemek zorundayız.. Şehrimizi genel olarak değerlendirdiğimizde, AK Parti'nin 9 Milletvekili çıkartması elbette farklı yorumları da beraberinde getirdi.. Bu yorumların ağırlık noktası ise CHP ve MHP oldu.. Bir de bağımsız aday Akın Birdal için verilen 43 bin oy..
Şu bir gerçek ki, seçim öncesi propaganda süresi boyunca en iyi çalışan ve en organizeli bir şekilde hareket eden tek parti AKP idi.. Hatırlarsanız önceki yazılarımda bunu dile getirirken, özellikle CHP'nin dağınıklığını ve MHP'nin karışıklığını izah etmeye çalışmıştım..
Bir kere CHP'de vitrinin arkası son derece dağınıktı..Vitrin dediğimiz Kemal Kılıçdaroğlu'nun varlığı, arkası ise Gaziantep teşkilatının portresiydi.. Şehrimizde adayların kesinleşmesiyle birlikte, parti adeta darmadağın olmuştu. İlk etapta tepki koyanlar ve hayal kırıklığına uğrayanlar haksız değillerdi elbette. Ama bunun seçim sonuna kadar sürdürülmesi hiçte doğru değildi tabii.. Gerçi bu CHP'de alışılmadık bir durum değildi.. İstediklerini elde edemeyenlerin veya etkili olacak yerlerden uzaklaşanların tek yaptıkları şey, intikamcı bir tavır takınmak ve bunu da sonuna kadar sürdürüp, partiye zarar vermede etkin rol oynadığının göstergeleri ortaya çıkınca, buna derin bir ohh çekip rahatlamak..Madem öyle işte böyle edebiyatının kölesi olmak..

ÇEKİŞME BİR MİLLETVEKİLİ KAYBETTİRDİ

Ben özellikle CHP'de bu gelişmelere çok şahit oldum.. Parti içi muhalefetin bir yarış olarak algılanması ve temel amacın partiye daha iyi nasıl hizmet veririm şeklinde tezahür etmesi gerekirken, yıllardır CHP'de bunun tam tersini gördük..Bu son 3 dönemi sayacak olursak, birincisinde Celal Doğan karşıtları, salt kişisel hesaplaşma yüzünden oy vermedi, verdirtmedi.. Aynı durum Mustafa Yılmaz'da da yaşandı.. O'na yapılan adeta bir rövanş gibiydi.. Ve son olarak bu seçimde herşey çok net şekilde ortaya çıktı..Birçok CHP'li partisine oy vermedi.. Gerekçeler çoktu elbette.. Kontenjan tepkisi dahil, sıralamalar ve üyelerin tercihleri tepkiye dönüştü.. Ve o kişi ile gruplar inadına MHP'ye kaydı.. Hatta bazıları AK Partiye gitti. Bu arada Akın Birdal'ı da destekleyenler de oldu. Ancak bunlardan önemli kısmı Celal Doğan çalışmalara başlayınca CHP'ye dönüş yaptı ama yetmedi..Çünkü zaman çok kısıtlıydı.. Bunun sıkıntısını CHP kadar Akın Birdal'ın da çektiğini rahatlıkla söyleyebilirim.. Toplam rakam ne tutar tam olarak kestirebilmem mümkün değil. Ama sadece şunu söyleyebilirim, yukarıda anlatmaya çalıştığım grupların kayan oyları CHP'nin bir milletvekili kaybına yol açmıştır..

