1994 yılının 19 Ağustos'u.. Bu gazetenin doğuşu ve yayın hayatına başlama tarihi.. O gün aynı zamanda Peygamberimiz Hz. MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v) nin doğum gecesi... Bismillah diye işe başlama ve bugünlere geliş.. Bugün 2013 yılının 19 Ağustos'u ve 19 yaşını bitirip 20 yaşına giriş günümüz.. Doğan, emekleyen, yürüyen, koşmaya başlayan ve bugün askere gidecek delikanlı haline gelen Gaziantep27 gazetesi.. İlk adı SPOR27.. Boyutu Tabloid, yani küçük boyutlu bir spor gazetesi. Sonrasında yoğun talep üzerine önce adını Gaziantep'e çeviren ve boyutunu büyüterek yoluna devam eden bir gazete..
Borç alınan iki bilgisayarla çıkılan yolculuk.. Velic pasajının küçücük bir bürosunda başlayan, ve ilk sayının heyecanında yerlere serilen gazete ve kartonlar üzerinde sabahlanan gece.. Ve 19 yıl boyunca yaşanan sıkıntılar. Habercilik nedeniyle tam 3 kez saldırıya uğrayışım.. Sonuncusunda ölümden dönüşüm ve beyin ameliyatı oluşum.. Bünyemize aldığımız ve kapımızı açıp kucakladığımız bazılarının ihanetleri, kalleşlikleri.. Hemde tarif edilemez alçaklıkta.. Ama diğer yandan toplumun güvenini kazanma artısı.. Çok iyi dostluklar elde edilmesi. Sadece ama sadece GAZETECİLİK yaparak Gaziantep'in en fazla tirajına sahip gazete olma gücü.. Kentin menfaatlerini ön planda tutma sorumluluğu.. Ve tüm bunların sağladığı manevi zenginliğe karşılık maddi sıkıntı.. Bazen bir kenara geçiyor ve "Allahım ben fakir bir esnaf çocuğuyum, parasızlıktan yüksek okullara bile gidemedim.. Hile hurda, sahtekarlık nedir bilmem, devleti ve kurumlarını dolandırmayı beceremem, yalan söyleyip insanları kandıramam, tüm bunlara rağmen, iyisiyle kötüsüyle, zorlanarak borçlanarak bu gazeteyi yaşatıyorsan sana milyonlarca kez minnettarım" diyorum.. Ve burada Gaziantep27'i yaşatma adına destek sağlayan tüm okurlarımıza gazete çalışanları olarak bir kez daha teşekkür ediyoruz..
İŞTE İLK YÜKSEK BİNALARIMIZ
Geçen hafta yazmış ve Gaziantep'te yüksek binalar, hatta gökdelenler olması gerektiğini söylemiş, bunların aynı zamanda kentin sembol yerlerinden biri olacağını ifade etmiştim.. Bu düşüncem büyük ilgiyle karşılandı.. Son derece iyi olacağı söylendi.. Ama beni şaşırtan mahalle arkadaşım birlikte büyüdüğümüz Ahmet Şireci'den gelen telefon oldu.. Çünkü Ahmet Şireci ortağı Selim Acar ile birlikte Gaziantep'te 45 ila 35 katlar arasında konutlar ve rezidanslar yapmaya başladıklarını söyledi.. "Senin nasıl haberin olmaz"diye de sitem etti.. Doğrusu gerçekten haberim yoktu bu projeden.. Yer Polis evinin hemen yanıbaşı, Huzur evinin arka tarafı.. Üstelik yeni açılacak 'Primemall" AVM'nin karşısı.. 245 bin metrekare inşaat alanı var.. Proje inanılmaz.. 7 ayrı Rezidans kulenin en yüksek olanı 45 kat.. Yani Gaziantep'te bir ilk.. Gerçekten çok sevindim bu girişime.. Kendilerini kutladım ve mimari yönden çekici olan projeyi biran önce hayata geçirmelerini istedim..
