Zamanında Gaziantepspor’a sahip çıkmayan Gaziantep halkı mı?
Şu anda ilimizin takımı durumunda olan Gazişehir’in yönetimi mi?
Gazişehir takımının yürekten oynamayan oyuncuları mı? Takımı güdüleyemeyen, transferde takıma doğrudan girebilecek oyuncuları seçemeyen, takım kurmada ve değişiminde yanlış yapan hocaları mı?
Futbol yününden bu kentin yüzü ne zaman gülecek? Ne zaman zevkle izleyeceğimiz bir takımımız olacak?
Gaziantepspor konusunu geçelim, o artık öldü…
Gazişehir yönetimine gelelim; Sezon başında başarılı hoca ile anlaşma yapılmadı, daha önce bu ligde üst düzey yarışması olmayan yeni bir hocayla anlaşma yapıldı.
Takımın neredeyse yarıdan fazlası değiştirildi. Savunmada oyuncu eksiği varken önceki sezon başarılı olan savunmacı oyuncu İsmail Konuk rakiplerimizden Adana Demirspor’a verildi. Sezon başı hazırlıkları ve ilk maçları alt yapıdan gelen kalecilerle sürdürdük, alt yapıdan kaleci gelmesine karşı değilim, ama yarışmacı takımın kalecisinin de deneyim yönünden yeterli olması gerekirdi. Kaleci ve bazı oyuncular dışında takıma yeni getirilen oyuncular takımı üst düzeye taşıyacak özellikte olmayan oyunculardı.
Hoca değişikliği, oyuncularda değişiklik derken sezon başında bocalayıp durduk.
Sonra hoca değişikliğine gidildi, çıkış yakaladık, ilk yarının sonlarında zorlu rakip Balıkesir karşısında ne olduğumuzu gördük, daha sonra eksik kalan ve hedef takımlarımızdan biri olan Gençlerbirliği karşısında ne olduğumuz iyice belli olmuştu, her iki takımada yenilmiştik.
Sezonun ilk yarısındaki Gençlerbirliği karşılaşmasından sonra hemen takımı üst liğe taşıyabilecek forvet, oyun kurucu ve savunmacı aranmalı ve alınmalıydı, bu alanlarda eksiğimiz vardı.
Sezonun ikinci yarısı başladı, hedef takımlarımızdan Denizlispor’la evimizde karşılaştık, en azından beraberliği koparmalıydık, ama yenildik, çok kötü başlangıç yaptık.
Denizli maçından sonra takımın eksiğini giderecek transferler için zaman vardı; takımı üst düzeye taşıyacak oyuncular yerine yedek kalacak oyuncular getirildi. Son olarak da takıma umut olarak uzun süredir oynamayan Moussa Sow getirildi, geçen sezonda yaşadığımız Pierre Webo deneyimine rağmen! Bu hafta karşılaştığımız Altay takımı Paıxao ve Kappel gibi oyuncuları bulup getirirken bizim yönetim oynama çağı geçmiş oyuncuları getiriyorlar.
Denizli karşılaşmasından sonra İstanbulspor’a son anda beraberlik vererek, Altınordu takımına yenilerek, Eskişehir’le berabere kalarak puanlar yitirdik. Bu karşılaşmalardan önce takımın eksiğini giderecek, takıma güç katacak hazır oyuncular getirilmiş olsaydı sonuçlar istediğimiz gibi olabilirdi.
Sonuç olarak hem oyuncu transferinde yanlış yapılması, hem de puan yitirdiğimiz karşılaşmalar sonrası oyuncular ve hocalarla ilgilenme yönünden yönetimin eksik kaldığı kanısındayım.
Altay karşılaşmasıyla ilgili yazılacakları daha önceki karşılaşmalarda fazlasıyla yazdığım için yeni bir şey yazmayacağım, yalnızca Mehmet hocaya sormak istediğim bir olay var; karşılaşmanın son anlarında oyuncu değiştirirken sanki yenen takımın hocasının zaman kazanmak için yaptığı gibi oyuncu değişikliğini ayrı ayrı yaptığı, oysa iki oyuncuyu (Oğulcan ve Igor) aynı anda çıkarıp yerlerine oyuna sürdüğü oyuncuları (Erhan ve Kenan) aynı anda oyuna sürebilirdi.
Önümüzde 6 maç, kazabileceğimiz 18 puan var, oyuncularla konuşulmalı, daha istekli ve daha hırslı olmaları sağlanmalı. Rakiplerimizin puan yitirmesini beklerken puan yitirmeden son maça kadar ilk iki için savaşmalıyız.