Aslında kimseyi uyaracağımız filan yok, ama yorum hakkım var elbette… Uyaramam çünkü bu memleket acayip bir kış uykusunda ama kimse farkında değil… Gece yatılıyor, sabah kalkılıyor… Sonra tekrar gece oluyor yatılıyor, sabah uyanılıyor… Ne var ki, uyanık kalmayı değil uykuda kalmayı tercih ediyoruz… Öyle bir yol tutturulmuş gidiliyor işte… Ama durum öyle gidiliyoru filan çok aşıyor… Kentte yabancılar yerli, yerliler ise yabancı hale gelmiş durumda… İşte bu noktada Gaziantep’te yaşayanların önemli bölümü huzursuz, rahatsız vede şikayetçi. Ne var ki seslerini yeterince duyuramıyorlar. Seslerini duymaları gerekenler ise zaten hiç oralı olmuyorlar. Mesele bu yani…

TOK AÇIN HALİNDEN ELBETTE ANLAMAZ

İster kabul edilsin ister edilmesin. İster savunulsun ister bahaneler uydurulsun. Güzelim Gaziantep’imiz artık pahalı bir şehir. Namımız her geçen gün yayılıyor ülkeye… Öyle buna nasıl çare bulabiliriz diye umursayan da yok yani… Bizler bağırıp çağırıyoruz sadece… Aslında soracak olursanız Türkiye pahalı, hiçbir şeye güç yetmiyor… Uygulanan ekonomik politika ülkeyi fakirliğe mahkum etmiş durumda. Üstelik peş peşe getirilen zamlar milletin anasını ağlatıyor. Ülkeyi yönetenlerin yaşam biçimleri, aileleri, yakınları çevreleri bolluk içinde yüzerken, onlar dışında kalanların adeta canı çıkıyor. Üstelik Mehmet Şimşek beyefendinin ekonomi politikası nedense hep o elit kesimin dışına uygulanıyor. Yani sana-bana-onlara-hepimize… Onun içindir ki TOK AÇIN haline döndü iş…

BU ŞEHİRDE KÖR TUTTUĞUNU ÖPÜYOR

Yani gidişat hiç iyi değil… Tekrar şehrimize dönersek, bizim gidişatımız daha da fena… Altta kalanın canı çıksın denecek noktaya gelindi. Pahalılık kontrolden çıktı, kör tuttuğunu öpüyor artık… En vahimi insanlar kendilerini sahipsiz hissetmeye başladı iyice… Sahi bizim sahibimiz kim veya kimler? Yani geniş halk kesimleri olarak soruyorum? Markete gidiyorum fiyatlar yine değişmiş, bakkala manava gidiyorum onlarda marketlere ayak uydurmuş. Pazara gidiyorum adamlar marketi bakkalı geçmiş. Hani eskiden sebze ve meyveler kışın pahalı olurdu ve hepimize yaz gelsin ucuzlar denilirdi ya… Arkadaş yaz geldi pahalılık kış fiyatlarını da geçti. Denetim diyorlar, baş edecek gibi değil. Mehmet Tahmazoğlu bile aldı ekipleri yanına market kasap ekmekçi gezip duruyor. Ne var ki hepsi geçici. Şöyle radikal bir karar alıp çözüm bulunmuyor. Zaten bu anlayışla bulunamaz da…

HER ŞEY PAHALI, EN UCUZU İNSAN 

Yazının tam burasında kendi kendime sordum; “oğlum Ökkeş senin bu meseleleri, sorunları kaçıncı kez dile getirişin, artık kafana koy, bir şey değişmiyor bırak başka şeyler yaz”dedim… İşte burada kafam dank etti… Hakikaten onlarca yüzlerce belki de bini bulan bu sorunları hep bu köşede ele almışım, yazmışım uyarmışım… Peki n’olmuş? Daha beteri olmuş. Gittikçe batağa saplanmışız… Yazdıkça inat eder gibi fiyatlar artmış. Söyledikçe kiralar uçmuş. Üstelik zam gelmeyen hiçbir şey kalmamış… Yani öyle bir noktaya gelmişiz ki, EN UCUZ ŞEY İNSAN OLMUŞ… Vatandaş olarak değerimiz kalmamış, halk olarak sesimiz kısılmış… Ne kadar bağırsak duyuramaz olmuşuz… Acı olsa da bu acı bir gerçek…

