12 Haziran 2011de TBMM Başkanın kim olacağının bir önemi var mıydı ?
Kim seçilir kim kaybeder önemli miydi ?
Hükümeti kim kurar, kim bakan başbakan olur diye soran var mıydı ?
Bir kişinin iki dudağı arasında bir siyaset onun emir ve buyruklarına biat etmiş topluluklardan ibaret bir yaşam tarzı.
Heyecansız, duygusuz ve renksiz bir anlayış sözüm ona Demokrasi böyle bir toplum için ne anlam ifade eder ki ?
Birçoğumuz çıkan tabloyu begenmiyor olsada...
Benim nazarımda 1 ay önceki Türkiyeden çok daha farklı bir Ülkede yaşamanın tadını çıkartmalıyız.
Daha rahat, daha özgür daha özgüven sahibi.
Kim ne derse desin demokrasi budur.
Bütün renkler temsil edilememiş olsa da, toplumun büyük çoğunluğunun sesi mecliste.
Kim nasıl, ne kadar ölçüde kendine yetki veren insanların duygularına tercuman olur, onun dileği doğrultusunda temsil eder zaman gösterecek.
Biz mevcut tablodan nasıl en iyisi olur onu beklemek durumundayız. Demokrasi değer katma, değer kazandır ma, itibar sağlama sanatı değil mi.? 7 Haziran da ki tablo demokrasinin bir topluma ve siyasete sağladığı en güzel katkı oldu...
Halk bu vesile ile kendisine, oyuna ve iradesine değer verilmesini sağlamış oldu.
TBMM de bulunan koltuklar değer kazandı. Meclis başkanlığı bakanlar başbakanlar değer kazandı. İnşallah bizi temsil edenler bu değeri en üst seviyeye çıkarırlar...
Çünkü; Asgari ücretli, emekli, işçi, memur bu değerlerden kendine düşeni almak için sırasını bekliyor...
DOĞU TÜRKİSTANDA NELER OLUYOR ?
Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, Resimler videoların hepside doğru ise durum çok vahim. Çinin doğusunda yaşayan 100 binlerce Uygur Türkünün Sırf Türk ve Müslüman oldukları için böyle bir zulme reva görülmeleri insanlık dışı bir şey.
Bu zalimlik kadar, dünyanın olup bitene haberdar olduğu halde susması, bu bilinmişliğe rağmen kör ve sağır moduna girmesi insanlık ayıbı bir o kadar acı, bir o kadar trajik bir durum...
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hem insanlık adına hem kendi insanı hemde Müslüman olmaları sebebiyle o insanlara herkesten daha çok sahip çıkma onların arkalarında durma
mecburiyeti var... Bu konuda sesimiz diğer olaylara göre çok cılız çıkıyor ve bu durum bize yakışmıyor. Allah bu mübarek Ramazan ayında, Çin başta olmak üzere; Dünyanın neresinde olursa olsun insanlığa zulmeden zalimleri kahretsin...
Bu zalimlik karşında dilsiz şeytanı oynayan Sessiz kalıp zulmü onaylayan, Kendi işine geldiği gibi davranan ikiyüzlü devletleri yerle bir etsin...