Her şey istediğimiz gibi olsun, istediğimiz gibi gelişsin, hep biz
kazanalım istiyoruz.
Çoğu zaman en yakınımızdakileri dahi düşünmüyoruz .
Varsa yoksa ben, biraz rahatladığımız zaman daha fazla ben..
Ne zaman zorda kaldık, tehlike geçene kadar da olsa biz diyebiliyoruz.
O zamanda etrafımızdan uzaklaştırdığımız insanlar kendi dertlerine
düşmüş bizi görmüyor.
Yada görmek istemiyor.
Kendi hırsımız egomuz yüzünden kalpler kırıyor, gönüller yıkıyoruz.
Tamiri tadili zor hatalara imza atıyoruz.
Oysa her şey ne kadar da boş, ne kadar değersiz hırs yaptıklarımız,
Keşke Hz. Ömerin ölümü kendine ölümü hatırlatması için adam tuttuğu
gibi birşey yapabilsek
Yada cenazelere daha sık katılıp, mezarlık ziyaretlerini daha sık yapabilsek.
Mübarek insanlardan biri nefsine dizgin vur ve bin yoksa o sana yüklenirdemiş.
Bir başka mübarek zaatın yaşadığı pişmanlık,
Kul hakkına verdiği önem.
Günümüz padişahlarına, krallarına, hakanlarına,
Hak kelimesini ağzından düşürmeyip
Türlü haksızlıkları görmemezlikten gelen, göremeyen ve maalesef görmek
istemeyenlere ders mahiyetinde...
Sırrı-i Sekati Hazretlerine:
- 'Ya şeyh, sizin hiç hatanız olmadı mı?' diye sordular.
- 'Kardeşlerim, bir hata işledim ki ateşi otuz yıldır yüreğimi
yakmaktadır. Hatırladığımda kalbim duracak gibi oluyor' dedi.
Müslümanlar merak ettiler:
'O hata ne idi?'
- 'Otuz yıl önce Bağdatta büyük bir yangın çıktı.
Benim dükkanımın da bulunduğu büyük bir çarşı yandı.
O sırada ben orada değildim.
Bana bütün komşuların dükkanının yandığını, benimkine bir şey
olmadığını haber verdiler. Sevindim, 'Elhamdülillah' diyerek Rabbime
hamdettim.
Fakat hemen aklıma diğer Müslümanları bırakıp sadece kendimi
düşündüğüm geldi ve çok utandım.
Derhal tövbe istiğfar ettim.
Kefaret olarak dükkanımdaki bütün malları fakirlere dağıttım.
Lakin otuz yıldır, o bir anlık bencilliğim kalbimden hiç çıkmadı,
ateşi beni hep yaktı' dedi.
Bakın günümüzde, etrafımızda siyasetçisi, esnafı, tüccarı, hatta ve
hatta kanaat önderi, cemaat liderleri bile BEN diyor başka bir şey
demiyor.
Oylar bana, paralar bana, yardımlar bana hepsi bana
Yani toplum olarak benim işim görülsün diğerlerinin canı cehenneme
duruma düştük.
O yüzden gerginiz o yüzden bir birimize tahammül edemiyoruz.
O yüzden bizi yönetenler bu hırsları ile bize kötü örnek oluyor.
Bir araya gelmek şöyle dursun, karşılaştıklarında birbirlerine selam
dahi vermiyorlar.
Onların bu davranışları, çocuklarımıza gençlerimize kötü örnek oluyor.
Açıktan söylenen yalanlar, dolanlar iftiralar güven duygusu bırakmıyor.
Rabbim bu mübarek Muharrem Ayında başta kendim olmak üzere;
Egoizm batağına saplanmış milletimize selamet versin.
Dualarda ki yakarışları ve merhamet taleplerini yüreğimize yerleştirsin.
Oruçlu iken sahip olduğumuz şefkati halimizi daim etsin...
Komşusu açken kendi tok yatamayan bir neslin torunlarına
Uzak bir diyardaki kuzunun hesabının kendinden sorulacağı korkusu yaşayan
Milletinin dertlerini kendine dert edinen idarecilere verdiği;
Güzel ahlakı, milletine olan saygıyı, Hakka verdikleri önemi...
Kalpleri katılaşmış, gözleri kararmış insanlarımıza da nasip etsin.
Bizlere bölüşmeyi beraber ağlayıp beraber gülmeyi
Daha güzel daha aydınlık günler görmeyi nasip etsin...