İNSANLAR AK PARTİDEN SOĞUMAYA BAŞLADI

İşte burada tam da söylemek istediğim gerçeklere geliyorum. Artık vatandaşların büyük bölümü ülkeyi bu hale getiren AK Parti'den soğumaya başladı. Haliyle bu şehrimizde belediyelere de yansıyacak, hatta yansıyor bile… Her ne kadar Büyükşehir ve Şahinbey hizmet ve projeler konusunda önemli işler yapsa da vatandaş artık bunları görmez hale gelmiş durumda. Görse bile pahalılık öfkesi daha ağır basıyor. Şunu çok net ifade edebilirim, vatandaş kendini sahipsiz hissediyor. Bu nedenle öfkeli, tepkili… Tekrar bir seçim olsa inanın oylar yine değişecek ve AK Parti'nin oyları daha da düşecek belediyeleri daha da azalacak. Tüm bunlara karşın iktidar ortağı MHP oylarını yükseltiyor, bütünlüğünü daha da pekiştiriyor. Bunu da belirtmiş olayım.  AK Parti Milletvekilleri bu şehirdeki olumsuzluklar konusunda aslında çok şeyi biliyor ama bunları halkın fark etmediğini düşünüyor. Öyle olmasaydı bu kadar sessiz ve sakin kalırlarmıydı? Milletvekilleri içerisinde Sayın Abdülhamit Gül lider görünüyor, ancak Gazianteplileri kucaklama, yakınlaşma, kentin sorunlarını çözme adına varlığını hissettiremiyor.

BU HALK ESKİ FATMA ŞAHİN’İ İSTİYOR

Fatma Şahin bir dönem AK Parti’de olsun şehirde olsun iyi bir liderlik yapıyordu. Bunları yerine getirirken yaparken partide bütünlük vardı, birlik beraberlik havası esiyordu. Şimdi öyle değil, çünkü partide o hava bitti. Üstelik bazı çevreler Fatma Şahin’in başarısız olması için elinden geleni yapıyor. Sanırım Sayın Şahin bu ayak oyunlarından bıkmış durumda. Şahsen ben öyle gözlemliyorum. Yine de ne olursa olsun, tüm bunlara karşın ben Fatma Şahin’in vatandaşların bu pahalılık ve sahipsizlik konusundaki çaresizliğine el atmasını beklerim. Ekip oluştururum, çözümler üretirim, peşpeşe toplantılar yapar, bir zamanlar mutlu olan bu halkın sorunlarını çözmeye çalışırım. Çünkü Gaziantep kim ne derse desin Fatma Şahin’den çok şey bekliyor. Silkinip masaya yumruğunu vurma zamanı gelmiştir. Benim söyleyeceklerim bunlardır…
 
CHP HAYATININ FIRSATINI KAÇIRIYOR

Bu kadar olumsuzluklara karşın, kilit nokta nedir biliyormusunuz? Şehirde gerçekten aşırı derecede şikayet var, iktidar partisi huzursuz ama CHP onlardan daha çok huzursuz. Çünkü eline geçen bu fırsatı yeterince değerlendirecek mekanizmaları çalıştıramıyorlar… Partinin ortak ve üst akılı var ama onları ciddiye alan yok… Teşkilatın şehrin sorunlarından uzak hareket etmesi, sıradan açıklamalar ile geçiştirmesi zaten başlıbaşına bir felaket… Şehitkamil’de başkanın akıl almaz yanlışları, yaptığı vaatler ve verdiği sözleri yerine getirmeyişi, tam bir hayal kırıklığı. Dahası hiçbir şey yokmuş gibi sıradan şeyleri sanki büyük hizmetmiş gibi sosyal medyalarda paylaşarak belediyecilik yaptığını anlatmaya çalışması. Ne ilginçtir ki, sosyal medyayı iyi kullanıyorum demesine karşılık her paylaşımının altına gelen eleştiri ve tepki yorumlarına sessiz kalışı…Özellikle emeklilere vadettiği asgari ücret farkını kapatma ve bayramda ikramiyeyi yerine getirmeyişi konusu. Çıkartmayacağım dediği işçi çıkarma vakası ve öğretmenleri çöpe gönderme olayı… Hele son olarak eline ayçicek yağlarını alarak kapı kapı dolaşıp görüntü vermesi tam bir PİAR hatası… Oysa çevresinde böyle küçük ve basit şeyler yerine önemli hizmet ve projelerle uğraşmasını söyleyen ekibi olsa, bu görüntülere asla izin vermez. Ama yok maalesef… Onun içindir ki, Gaziantep’te umut olma kapısını farkında olmadan kapatıyor. Haliyle bu da CHP’ye mal oluyor. Buna karşılık Milletvekili Melih Meriç’in kent sorunlarına kimsenin beklemediği şekilde sahip çıkarak sürekli gündeme taşımasına rağmen, bu artılar partiye yetmiyor. Çünkü nereye gitse Şehitkamil’deki yanlışlar yüzüne söyleniyor. Açıkçası CHP Gaziantep’te çok büyük bir fırsatı kullanamıyor…
 
DÜLÜK ORMANI NİYE YANDI?

Bu satırları yazarken yangın kontrol altına alınmıştı. Ama yanan yandı, tabii şehrin ciğeri yandı… Merak ediyorum bu ormana bir ara giriş yasaklanmıştı. Sonra mangal yakmamak şartıyla serbest bırakılmıştı. Bizim millet ormana gidecek de mangal yakmayacak! İmkanı var mı? Herkesin başına görevli dikseniz yine punduna getirir yine mangal yakar. Umarım benim düşündüğüm gibi değildir…
 
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR