TÜRK LİRASININ TARİHİ VE EKONOMİK ATEŞİMİZ...
Baler Fidan
Daha önce birkaç kez yazılarını zevkle okuyup paylaştığım, Etik Haber yazarı sevgili Metin ÖZKAN'la son zamanlarda görüşlerimiz pek uyuşmasa da.Gözden kaçırdığım en son yazısı Türk Lirasının kısa bir tarihçesi özelliği taşıması nedeniyle paylaşmadan geçemedim.,Aralık ayının başlarında doların 3.5 TL ile rekor kırdığı, devlet büyüklerimizin döviz bozdurun diye seferberlik ilan ettiği günlerde yazılmış bilgi ve tespitleri yerinde bir makale,O günlerde dolar bozdur kampanyası yapanlar bile 2017 ocak ayının ortalarına geldiğimizde doların 4 liraya dayanacağını tahmin etmemişlerdir.Evet 1 doların 3.90, Euro 4.20'la rekor üstüne rekor kırdığı, 1 gram altının 150 TL'yi geçtiği günlerden geçiyoruz.Tabi herkesin ağzında bir bahane, bir mağduriyet edebiyatı kimse benim, bizim yüzümüzden oldu demiyor.Kimse elindeki 300-500 doları bozdurup zarar ettiği için üzülen, döviz altın borçlusu vatandaşı düşünmüyor.Memurun, emeklinin, asgari ücretlinin 1 ayda ücretinin ortalama 100 Dolar eridiği çokta kimsenin umurunda olmuyor.Her kriz orta tabakayı silindir gibi ezerken yeni milyarderler doğuruyor.Biz vatandaş olarak sorumluluklarımızı yerine getiriyor ezilsekte sesimizi çıkartmıyoruz.Ancak bizi, ekonomimizi yönetenlerde ellerini vicdanlarına koyup kendi sorumlulukları ile ilgili bir hesap vermelerini bekliyoruz.Evet Metin Özkan ; "Küçük başarıları dev aynasına yansıtarak,Kendimize zafer madalyaları takmak…Sonra da geriye dönüp, Telafisi zor büyük hatalarımızı,“Geçen yıl” denilen garibanın sırtına yıkmak.Bu yöntem belki bir süre avutabilir bizi,Fakat kesinlikle felaketten koruyamaz.Çünkü insanlık tarihi hep kendisini aldatan insanların ve milletlerin dramıyla doludur.O yüzden hep ileri bakmak gerekir. Daima ileri.Bildiğiniz gibi Türkiye’nin ilk kâğıt parasını, 1930'lu yılların başında İngilizler basmıştı.O zaman en küçük para 1 Türk Lirasıydı.En büyüğü ise 1000 Türk Lirası.Aradan 12 yıl geçti. İkinci nesil paramızı 1942 yılında,Almanların yardımıyla yine İngilizler bastı.En küçüğü 50 kuruş…En büyüğü 1000 TL. Yıl 1947…Paramızı basanların arasına bu defa Amerika da eklendi. Artık kuruş yoktu.Çünkü insanlar o yıllarda gerçekten meteliğe kurşun atıyordu.O nedenle en küçük para 2,5 lira olmuştu.En büyük hiç değişmiyordu 1000 TL. Yıl 1952…Artık kendi paramızı kendimiz basmaya başlamıştık.Bir lira tedavülden kalkmış, Ama 1000 TL hala tahtta oturuyordu.1968 yılında 2,5 liralık banknot hayatımıza giriyor,1000 TL ise yavaş yavaş itibarını yitiriyordu. Yıl 1980, Özal dönemi.50 yılın sultanı 1000 TL'lik banknot tahttan iniyor.Yerini en büyük para 5000 TL’ye bırakıyordu.Ancak 5000TL'nin hükmü de uzun sürmedi.Yıl 1982.Artık 10.000 TL'ler piyasada, 10 TL ise sessiz sedasız ortalıktan çekiliyordu. Yıl 1988.Piyasada 20.000 TL boy gösteriyor.Ancak aradan bir yıl bile geçmeden,Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük banknotu 50.000 TL tahtın yeni sahibi oluyordu.Fakat 1991 yılında para boyut değiştirip,Işığa tutulunca beliren resimler ve renk değiştiren mürekkeplerle,100.000 TL hayatımıza jet hızıyla dâhil oluyordu.Ve ardından1992 yılında banknot miktarı 250.000 TL…1993’de 500.000 TL...1995’de 1 milyon…1997’de 5 milyon…1999’da 10 milyon TL’ye ulaşıyordu. Sene 1999.50.000 liranın aramızdan ayrılmasıyla, 2001 yılında 20.000 TL ile hasbihal ediyorduk.Ama unutulmaz tarih 2005 yılı oluyordu. Çünkü paranın fazlalıkları atılıyor.Yani Lira devri kapanırken, Yeni Türk Lirası dönemi başlıyor.Taa ki 2009 yılına kadar.Yeni Türk Lirası eskiye dönüş yaparak,Sadece Türk Lirası olarak kullanılmaya başlıyor. Ve 2011.Artık milyonerler, milyarder…Milyarderler, trilyoner…Trilyonerler ise Dolar veya Euro milyarderi olarak adlandırılıyordu.Başka bir deyişle paraya para demeyenlerle,Paranın yüzünü görmeyenler arasındaki fark hızla açılıyordu,Ta ki simgeli liramızın piyasaya çıktığı 2012 yılına kadar.İşte Türk Lirasının kısa tarihi..."Şuan itibariyle ahvalimiz böyle (Şaka yollu da olsa Merak ettiğimiz Sn. Cumhurbaşkanının çağrısına uyup elindeki dövizini bozduranların zararını TMSF'mi karşılayacak..?)Düşmanlarımız çok er meydanında dize getiremedikleri Türkiye Cumhuriyetini Ekonomik krizlerle hizaya getirmeye çalışıyorlar, Dışa bağımlı tüm ekonomilerde olduğu gibi ekonominin ateşi ne kadar yüksek olursa olsun bu savaşta yenilmeyeceğiz, hep beraber buna müsaade etmeyeceğiz,Hayırlı Cumalar...
Yorumlar