Bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Çünkü sorunun cevabı, kimin sorduğuna göre değişmekte. Anonim şirket hissesini devredenin şahıs olması ile şirket olması durumuna göre sonuçları da farklı olmakta. Hatta şirket olması durumunda, hisse senetlerinin elde tutma süresine göre bile vergilendirmeyle ilgili hükümler değişiklik göstermekte.

Pay veya hisse kavramının tanımına vergi kanunlarında yer verilmemiş olup, Türk Ticaret Kanununda tanımlanmıştır. Şirket ortaklarından biri veya birkaçının kendisine ait hisse paylarını şirket ortaklarından birine veya dışardan birine devretmesi işlemi hisse devri olarak adlandırılabilir. Günün ekonomik koşulları ya da şirketin sermaye yapısının güçlendirilmesi gibi pek çok sebepten dolayı hisse devirleri yapılabilmektedir.

Anonim Şirketlerde Hisse Devrinde Gelir/Kurumlar Vergisi Uygulaması,

1- Gelir Vergisi Mükellefleri Yönünden,

Gelir Vergisi Kanunu’na göre ivazsız olarak iktisap edilenlerle tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süre ile elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancıdır.

Elden çıkarma deyimi yukarıda belirtilen mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi ve ticaret siciline sermaye olarak koyulmasını ifade eder.

Hisse devrinden veya hisseleri temsil eden pay senetlerinin devrinden elde edilen kazancın vergilendirilmesinde değer artış kazancı hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle anonim şirketlere ait hisse senetlerinin iki yıldan fazla elde tutulması halinde, devir nedeniyle elde edilen kazanç gelir vergisine tabi değil iken, iki yıldan az sürede sahip olunan hisse senetlerinin devrinde değer artış kazancı hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca ilmühaberlerde hisse senedi olarak kabul edilmektedir.

2- Kurumlar Vergisi Mükellefleri Yönünden,

Kurumların gerçekleştirmiş olduğu hisse devri işlemlerinde Kurumlar Vergisi Kanunu'nda tanınan bazı istisna halleri mevcuttur. Kurumların, diğer bir kurumun hisselerine katılmaları halinde çeşitli ortaklık yapıları oluşmaktadır. 

En temel sınıflandırmaya göre, bir kurumun diğer bir kurumun %10 veya daha az hissesinin elde etmesi halinde bağlı menkul kıymetler, %10'dan fazla %50'den az hissesini elde etmesi halinde iştirak, %50'den fazla hissesine sahip olması halinde bağlı ortaklıklar olarak değerlendirilmektedir. 

Söz konusu hisselerin devri nedeniyle elde edilen kazanç ise kurum kazancı olarak kurumlar vergisi matrahında dikkate alınması gerekir. Ancak, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/1-e maddesinde yer alan şartların gerçekleşmesi halinde kurumların en az iki tam yıl aktiflerinde yer alan iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazancın %50'lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Anonim Şirketlerde Hisse Devrinde KDV Uygulaması,

1- Gerçek Kişilerin Sahip Olduğu Hisselerin Devri,

Gerçek kişilerin sahip oldukları anonim şirket hisse senetlerinin veya ilmühaberlerinin ya da hisselerinin pay defteri üzerinden devri, ticari, zirai, sınai veya mesleki bir faaliyet çerçevesinde elde edilmediğinden KDV'ye tabi değildir. Ancak, gerçek kişilerin belirli faaliyete tabi olarak yaptıkları hisse senedi satışı KDV'ye tabi olmakla birlikte Kanunun 17/4-g maddesi gereğince istisnadır.

2- Kurumların Sahip Olduğu Hisselerin Devri,

KDV Kanunu dikkatle incelediğimizde, Madde 17/​4-g’de “hisse senedi” ile ilgili özel bir hükmün yer aldığı, Madde 17/​4-r’de ise “iştirak hisseleri” ile ilgili genel bir hükmün bulunduğu anlaşılıyor.

İştirak hisseleri, hisse senetlerini de kapsayan genel bir tanımdır. Ancak özel bir hükümle hisse senetlerinin KDV’den müstesna olduğu yasada belirtilmiş. Bu duruma göre, hisse senetleri dışındaki iştirak hisselerinin (örneğin; limited şirketlere ait ortaklık payı, eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları, adi ortaklıklara ait ortaklık payları, anonim şirketlerin hisse senedi ya da ilmühabere bağlanmamış ortaklık paylarının) 2 yıl içinde elden çıkartılması KDV’ye tabi olacak, hisse senetlerinin elden çıkartılması ise elde tutulma süresine bakılmaksızın, KDV’den müstesna tutulacaktır.

Yukarıda da görüldüğü üzere, anonim şirket hisselerinin elden çıkarılmasında yani satışında, satışı yapanın şahıs ya da şirket olmasına göre hatta şirket ise elde tutma süresine göre doğurduğu sonuçlar, vergi türleri itibariyle farklılık göstermektedir.