İDDİANAME GERÇEKLERİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARTTI

Gaziantepspor ve Kızıl grup iddianamesi birçok insanın kafasındaki soru işaretini gidermeye yardımcı olmuştur. Biliyorsunuz Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame için gizlilik kararı verdiği için yayınlayamıyorduk. Ancak bu gizlilik mahkemenin iddianameyi kabulüyle kalkınca, bizde sizlere söz verdiğimiz gibi gazetede yayınlamaya başladık..

Tabii daha işin başındayız..Bir haftalık yayın bile aslında insanları şaşkına çevirdi.. Biliyorsunuz iddianameyi görmezden önce herşeyi bildiğimi sanan ben bile çok şaşırmıştım.. Çünkü bilmediğim o kadar usulsüzlük varmış ki, güzelim kulübümüzün nasıl kullanıldığını net bir şekilde öğrendim..

Tabii iddianameyi okuyan herkes, gazetede, sosyal medyada bize soru soruyor ve 'Gaziantepli'ler bunu nasıl içine sindiriyor. Bu kadar aleni ve belgelenmiş usulsüzlüklere niye ses çıkarılmaz' diyerek tepki veriyor..

Elbette dikkat çekici.. Çünkü ortada belgelenmiş eylemler var.. Yani bir kişi veya firma hakkında İDDİALAR ortaya atılır, bu icabında iftira niteliğinde de olabilir ve gerçek kabul edilmeyebilir..

BUNLAR İDDİA DEĞİL BELGEDİR

Ama Gaziantepspor'daki ve Kızıl Gruptaki öyle değil.. Maliye Bakanlığının vergi müfettişleri 4 ay süre boyunca çalışmışlar.. Defterlerden, faturalardan, banka hesaplarından, ödemelerden yola çıkmışlar. Herkesle konuşmuşlar.. Adrese gidip tesbit yapmışlar.. 1 milyonluk demir ve tel örgü faturası dikkatlerini çekmiş, tesise gittiklerinde böyle birşeyin olmadığını görmüşler.. Bir sezon içinde 1 ton 300 kilo Tereyağı, yine tonlarca peynir ve süt faturalarını görmüşler. Kulüp aşçısını sorguladıklarında böyle birşeyin olmadığını belgelemişler.. Rakamları trilyonu geçen çim tohumları, çiçekler süs bitkileri faturalarına bakmış, hiçbirini görememişler. Ama hepsine yapılmış gibi milyonlarca lira kulüp kasasından para çıkarıldığını görmüşler.. Şehrimizin tanınmış 2 inşaat firmasının faturalarıyla kulüpteki hesaplara bakmışlar, arada yarım trilyona yakın paranın hesaplarda olmadığını tesbit etmişler.. O firmalara parayı ödemiş gibi göstermişler ama firmaların yasal defterlerinde öyle birşeyin olmadığını belgelemişler.. Bankalara TFF, Digitürk, Spor toto vs'den gelen paraların kulüp kasasına girmeden şirketlere aktarıldığını, oradan da Gaziantepspor'a borç para verir gibi bir sistem uygulandığını belgelemişler.. Bunu yıllar boyu yaparak Gaziantepspor'u kendi şirketlerine borçlandırıp mağdur etmişler.. Ve Maliye vergi müfettişleri 32 eylemden oluşan yasa dışı tüm faaliyetleri belgeleyerek Adalete teslim etmiş..

Yani söyleyeceğim o ki, ortada somut eylemler var..Bizde gazete olarak o somut eylemleri kamuoyuna duyurma görevini yapıyoruz..Yarın mahkemeye çıkılır, yargı önünde bunların hesabını verirler. Suçlu görüldükleri takdirde cezasını çekerler.. Suçsuz bulundukları takdirde ise tahliye edilirler..Her iki kararı gazete olarak saygı ile karşılarız...

GAZİANTEPSPOR'U KENDİ KADERİNE

TERKEDENLER ŞEHRİN VEBALİNİ ALIR

Ancak ortada ciddi bir durum var.. Gaziantepspor kulübü öyle sıradan ve boşverilecek bir kulüp değildir.. Kulüp şehri temsil etmekte ve Marka yönünden en ön planda bulunmaktadır..Bu marka değerine sahip kulübü, yukarıdaki eylemleri yaptığı belirlenen kişiler temsil ettiği süre içinde, bu görüntü Gaziantep şehri adına ciddi tartışmalar yaratacaktır..