MHP'DE 1 MİLLETVEKİLİ ÇIKTIYSA, BUNU
AYBÜKEN YILDIRIM'A VERİLEN OYLAR SA⁄LADI

MHP'deki durum CHP'ye göre daha farklı gibi gözüksede de aslında benzer yanları çoktu..Semih Yalçın istenmemişti.. Ama atandıktan ve milletvekilleri sıralaması belli olduktan sonra bazı gruplar geri çekildi, bazıları ise kerhen de olsa çalışmaya başladı. Bazıları ise çalışır gözüktü.. Şunun çok net bilinmesini istiyorum.. MHP'nin Gaziantep'te aldığı oy düşük.. Ama buna rağmen milletvekili çıkarıldı.. Semih Yalçın'ın gitmesinin tek nedeni nedir biliyormusunuz ? Aybüken Yıldırım'a verilen oylar..Çünkü Gaziantep'te eski yeni, hatırlı gönüllü partili partisiz herkes, Aybüken'in gitmesi için bu partiye oy verdi.. Ama verilen oylar ancak 1 milletvekili çıkarılmasına yetti.. Sözün özü eğer Aybüken Yıldırım 2. sırada olmasaydı, Semih Yalçın belki de milletvekili seçilecek oyu bulamayacaktı.. Yani bu kadar net..
MHP için bir notum daha olacak, il başkanlığı konusunda genel merkezin biran önce tavrını ortaya koyması gerekiyor..Bir kere Tayfun Aygın'ın parti tabanı dahil, partinin deneyimli ve sözü geçen isimlerinin bir türlü sıcak bakamadığı isim olması, MHP'nin ciddi bir handikabıdır.. Bunu Semih Yalçın'ın seçim çalışmaları boyunca net şekilde gördüğü ve yakın çevresiyle tartıştığını duyuyoruz..İyi kötü, doğru yanlış.. Eğer Tayfun Aygın tartışılıyor ise, bu sorun mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır..Bu kafa karışıklığına son vermek de genel merkezin insiyatiŞndedir.. Biran önce karar verilmesi gerekmektedir, çünkü bu sayede Tayfun Aygın da önünü görmek zorundadır..Zira Ticaret Odasındaki görevinden daha istifa etmemiştir..

AK PARTİ VE MİLLETVEKİLLERİ
HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİM

Dikkat ediyormusunuz, iki muhalefet partisi için yazdıklarımı AK Parti için yazamıyorum..Çünkü onlar bu işi çoktan aşmışlar. İnanılmaz bir disiplin sağlamışlar.. Birlik ve bareberlik konusunda iyi bir dayanışma içerisindeler.. Elbette bu partinin de kırgınları ve küskünleri var.. Ama bunların çoğunun öyle partiye zarar verecek girişimleri olmamıştır. En azından görmedik, duymadık.. Eleştiriler mutlaka yapılıyor, ancak iş partinin menfaatleri noktasına gelince, kişisellik bir kenara bırakılıyor.. Durum öyle CHP'deki kindarlık ve intikamcılık noktasına götürülecek kadar değil.. Bunda genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan kadar il teşkilatında Ahmet Uzer'in de önemli rolünün olduğunu unutmamak gerekir..Sayın Uzer'in de eleştirilecek yönleri var elbette. Bunları yeri geldiğinde zaten yazıyorum. Ve kendisi de bu eleştirilere son derece demokratik bir yaklaşım gösteriyor.. Bu partide tabii ki, Fatma Şahin faktörünü dikkate almak zorundayız..Eksikleri var ise bile, artılarının çokluğu Fatma Şahin'i vazgeçilmez kılıyor.. AK Parti'de vatandaşın gözdelerinden birisi olan ve fazla vitrine çıkmayan ama müthiş işler yapan Mehmet Erdoğan ile, mütevazi Halil Mazıcıoğlu'nun ve özellikle Nizip için inanılmaz bir mücadele veren Mehmet Sarı'nın gayretlerini mutlaka belirtmeliyim. İktidar partisinde şimdi Hüseyin Çelik faktörü var.. Daha şimdiden bana Mehmet Şimşek'i yazdırtmamaya, aratmamaya başladıysa gerisini siz hesaplayın.. Sayın Çelik ile kent sorunları konusunda sık sık karşılaşmayı umud ediyorum. Zaten yaptığımız görüşmede bu konuda çok duyarlı olduğunu belli etti.. Tabii zaman en güzel ilaçtır. Görmek gerekir.. Yeni milletvekili Nejat Koçer de AK Parti için önemli bir silah olacak elbette. Sanayi Odasındaki üretkenliklerinin ve vizyon değişikliğinin, Gaziantep'i Türkiye'de hangi noktaya taşıdığını bilen yakın bir şahidi olarak, Nejat Koçer için de elbette önemli bir kazanç olarak bahsetmek zorundayım..Hele pırıl pırıl bir Ali Şahin var ki, kendisini kısa sürede hissettirecek icraatlara imzasını atacağından çok eminim..Derya Bakbak için hiçbir şey söyleyemeyeceğim, çünkü tanımıyorum..Tek beklentim, Özlem Müftüoğlu'nu aratmaması.. AK Parti'de Şnali koyduğum son isim ise meslektaşımız Şamil Tayyar..İşi çok, yükü ağır..Gaziantep için ayıracağı zaman bölümünde kendisine elimizden geldiğince yardımcı olacağız. Yeterki Gaziantep'e gelmeyi ihmal etmesin.. Aynı sözüm Sayın Hüseyin Çelik içinde geçerlidir..

