Can Azerbaycan
Mehmet Çağatay Abuşoğlu
Takip ettiğimiz uluslararası siyasetin her geçen gün daha da Ortadoğululaşmasından dolayı gerçekten başarılı olabileceğimiz bazı alanları göremiyoruz. Bu alanların başında ise Türk Dünyası gelmektedir.Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsız kalan devletler, dönemin Turancı yürekleri için büyük heyecan uyandırmış olsa da gerek Rus siyasal nüfuzunun devam etmesi gerekse de Türkiye'nin etkin siyaset izleyecek güce sahip olmamasından dolayı Türklerin birlik arzuları başka baharlara kalmıştır. Ancak 90'lı yıllardan bu yana devam eden uluslararası siyasette Azerbaycan diğer Türk devletlerine göre daha farklı bir yerde durmuştur. Psikolojik bir sınır diyebileceğimiz Hazar'ın batısında yer alması, Türkiye ile çok küçük de olsa bir sınır paylaşması bu farklılığı etkileyen faktörlerden.Türkiye'nin Türk kimliği üzerinden politika yürüttüğü son dönemde Azerbaycan'da özellikle Ebulfez Elçibey'le gerekli münasebet kurulmuştu. Ancak devam eden süreçte Türkiye önce AB ardından da Sünni kimliği ile siyaset yürüterek Azerbaycan'la olan ilişkilerimiz herhangi iki devletin arasındaki ilişkiye benzemiştir.Fakat biliyoruz ki Azerbaycan Türkiye'yi hiç unutmadı. Türkiye, Ermeni açılımı yapıp kendi hadiseleri için özür dileme noktasına geldiğinde, sınır kapısının açılması söz konusu olduğunda Azerbaycanlı Türkler, Anadolu'daki kardeşlerine çok kızmış olsalar da sırt çevirmemişlerdir. İ. Aliyev, Ermeni meselesiyle ilgili olarak Türkiye'nin bulunmadığı platformlarda "Türkiye yoksa ben varım" diyerek ülkemizi savunmuştur.Rusya ile yaşadığımız son uçak krizinde ise Azerbaycan'ın hiçbir çıkarı yokken ve Rusya'yı karşısına alma pahasına Türkiye'nin yanında durduğunu gördük. Azerbaycan'ın ciddi bir menfaat sağlayamayacağı bu durumda Ankara yönetime destek olması şaşırılması gereken bir şey değildir. Çünkü Azerbaycan ve Türkiye "İki devlet, Tek millettir". Rus uçağının düşürülmesinde Türkiye haklı olmasına karşın ne Batılı ne de Ortadoğulu müttefikleri Türkiye'nin yanında yer almamıştır. Ancak askeri, siyasi ve ticari bağlarımızın gereken seviyenin çok altında olduğu Azerbaycan, Türkiye'ye desteğini sürdürmüştür. Bilhassa Rus ambargoları sebebiyle sıkışan Türkiye'nin ticari hareketliliği Azerbaycan'ın aldığı inisiyatifle rahatlamıştır. Azerbaycan yine aynı süreçte büyük gümrük indiriminde bulunmuştur.Son olarak da Türkiye'nin atlattığı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bütün devletler girişimin başarısızlığa uğramasının ardından Türkiye'ye desteklerini iletirken, Bakü yönetimi ilk anından itibaren kalkışmaya karşı durmuştur. 7 Ağustos tarihinde darbeye karşı tek yürek olmuş olan Türkiye'nin buluştuğu İstanbul Yenikapı Miting'inde ise çok sayıda Azerbaycan bayrağı gördük. Çünkü Azerbaycan Türkü ile Anadolu Türkü'nün derdi de sevinci de birdir.Ortadoğu'nun bol düşmanlı yapısı içerisinde gerçekten bir müttefik bulmak imkansızdır, Avrupa'nın iki yüzlülüğü ve ABD'nin kendi çıkarına düşkünlüğü ise Türkiye'yi her zaman yalnız kalmaya mecbur bırakmaktadır. Buna karşın diplomatik alanda sıradan bir ülke olarak gördüğümüz Can Azerbaycan, Türkiye'nin her daim yanında yer almıştır ve alacaktır. Bu tecrübeler etrafında Türk Dış Politikası, özellikle Ortadoğu'da akıttığı diplomatik enerjinin boşa gittiğini görmeli ve azaltarak Türk Dünyası'na yönelmelidir. Kafkasya'nın ve Türkistan'ın, Ankara tarafından ilişki kurulabilir olması Türkiye'nin elini şüphe yok ki güçlendirecektir.Kısaca bahsedilen bu olayların üzerine Anadolu Türkü, doğusundaki kardeşini daha iyi tanımalıdır. Türkiye dışındaki bağımsız Türk devletleri ve hürriyetini kazanamamış Türkler, Ankara'nın ilgisini beklemektedir. Türkiye'nin özellikle esir Türk halklarına yardım edememesi zulmü de arttırmaktadır. Dünya Türklüğünün sahipsiz olmadığı ve Türkiye'nin her Türk'ten sorumlu olduğu bildirilmelidir.Azerbaycan'ın Türkiye için siyasi bir alandan çok daha ötede olduğunu ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle ifade etmiştir: "Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimizdir, kederi bizim kederimizdir."İki ülkenin birbiri için herhangi iki ülke olmadığını belirten rahmetli Ebulfez Elçibey'e kulak verelim: "Azerbaycan ve Türkiye dost değildir. Dostluk birbirini sonradan tanıyanlar arasında kurulur. Biz kardeşiz."Biz Elçibey'in bu harika tanımlamasını bir adım daha ileriye götürelim.Bizce, Azerbaycan ile Türkiye kardeş değildir. Bacakları ve vücudu Anadolu, boynu ve başı Azerbaycan olan bir insan düşünün, batından doğuya uzanmış yatıyor. İşte Oğuz Türkü'nün vücududur Azerbaycan ve Türkiye. Bugünkü sınırlarla Oğuz'un başı gövdesinden ayrılmış, yere serilmiştir. Bu vücudun beyni Bakü, kalbi Ankara'dır. Yani aslında Azerbaycan ve Türkiye aynı bedendir, aynı ruhtur. Ancak bugün Oğuz'un başı gövdesinden, kalbi beyninden ayrı olduğu için derin bir uyku söz konusudur. Yere serili Oğuz, Azerbaycan ve Türkiye birleştiği gün dirilecektir. Dirilip kalktığında ise karşısında Batı, arkasında ise diğer Türk kardeşleri olacaktır.
Yorumlar