KAMİL OCAK İÇİN HERKES ELELE
Gazete olarak sorumluluğumuz gereği kentin meselelerine ve sorun teşkil eden konularına karşı duyarlı olduğumuzu söylemeye gerek yok.. Geçmiş yıllardan beri üstlendiğimiz bu misyonun en güzel belgesi arşivlerimizdir.. Kamil Ocak Stadının yeri konusundaki gelişmeleri tepkisel yönlü haber yapınca, duyarlı STK'lar ve kentin önemli isimleri harekete geçti..Sessiz sedasız, hatta gizlice yapılması planlanan bu tür gelişmeleri gündeme taşımamız, elbette ciddi manada işe yarıyor.. Bunlardan sonuncusu Kamil Ocak stadının yeri oldu.. TOKİ'nin ülkemizde iyi şeyler yapmasının övgüsel yönü, bazen kentin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmayınca tepkiye dönüşebiliyor.. Kamil Ocak da bunlardan birisi oldu ve buraya yapılmak istenilen binalara haklı şekilde tepki verildi. Çünkü isteğimiz Demokrasi meydanını da içine katacak büyük bir meydan yapılmasıydı.. Herkesin ortak fikri bu olmasına karşın, TOKİ'nin artık hassasiyetleri kaybolmuş, değerler ve kentsel duyarlılıktan uzaklaşmış bürokratlarının işgüzarlığı hepimizin canını yaktı. Neyseki, tepki ortak aklın birleşimiyle gerçekleşti.. Projenin planının askıya çıkarılma olayı ise işin tuzu biberi oldu. Çünkü Gaziantepli olan ve kısa zamanda başarılı işler yapmaya başlayan, ama nedendir bilinmez görevden alınan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ergün Özuslu bu projeyi askıya çıkartmamıştı. Bunun nedeni Bakan Fatma Şahin başta olmak üzere milletvekillerimiz ve özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'in TOKİ üst yönetimiyle temasa geçmesiydi. Askıya çıkartılması, 30 gün içinde kararın hayata geçmesi demekti.. İşte müdürlükteki değişimin bu düşünceye darbe vurdu. Yeni müdür Gaziantepi tanımadığı ve neler olup bittiğini anlamadan dinlemeden o projeyi askıya çıkarttı...Haliyle iş resmiyet kazandı.. Olayı ortaya çıkartan gazetemizin haberiyle birlikte Allahı var, herkes harekete geçti.. Buna duyarlı bazı yerel medya dahil.. Sonuçta noktayı Fatma Şahin koymuş ve Leyla Özekşi Polat ile yaptığı görüşmede, Kamil Ocak stadının üzerinde titizlikle durduğunu, o planın askıdan indirildiğini söylemiş. Tabii iş Sayın Şahin'in söyledikleriyle bitmiyor.. Sonuç önemli.. Bugün zaten birçok STK'lı yönetici Mimarlar Odasında Kamil Ocak gündemiyle masaya oturup mesajlar verecek.. Haliyle bu gelişmeler Gazianteplilerin davasına sahip çıkmadaki birlik ve beraberliğinin fotoğrafını teşkil edecek..
MÜSİAD'I, SUNDER'İ, HÜRSİAD'I VE GAPGİAD'I DA GÖRMEK İSTİYORUZ
Aslında yeri gelmişken dikkatimi çeken bir konuya değinmek istiyorum.. Tabii eğer meselemiz Gaziantep'in sorunları veya menfaatleri ise.. Bu bakış açısından hareketle, şehrimizde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından önemli gördüklerimizin nedense görüş beyan etmediğini, önerilerde bulunmadığını veya eleştiri mekanizmalarını çalıştırmadıklarını gözlüyorum.. Elbette şube niteliğinde de olsa, eğer kentte faaliyet gösteriliyorsa, biraz da sorunlar konusunda ses vermelerini istiyoruz.. Örneğin MÜSİAD.. Şehrin sorunlarına sahip çıkmada ve sadece sektörel yönden değil, halkın sorunlarıyla da ilgili görüş beyan etmede, gerek belediyeler gereksede kentin sosyo-kültürel, sağlık ve eğitim konularında önerilerde bulunmaları gerektiğini düşünüyorum.. Aynı zamanda HÜRSİAD'da öyle bir politika içinde olmalı. Bunu bir zamanlar Sayın Cahit Erbalcı döneminde görebiliyorduk.. Şimdi kent sorunlarında varlıklarını hissedemiyoruz.. Hele bir SUNDER gerçeği var ki, kendi kabuklarına çekilmiş duruyorlar..Oysa hepsi pırıl pırıl ve akıllı gençlerden oluşuyor.. Ama o beyinleri kentin sorunlarına bakışta, çözümler üretilmesinde göremiyoruz.. Oysa ciddi manada öneriler sunabilir, projeler üretebilir, gündem oluşturabilirler.. Niye sessizler anlayamıyorum.. GAPGİD'da öyle.. Sözü uzatmıyor ve bu STK'ları ve kuruluşları Gaziantep'in temel sorunlarında sahnede görmek istediğimizi dikkatlerine sunuyoruz..
Hepinize iyi haftalar
1994 yılının 19 Ağustos'u.. Bu gazetenin doğuşu ve yayın hayatına başlama tarihi.. O gün aynı zamanda Peygamberimiz Hz. MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v) nin doğum gecesi... Bismillah diye işe başlama ve bugünlere geliş.. Bugün 2013 yılının 19 Ağustos'u ve 19 yaşını bitirip 20 yaşına giriş günümüz.. Doğan, emekleyen, yürüyen, koşmaya başlayan ve bugün askere gidecek delikanlı haline gelen Gaziantep27 gazetesi.. İlk adı SPOR27.. Boyutu Tabloid, yani küçük boyutlu bir spor gazetesi. Sonrasında yoğun talep üzerine önce adını Gaziantep'e çeviren ve boyutunu büyüterek yoluna devam eden bir gazete..Borç alınan iki bilgisayarla çıkılan yolculuk.. Velic pasajının küçücük bir bürosunda başlayan, ve ilk sayının heyecanında yerlere serilen gazete ve kartonlar üzerinde sabahlanan gece.. Ve 19 yıl boyunca yaşanan sıkıntılar. Habercilik nedeniyle tam 3 kez saldırıya uğrayışım.. Sonuncusunda ölümden dönüşüm ve beyin ameliyatı oluşum.. Bünyemize aldığımız ve kapımızı açıp kucakladığımız bazılarının ihanetleri, kalleşlikleri.. Hemde tarif edilemez alçaklıkta.. Ama diğer yandan toplumun güvenini kazanma artısı.. Çok iyi dostluklar elde edilmesi. Sadece ama sadece GAZETECİLİK yaparak Gaziantep'in en fazla tirajına sahip gazete olma gücü.. Kentin menfaatlerini ön planda tutma sorumluluğu.. Ve tüm bunların sağladığı manevi zenginliğe karşılık maddi sıkıntı.. Bazen bir kenara geçiyor ve "Allahım ben fakir bir esnaf çocuğuyum, parasızlıktan yüksek okullara bile gidemedim.. Hile hurda, sahtekarlık nedir bilmem, devleti ve kurumlarını dolandırmayı beceremem, yalan söyleyip insanları kandıramam, tüm bunlara rağmen, iyisiyle kötüsüyle, zorlanarak borçlanarak bu gazeteyi yaşatıyorsan sana milyonlarca kez minnettarım" diyorum.. Ve burada Gaziantep27'i yaşatma adına destek sağlayan tüm okurlarımıza gazete çalışanları olarak bir kez daha teşekkür ediyoruz..
İŞTE GAZİANTEP'İN EN YÜKSEK BİNALARI
Geçen hafta yazmış ve Gaziantep'te yüksek binalar, hatta gökdelenler olması gerektiğini söylemiş, bunların aynı zamanda kentin sembol yerlerinden biri olacağını ifade etmiştim.. Bu düşüncem büyük ilgiyle karşılandı.. Son derece iyi olacağı söylendi.. Ama beni şaşırtan mahalle arkadaşım birlikte büyüdüğümüz Ahmet Şireci'den gelen telefon oldu.. Çünkü Ahmet Şireci ortağı Selim Acar ile birlikte Gaziantep'te 45 ila 35 katlar arasında konutlar ve rezidanslar yapmaya başladıklarını söyledi.. "Senin nasıl haberin olmaz"diye de sitem etti.. Doğrusu gerçekten haberim yoktu bu projeden.. Yer Polis evinin hemen yanıbaşı, Huzur evinin arka tarafı.. Üstelik yeni açılacak 'Primemall" AVM'nin karşısı.. 245 bin metrekare inşaat alanı var.. Proje inanılmaz.. 7 ayrı Rezidans kulenin en yüksek olanı 45 kat.. Yani Gaziantep'te bir ilk.. Gerçekten çok sevindim bu girişime.. Kendilerini kutladım ve mimari yönden çekici olan projeyi biran önce hayata geçirmelerini istedim..
KAMİL OCAK İÇİN HERKES ELELE
Gazete olarak sorumluluğumuz gereği kentin meselelerine ve sorun teşkil eden konularına karşı duyarlı olduğumuzu söylemeye gerek yok.. Geçmiş yıllardan beri üstlendiğimiz bu misyonun en güzel belgesi arşivlerimizdir.. Kamil Ocak Stadının yeri konusundaki gelişmeleri tepkisel yönlü haber yapınca, duyarlı STK'lar ve kentin önemli isimleri harekete geçti..Sessiz sedasız, hatta gizlice yapılması planlanan bu tür gelişmeleri gündeme taşımamız, elbette ciddi manada işe yarıyor.. Bunlardan sonuncusu Kamil Ocak stadının yeri oldu.. TOKİ'nin ülkemizde iyi şeyler yapmasının övgüsel yönü, bazen kentin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmayınca tepkiye dönüşebiliyor.. Kamil Ocak da bunlardan birisi oldu ve buraya yapılmak istenilen binalara haklı şekilde tepki verildi. Çünkü isteğimiz Demokrasi meydanını da içine katacak büyük bir meydan yapılmasıydı.. Herkesin ortak fikri bu olmasına karşın, TOKİ'nin artık hassasiyetleri kaybolmuş, değerler ve kentsel duyarlılıktan uzaklaşmış bürokratlarının işgüzarlığı hepimizin canını yaktı. Neyseki, tepki ortak aklın birleşimiyle gerçekleşti.. Projenin planının askıya çıkarılma olayı ise işin tuzu biberi oldu. Çünkü Gaziantepli olan ve kısa zamanda başarılı işler yapmaya başlayan, ama nedendir bilinmez görevden alınan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ergün Özuslu bu projeyi askıya çıkartmamıştı. Bunun nedeni Bakan Fatma Şahin başta olmak üzere milletvekillerimiz ve özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'in TOKİ üst yönetimiyle temasa geçmesiydi. Askıya çıkartılması, 30 gün içinde kararın hayata geçmesi demekti.. İşte müdürlükteki değişimin bu düşünceye darbe vurdu. Yeni müdür Gaziantepi tanımadığı ve neler olup bittiğini anlamadan dinlemeden o projeyi askıya çıkarttı...Haliyle iş resmiyet kazandı.. Olayı ortaya çıkartan gazetemizin haberiyle birlikte Allahı var, herkes harekete geçti.. Buna duyarlı bazı yerel medya dahil.. Sonuçta noktayı Fatma Şahin koymuş ve Leyla Özekşi Polat ile yaptığı görüşmede, Kamil Ocak stadının üzerinde titizlikle durduğunu, o planın askıdan indirildiğini söylemiş. Tabii iş Sayın Şahin'in söyledikleriyle bitmiyor.. Sonuç önemli.. Bugün zaten birçok STK'lı yönetici Mimarlar Odasında Kamil Ocak gündemiyle masaya oturup mesajlar verecek.. Haliyle bu gelişmeler Gazianteplilerin davasına sahip çıkmadaki birlik ve beraberliğinin fotoğrafını teşkil edecek..
MÜSİAD'I, SUNDER'İ, HÜRSİAD'I VE GAPGİAD'I DA GÖRMEK İSTİYORUZ
Aslında yeri gelmişken dikkatimi çeken bir konuya değinmek istiyorum.. Tabii eğer meselemiz Gaziantep'in sorunları veya menfaatleri ise.. Bu bakış açısından hareketle, şehrimizde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından önemli gördüklerimizin nedense görüş beyan etmediğini, önerilerde bulunmadığını veya eleştiri mekanizmalarını çalıştırmadıklarını gözlüyorum.. Elbette şube niteliğinde de olsa, eğer kentte faaliyet gösteriliyorsa, biraz da sorunlar konusunda ses vermelerini istiyoruz.. Örneğin MÜSİAD.. Şehrin sorunlarına sahip çıkmada ve sadece sektörel yönden değil, halkın sorunlarıyla da ilgili görüş beyan etmede, gerek belediyeler gereksede kentin sosyo-kültürel, sağlık ve eğitim konularında önerilerde bulunmaları gerektiğini düşünüyorum.. Aynı zamanda HÜRSİAD'da öyle bir politika içinde olmalı. Bunu bir zamanlar Sayın Cahit Erbalcı döneminde görebiliyorduk.. Şimdi kent sorunlarında varlıklarını hissedemiyoruz.. Hele bir SUNDER gerçeği var ki, kendi kabuklarına çekilmiş duruyorlar..Oysa hepsi pırıl pırıl ve akıllı gençlerden oluşuyor.. Ama o beyinleri kentin sorunlarına bakışta, çözümler üretilmesinde göremiyoruz.. Oysa ciddi manada öneriler sunabilir, projeler üretebilir, gündem oluşturabilirler.. Niye sessizler anlayamıyorum.. GAPGİD'da öyle.. Sözü uzatmıyor ve bu STK'ları ve kuruluşları Gaziantep'in temel sorunlarında sahnede görmek istediğimizi dikkatlerine sunuyoruz.
Hepinize iyi haftalar