“Bağımlılıkta temel sorun, kişinin kendini kontrol edememesidir. Kullandığı maddeyi durduramaması, oynadığı oyunu bırakamaması, oynadığı kumarı bırakamaması, ya da cinsel davranışlarını kontrol altına alamaması da bağımlılık tanımı altına girmektedir” diyen Doç. Dr. Onur Noyan, “Peki biz kimlere bağımlı diyoruz? Bir kişi tasarladığından daha fazla madde kullanıyorsa, madde kullanımını sonlandırmak isteyip, bunu sonlandırmakta başarısız oluyorsa, sonlandırmaya çalıştığında ve maddeyi bıraktığında çok ciddi eşlik eden yoksunluk belirtileri açığa çıkıyorsa, kullanmış olduğu maddenin miktarı giderek artmaktaysa, kullandığı madde sebebiyle iş, okul, aile ve sosyal hayatında sorunlar yaşamaya başladıysa ve bu madde kullanımı başka psikiyatrik belirtilere de eşlik ediyorsa, bağımlılıktan söz edebiliriz. Bu belirtilerin bir ya da birkaç tanesi varsa bir hekimin değerlendirmesi ile bağımlılık tanısı konur ve tedaviyle ilgili girişimlere başlanır” şeklinde konuştu.
Bağımlılık, herkesin başına gelebilir
Bağımlılığa sebep olan birçok faktörün olduğunu belirten Doç. Dr. Noyan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biyolojik-genetik faktörlerin yanında bireyin kendi psikolojik yaşantısı, psikolojik sorunları, geçmiş travmatik yaşantıları bunlara sebep olabilmektedir. Ama bağımlılığı sadece bu altta yatan sebeplere göre değerlendirecek olursak, yanlış yapmış oluruz. Çünkü bağımlılık herkesin başına gelebilecek bir hastalıktır. Burada, kişinin eğitim seviyesi, mesleği, ya da içinde bulunduğu ortamın bağımlı olup olmamasıyla hiçbir bağlantısı yoktur. Toplumun her bireyinden olan kişiler, bağımlılık hastalığına yakalanabilirler.
Tanı konduktan sonra yapılacak olan şey, doktorun öncelikle kişinin kullanmış olduğu maddenin, alkolün ya da diğer davranışların beyinde ya da kişinin psikolojik yaşantısında bir soruna sebep olup olmadığını araştırmasıdır. Ortaya konan bu sorunlardan sonra, öncelikle maddenin vücuttan ve beyinden uzaklaştırılması için ‘detoksifikasyon’ dediğimiz vücuttan arındırma tedavisi uygulanmalı.
Sonra, altta yatan diğer belirtilere göre ilaç tedavisi başlanmalıdır. Ayaktan ya da yatarak olabilir bu tedavi şekli. Ayaktan tedavide sık kontrol ve psikoterapi ile birlikte tedavi süreci devam ederken, yatarak tedavi sürecinde bir doktor ve bir psikoloğun sık gözlemi altında ilaçlardan arındırılması ve diğer belirtilerin tedavi edilmesi gelmektedir.