İSKUR MÜDÜRÜ TARİHE GEÇTİ

Gaziantep tarihinde engelli vatandaşlara haketmedikleri muammeleyi yapan ve onların can simidi gibi sarıldıkları araçlarına haciz konulmasına neden olan İSKUR Müdürü Sayın İlyas Bulduk, bu tavrıyla kent tarihine geçmiştir..Engellileri taşıyan minibüs traŞk ekipleri tarafından durdurulmuş ve haciz konulan borç nedeniyle garaja çekilmiştir. İçerisindeki engelliler ise sokağa bırakılmıştır. Bu bir ayıptır, ayıbın birinci adresi de İSKUR müdürüdür..
Konuyu çok araştırdım..Mümkün mertebe muhabirlerimize objektif yaklaşım içinde haberin yapılmasını söyledim..Çıkardığım sonuç, İSKUR Müdürü Sayın İlyas Bulduk'un göreve gelmezden önce başlatılan ve uygulanmakta olan bir proje için sorun çıkarması. Minibüse eklenen asansör parasını ödemek istemeyişi..Tüm kurulların ödensin diye verilen raporları hiçe sayması..Müfettişlikten gelme alışkanlığından olsa gerek, herşeye şüphe ile yaklaşması.. 40 yılın emek adamı, sakatlar derneğini yoktan var eden, herşeyi ince eleyip sık dokuyan, dürüstlüğü konusunda tartışma götürmeyecek kadar kişiliğini ortaya koyan Hulusi Kalender'e farklı gözle bakmaya kalkışması..Gaziantep'te sakatları rant kapısı olarak görenleri ve o garibanları kullanmaya kalkışanların yollarını kesen Kalender'e, resmen savaş açma teşebbüsünde bulunması..

HÜSEYİN ÇELİK'İN HABERİ VARMIDIR ?

Sayın Bulduk keşke farkına varabilse de, etkisinde kaldığı bazı çevrelerin kendisine yanlış yaptırdığını bir görebilse, büyük bir ihtimalle bunların hiçbirisi yaşanmayacaktı..Üstelik İHA'ya yapmış olduğu açıklamadaki yanlışının ve çelişkisinin de önüne geçmiş olacaktı..Çünkü bu sayede sakatlar derneğinin minibüsü ile Antalya'ya gidilmesine kendisinden önceki dönemin müdürünün yazılı belge verdiğini öğrenmiş olacaktı..Ve en önemlisi Gaziantep tarihine ENGELLİLERİ YOLDA BIRAKAN, MİNİBÜSLERİNİ HACZETTİREN MÜDÜR olarak geçmeyecekti..
Bu konu için fazla birşey söylemek istemiyorum.. Sadece şu anda engellileri taşıyan minibüsün hala hacizden dolayı bağlandığı yerde durduğunu söylemek durumundayım..İlin valisinin böylesine hassas konuyu çözmeye çalıştığını duyuyorum.. Ama minibüs hala bağlı ise, o zaman bu işe AK Parti il Başkanı Ahmet Uzer'in, veya haberi var ise eğer Hüseyin Çelik'in el atması gerektiğini ifade etmek zorundayım..Doğrusu içimiz sızlıyor..Engelliler bunu asla haketmiyor çünkü..

Hepinize iyi haftalar