Bunun sorumluluğu vardır.. Kentin Valisi, Belediye Başkanları, Oda Başkanları ve STK'lar bu vahim duruma seyirci kalmamalıdır.. Çünkü ortada gerçekten bizleri utandıran eylemler yapılmıştır.. Bir Gaziantepli olarak yapılanları içimize sindiremiyorsak, bunu kentte söz sahibi yetkililerde de görmek isteriz.. Kaldı ki, gelinen nokta Gaziantepspor adına en kritik noktadır.. Sezon bitmiş, futbolcu ve teknik adam konusu karanlıkta kalmıştır.. Hikmet Karaman dahil futbolculara aylardır paraları ödenmemiştir.. Kulüpten alacaklı olan firmaların eli kolu bağlanmıştır.. Sporseverler tedirgindir..

İşte burada Gaziantep Valisi Erdal Ata'nın artık vakit geçirmeden harekete geçmesi ve mahkemenin görevden uzaklaştırdığı kulüp başkanı ve yöneticilerin durumunu ciddiye alması gerekmektedir.. Dernekler statüsünde olan Gaziantepspor'u olağanüstü kongreye götürecek formülleri hayata geçirmek için kararlı olmalıdır.. Şu anda yönetim kurulunda olan ama tek kuruş vermeyerek sadece ünvan taşıyanlara, sorumluluklarını yerine getirmeleri için çağrı yapmalıdır..Vakit geçmektedir, eğer Vali Erdal Ata işi seyrine bırakacak olursa, yarınlarda Gaziantepspor kulübünün Ankaragücü gibi olması kaçınılmaz hale gelecektir.. Unutulmamalıdır ki, bir kulübün paralarının yönetenler tarafından kendi şirketlerinde kullanılması ve bunun yargıya taşınması olayı, asla sıradan ve basit görülemez.. Hoşgörülemez, savsaklanamaz. Basit bir olay gibi geçiştirilemez.. Buna seyirci kalan ve sebep olacak her kim ise, bu şehrin vebali onlarda kalacaktır..

CHP İL BAŞKANI SEÇİLEN MEHMET GÖKDAĞ'IN DİKKATİNE

Ali Peri devam etmeyeceğini açıkladı..Saygıyla karşıladık.. Yıllardır tanıdığımız, duruşundan sapma görmediğimiz Avukat Mehmet Gökdağ, sabaha kadar süren kongreden yeni başkan olarak çıktı. Kendisini tebrik ediyor başarılar diliyoruz..

Daha henüz koltuğa oturmadı ama ben söyleyeceklerimi peşinen ifade etmek, biraz da samimiyetine güvenerek tavsiyelerde bulunmak istiyorum..

Sayın Gökdağ lütfen geçmişi şikayet etme.. Dert yanma. Herkes ne olduğunu biliyor zaten.. CHP için ne gerekiyorsa yap.. Bu durumdan memnunsan devam et.. Değilsen ki memnun olduğunu sanmıyorum o zaman Ali Peri'nin yapamadığını yap ve partiyi herkesin gelebileceği, geldiği zaman köy kahvesi görünümden bir türlü kurtarılamayan il binasını çağdaş bir görüntüye kavuştur. Çaycısından personeline kadar çeki düzen ver.. İletişim konusuna kesinlikle el at. Bak dün parti binası kapalıydı.. Kongre sonuçları yoktu.. Basın dahil arayan partili partisiz herkesle muhatap olacak kimse de yoktu.. Kongre sabaha kadar sürebilir ama partinin öğle vakti kapısına kilit vurulmamalıydı.. Bu konu için B planı yapılmalıydı.. Düşün bir kere bugün gazetelerde 2 gün önce yapılan kongrenin tüm detayları yer almalıydı. Ama yok.. Bizimkiler zar zor liste temin etmişler, onunda kesin olup olmadığını bilmiyorum vallahi.. Elbette henüz görevde değilsin, bunun kusurunu sana yüklemek haksızlık olur.. Ama ilgilenebilirdin.. Ne olduğunu sorgulayabilirdin.. En azından yön verebilirdin.. Senin döneminde bu tür sıkıntılar yaşamamak için özellikle basınla ilişkilerde CHP'ye yakışan isimlerle çalış.. Telefonlara cevap verecek sekreterya düzenini kur.. Partiyi hiçbir katkı sağlamayan asalaklardan kurtar.. Hiç düşünme kardeşim, onların getirecekleri oy onlarda kalsın.. Ayrıca partinin yakasına yapışan ve her yönüyle nemalananları da uzak tut.. Partinin görünüşünü değiştir. Vitrine yeni profiller girsin.. CHP denilince artık hepimizin gına getirdiği isimlerin fotoğraflara girmemesi için elinden geleni yap. Ali Peri'ye bunları anlattım ama başaramadı.. Sanırım çaresiz kaldı.. Ama senin yapman için önünde fırsat var.. Gel bu fırsatı iyi kullan ve şu CHP'de fark yarat..

YAZ GELDİ TER KOKULARI BAŞLADI

Bir restoranta gidersiniz, garsonlar servis yaparken burnunuz düşer. Asansöre binersiniz aynı, ofiste iken birisinin ter kokusu yeter de artar bile.. Berberler öyle, doktorlar öyle.. Hemşireler öyle.. Yani insanlarla yakın temasta olan her meslek çalışanının yaz gelince başlayan ter kokuları dayanılmayacak şekle dönüşür.. Kış ve bahar mevsimlerinde olmayan ama yaz gelince başlayan bu sıkıntının çözümü aslında kolay. Yeterki istensin.. Hergün banyo yapma şansı olmayanlar için çözüm, koltuk altlarını günde 2-3 kez kolonyalı mendille veya ıslak bezle silmeleri olacaktır. Üstelik restorantlarda kolonyalı mendil tonla..Bu konu bazıları için basit gelebilir ama son derece rahatsız edici bir durumdur..Ciddiye alanlara şimdiden saygı sunulur..

İZNE GELEN GAZİANTEPLİ'NİN MEKTUBU

Müslüm Geçili adındaki okurumuz mektup göndermiş..Hiç değiştirmeden sizlerle paylaşmak istiyorum. Buyrun birlikte okuyalım..

-Sayın Özekşi, iki haftalık iznim için 7 ay sonra memleketim Gaziantep'e gitmiştim. O günden bu yana ne gibi bir değişiklik var diye merakla turlamaya basladım. Ama ne yazık ki değişen pek de bir seyin olmadıgını gördüm. 7 aydan bu yana gözle görülen bir değişiklik yok kanımca. Toplu ulasımda yaşanılan rezaletler hızla devam etmekde. Trafikde yasanan sıkıntılar için hiçbir çözüm yolu bulunmamış.

Özellikle de toplu ulaşımda gördüğüm manzaraları aktarmak istiyorum. Özel Halk Otobüsleri şoförleri ne denli arac kullandıklarına bizzat canlı şekilde defalarca kez şahit oldum. Yaşı ilerlermiş yaşlı bir teyze otobüse biniyor, ücreti vermek için ayakta belediği esnada, Özel Halk Otobüs Şoförü yaşlı teyzenin oturmasını beklemeden, ani bir gazla araca gaz verdiği sırada, yaşlı teyzemiz dengesini kaybedip yere düşüyor. Kadıncağız kolunun üzerine düşüp, bir çok yerini incitiyor. Bunu gören otobüs şoförü ise, suçu kadında görür gibi bir bakışla teyzemize bakıyor. Şoför adeta bir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor.

Yine bir başka olay. Tuğcan Oteli önünde. Özel Halk Otobüs şoförleri, birkaç dakikalık gecikme için birbirlerine hakaret etmeden geri kalmıyorlar. Araçta yolcu varmış yokmuş kimsenin umurunda değil. Birbirlerine kullandıkları argo kelimelerin haddi hesabı yok. Araçta bayanlar var, çocuklar var kimin umurunda. Denetim zaten sıfır. Hal böyle olunca da, meydan o kişilere kalıyor.

Caddelere gelişi güzel park edilen araçlar, yolun tıkanmasına vesile oluyor ama Trafik ekipleri buna çözüm bulamıyor. Her cadde paralı park yerine dönmüş vaziyette. Ama yolun tıkandıgını kimse düşünmüyor. Araç sürücülerin yayalara yol vermemesi ise, ayrı bir sorun. Defalarca kez şahit oldum, çoğu araç sürüceleri kibarlık ve insanlık göstermekten yana olmuyorlar. Herkes gazına basma derdinde. Bir Allah'ın kuluda, 1 dk bekleyip insanlara yol vermiyor. Yazık..!

Gaziler Caddesinde ki çalışmayı gördüm, Belediye yoğun bir şekilde çalışmasına rağmen halen sona ermemiş. Gaziler Caddesinin alt yapısı ise tamamen değişmiş. Yolun parkeleri bu sefer farklı olarak değiştirilmiş, bakalım ömrü nasıl olcak. Gaziler Caddesinde neden motorsiklet geçişlerine izin veriliyor? Bu da ayrı bir sorun. Motorsikletlerin yolun zemininde yer alan taşları bozduklarını yetkililer görmüyorlar mı? Bakalım buna engel olabilecekler mi? Allah muhafaza o kalabalıkta bir yayaya çarpsa, çok mu iyi olacak!0

Yazılacak bir çok konu var ama ben hepsini yazmak istemiyorum. Zaten siz köşenizde yer veriyorsunuz. Yazmak istediklerimin başlıcaları bunlar idi. Umarım en kısa zaman da düzelir. Saygılarımı sunuyorum...MÜSLÜM GEÇİLİ

hepinize iyi haftalar