Ülkede ekonomik yönlü sıkıntılar artık kontrol edilemez noktada. Artık zengin ile fakir arasında uçurum var. Çünkü Türkiye’de gelir dağılımında en üstte yer alan %10’luk kesimin gelirin %54,5’ini aldığı, en altta bulunan %50’lik kesimin ise toplam gelirin yalnızca %12’sine erişebildiği biliniyor. Asgari ücret yetmiyor, emekliler yaşamı kısıtlanmış kitleler haline dönüşmüş durumda. Eskiden dilenemez dilenci denilirdi, yani durumunu kimseye açıklamayan utanan kişiler vardı. Şimdi onlar bile açıkça dilenenler haline getirildi. Gaziantep’te de ekonomik anlamda durum hiç iyi denemez. MHP Milletvekili Sermet Atay gazetemize yine konuşmuş ve sık sık dile getirdiğimiz ciddi sorunları Milletvekili gözüyle değerlendirmiş.  Bunları kısmen de olsa CHP Milletvekilleri Hasan Öztürkmen ve Melih Meriç’de dile getiriyor. Ama halkın sorunlarını AK Parti Milletvekillerinden asla duyamazsınız. DEVA Partisinden Ertuğrul Kaya’da değiniyor ara sıra. Belirtmek zorundayım Seçime AK Parti listesinden giren Hüdapar Milletvekili Şehzade Demir de bazen açıklamalar yapıyor elbette. Ama Sermet Atay Cumhur ortağı olmasına rağmen yaşadığımız şehir Gaziantep’in sorunlarına kayıtsız kalmıyor. Helal olsun…
 
BÜROKRASİ DEDİM HERKES ORAYA ODAKLANDI

Geçen hafta köşemin son bölümünde bir konuya dikkat çekmiş ve  “Şu bir gerçek ki, bu Ramazan’da yardıma ihtiyacı olanların sayısı çok artacak. Çünkü insanlar geçinemiyor. Birde fabrikalarda çalışan ama maaşlarına istedikleri zamları alamayan, bunun için işlerinden olanları da dile getirmeliyim. Bayram öncesi çoluk çocuk ne yapar ne eder, o aileler nasıl geçinir hepsi ayrı sorun. Sadece işçiler değil elbette sıkıntı yaşayan, kenar semtlerde varoşlarda inanılmaz fakirler var. Yaşadıkları yerleri gidip görseniz donar kalırsınız. O çocuklar, o kadınlar tek odalı evlerde yaşam mücadelesi veriyor. Bu sene işleri daha zor tabii. Çünkü eskisi gibi yardım gelmiyor azaldı daha doğrusu” demiştim.

Bunu farklı bir konu ve soruna yönelterek dikkat çekmiştim. Dikkatli okurlarım bu mesajı almış ve BÜROKRASİ konusuna takılmıştı. Yazımın son bölümünde yaptığım bağlamda ise ;
“Buna karşın bir de madalyonun öbür yüzü var. Çünkü bu meselede sanayicinin de yaşadığı sıkıntıları göz ardı edemeyiz. Hepimiz son dönemde sanayide sıkıntılar olduğunu izliyoruz. Elbette işi tıkırında olanların olduğunu da belirtmeliyim. Gelen bilgiler gerçekten sıkıntılı, ama bizlerin yapabileceği bir şey yok. Özellikle Milletvekili olanlar için yapılan iddialar can sıkıcı. Zaten aslında bu kişisel ihtiras ve hırslar gerek sanayide gerek bürokraside hiç te hoş karşılanmıyor. İşin sıkıntılı olan yönü bürokrasinin zor durumda kalması. Ben sadece bu kadarını yazabiliyorum. Kaldı ki herkes herkesi biliyor. Ne var ki sonuçta kazanan yine bahse konu zat-ı muhteremler oluyor” diyerek bir nevi bilinen ama söylenemeyen hatta mecburen gizlenen bir gerçeğe dikkat çekmiştim.
 
GAZİANTEP’TE YILLAR SONRA ORTAK AKIL GERÇEĞİ

İşte orasına takılanlar ısrarla bunun dile getirilmesi gerektiğini söyledi. Aslında yeri geldiğinde yazacaktım ama iş bu güne kısmet oldu. Konunun ana teması BÜROKRASİ ve Şehrin yönetiminde, güvenliğinde, asayişinde, ekonomisinde en etkili kesimin ne durumda olduğudur…

Şu anda Gaziantep’te şehir idaresinde, uyumunda, diyalogta, ortak harekette bu pozitif ortamı görebiliyorum. Valisiyle, Başsavcısıyla, Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkanları, il jandarma komutanı, emniyet müdürü, odalar, borsa, OSB ve İhracatçılar Birliği olarak gerçekten son derece uyum içinde olunması bu şehre değer katıyor. Yani ayrıntıya girip isimlendirecek olursak, Vali Kemal Çeber, Emniyet Müdürü Celal Özcan,İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Halil Şen, Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Karataş, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Meclis Başkanı Adil Konukoğlu, yönetim kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Ticaret Odası Meclis Başkanı Hilmi Teymur, Yönetim kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Organize Sanayi Başkanı Cengiz Şimşek, İhracatçılar Birliği Başkanı Fikret Kileci, Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, yönetim kurulu başkanı Mehmet Akıncı ile Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Oğuzeli Belediye Başkanı Bekir Öztekin dahil sayamadıklarım şu anda ciddi manada bütünlük içerisindeler.
 
BU GERÇEK 1994-2000 YILLARINI HATIRLATTI
 
Öye ki, biz Gaziantepliler olarak böyle bir uyumu 1994-2000 yılları arasında yaşadık. O dönemin Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın olmak üzere Sanayi Odası Başkanı Rahmetli Kamil Şerbetçi, Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, OSB Başkanı rahmetli Durmuş İşsever ve tüm kurum- kuruluşlar örnek bir dayanışma içerisine girmişlerdi. Siyaseten de parti ayrımı gözetilmiyor, şehrin menfaatleri için ne gerekiyorsa o yapılıyordu. O zamanlarda Milletvekilleri de bürokrasi ile birlikte hareket ediyor, öyle kişisel işleri için Ankara odaklı baskı yoluna gitmiyor, Valileri ve bürokratları zor durumda bırakacak işlerden kaçınıyorlardı. Çünkü hizmet şehir için olmalıydı, öyle de yapılıyordu. Varsa bazı sorunlar kim muhatabıysa doğrudan onlarla konuşuluyor ve çözülüyordu. Yani Valisini, emniyetini bürokratını zora sokmuyordu. 1994 yılında bu gazeteyi hayata geçirdiğimizde tek politikamız halkın sesini duyurmak olduğu için, o dönemlerde her şeyi rahatlıkla dile getiriyor eleştiriyor,  halk ile kenti yönetenler arasında köprü görevi üstlenmiştik. Aynı politikayı asla bozmadık 32’nci yıla girdiğimiz 2025’de bu misyonu devam ettiriyoruz. Şimdi de gördüğüm lüzum üzerine gördüğüm, hissettiğim bu sıkıntıyı kaleme almayı hissettim.
 
BU UYUMU VE ORTAK HAREKETİ İNŞALLAH BOZMAZLAR

Açıkça şu anda Gaziantep’te gerçekten iyi bir uyum var. Sayın Davut Gül döneminde de uyum vardı tabii... Burada Lütfullah Bilgin ve Erdal Ata ile Ali Yerlikaya dönemlerini de yok sayamam elbette. Ama bir ara yaşanan uyum sıkıntısını görmezden gelemeyiz. Şimdi gördüğümüz kadar Emniyet ve Jandarma ortaklaşa hareketle önemli işler yapıyor. Elbette arada sıkıntılar olacak ki var. Kaldı ki şu bir gerçek, Gaziantep 2 binli yıllar öncesindeki kent değil. Nüfusu katlanmış, şehir acayip göç almış, yerlisi yabancısı uyum sağlayamamış, ipini koparanlar elini kolunu sallayarak gelmiş, araç sayısı 800 binlere dayanmış bir şehir haline gelmiş. Buna karşın emniyet ve jandarma illegaliteye mümkün mertebe göz açtırmıyor. Bu öyle kolay bir şey değil. Dahası ekonomisiyle, sanayisiyle, çarkları döndürme mücadelesi veriliyor. Her ne kadar kur politikalarıyla zorlansalar da, sanayiciler Vilayet önderliğinde Ankara’da sorunları bazı Milletvekillerin gayretleriyle, kısmen de olsa çözdürebiliyor. Odalar, Borsalar, OSB ve İhracatçılar da öyle. Bunda en önemli rol Vali Kemal Çeber’de. İlk geldiği zamanlardaki şehri tanıma konusundaki zorlanmasını aştı, kendisini kabul ettirdi ve 1 yıl içerisinde uyum sağladı. Bu arada kendisini farklı yöntemlerle güç olarak kullanmak isteyenlere taviz vermedi ve çizgisini bozmayarak davranışlarıyla sınırı koymasını bildi. Bu uyuma bir dönem bakanlık yaparak büyük bir güç elde eden Fatma Şahin’inde katkısı olduğunu söylemeliyim. Çünkü Fatma Şahin çözümcü bir başkan ve politikacı. O da diğerleri gibi hatta onlardan önce Vali’nin duruşunu, tavrını, bürokrat yönünü görünce, şehrin yönetiminde ciddi bir güçbirliği oluştu. Bu kollektif uyuma yıllardır kent yönetimine bir türlü uyum sağlayamayan Gaziantep Üniversitesi eski Rektörünün yerine atanan Sait Mesut Doğan’ın kısa sürede ayak uydurması ortak hareketi daha da güçlendirdi. Yani şu anda Gaziantep’te ciddi bir uyum olduğunu söylemeliyim. 
Buna “niye Milletvekillerini katmadın?” diyenlere de, “merak etmeyin sapla samanı ayırmasını biliyorum. İktidar ve muhalefetteki Milletvekillerinin şahsı ile ilgili değil, kentle ilgili çabalarını gözlemeye devam ediyorum” diye yanıt veriyorum.
 
SON NOKTA: Sorum şu; Suriye’de özellikle Lazkiye’de yaşanan olaylar sonrası şehrimizde yaşayan Suriyeliler sizce geri döner mi?
 
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR