MİLYON KERE "YETER ARTIK" DESEK NE OLUYOR Kİ !..

Türkiye eskiden gözümüzde çok güçlü, tuttuğunu koparan, ordusuyla herkese meydan okuyan, korku salan, Ortadoğu ve Türki cumhuriyetler dahil, Avrupa'da bile her şeyiyle güçlü, hatta Atatürk'ün başlattığı devrimle Dünyaya örnek gösterilen bir ülkeydi..

Nereden nereye geldik diye düşündüm, dün sabah şehit haberlerini aldığımda.. Artık bir zamanlar karşımızda elpençe divan duran Barzani bile bize kafa tutuyor, dışişleri bakanımızı ayağına gönderiyoruz..Ardından Maliki denen adam Irak olarak Türkiye'ye nota veriyor, hatta ileri giderek Dışişleri bakanınızı tutuklayabiliriz diyor.. Suriye politikası ise baştan sona hayal kırıklığı.. PKK ile zaten yıllardır baş edemiyoruz.. Bu iktidarla biraz ümitlenir gibi olmuştuk ama şimdi o da tersine döndü.. Çünkü Kürt sorunu çözme konusunda yanlış adımlar atılıyor, güzelim vatanımız her geçen gün Türk- Kürt-Alevi ayrımcılığına son hızla sürükleniyor..

Şemdinli'ye PKK'nın yığınak yapmasına çaresiz kalınıyor, sonra adeta savaş haline girmemize rağmen, günlerce baş edemeyecek noktaya geliyoruz..

Bu şaşkınlığımız sürürken, bu kez Hakkari'nin Çukurca bölgesinde askerlerimiz tuzağa düşürülüyor ve dün sabah 8 şehit daha veriyoruz..

Bilemiyorum ama ben artık "vatan sağolsun, başımız sağolsun"demekten yoruldum sevgili okurlar.. Bugün yine beylik sözler edilecek, camiler yine dolup taşacak, Sloganlar atılacak ve o güzelim evlatlarımızı toprağa verdikten sonra, önümüze bakacak ve yeni şehitler için hazırda bekleyeceğiz.. Bu nasıl bir duygu, bu nasıl bir acı ve bu nasıl çaresizlik tarif edemiyorum inanın sevgili okurlar.. Milyon kere YETER desek de, artık hemen hemen hergün şehit haberlerini duyma korkusu ve endişesiyle yaşamak nasıl bir acıdır yarabbi..

GAZİANTEP-HALEP DOSTLUĞUNA YAZIK EDİLDİ

Suriye'de yaşananların hangisi bizi ilgilendiriyor, inanın şaşırmış durumdayız.. Kuzey Suriye bölgesinin baştan sona, hatta Irak'a uzanan 1.200 kilometrelik sınırın Kürdistan bölgesi olacağı söylentileri zaten başlıbaşına bir sorun olacak, hem ülkemiz için hemde Gaziantep için..

Suriye'nin iç savaşı nereye kadar gider, Beşşar Esad ne kadar dayanır veya kazanır bilemem. Benim bildiğim tek şey, Gaziantep'in bu olaylardan aldığı ekonomik darbeyi nasıl atlatacağı..

Şu bir gerçek ki, Suriye olayından en çok küçük boyutlu firmalar, alışveriş merkezleri, oteller, lokantalar ve esnaf çok büyük darbe yemiştir. Büyük sanayici ve ihracatçılarımız ise, bu saydıklarım kadar sıkıntıya düşmemiştir.. Zaten bu durumu, geçtiğimiz günlerde sınıra giden Asım Güzelbey de canlı yayınlanan televizyon programında söylemiştir. Halep ile Gaziantep'in nasıl dost olduğunu, karşılıklı ne kadar iyi ilişkiler yaşandığını ifade etmiştir..

Her ne kadar, Sanayi ve Ticaret Oda başkanlarımız iyi niyetli olarak, gelecek hakkında Suriye ile ilişkilerde yine eskiye dönülecek havasını vermeye çalışıyorlar ise de, ben onlar kadar ümitli değilim.. Bence artık Suriye ve özellikle Halep-Gaziantep bütünlüğü, o alışverişler, o ilişkiler asla eskisi gibi olmayacaktır..

SAYIN BAKAN VE MİLLETVEKİLLERİ, MOBESE SİSTEMİNE LÜTFEN EL ATIN

Daha önceleri yazdım, en son 2 ay filan oluyor galiba yine dile getirdim.. Gaziantep'te hem trafik açısından, hemde asayiş yönünden MOBESE sistemi yetersiz..Trafik için koskoca şehirde doğru dürüst 2 veya 3 bölgede kamera var. Asayiş için ağ geniş ama yetersiz.. Bu konu aslında birinci öncelikli konulardan birisi olmalı, ama bakıyorum kimse oralı değil..

Şu gerçeği görüyorum elbette..Kenti yönetenler, üst düzey bürokratlar, hatta odalar dahil büyük sanayicilerimiz..Bunlara Milletvekillerimizi de katıyorum.. Hepsinin de güvenlikleri var. Korumaları var.. Yani güvendeler.. Ama ya geri kalanı.. Yani bu şehirde yaşayanlar..

İşte meselemiz bu.. Yıllarca mücadele ettik Mobese sistemi getirttik, ama biraz daha yatırımla bu işi geniş kapsamlı hale getirtemedik.. Şimdi kent büyüdü, göç inanılmaz boyuta ulaştı. İpini koparan Gaziantep'e geldi. Kenar semtlerde illegal işler artık aleni yapılır oldu. Parklar bahçeler işgal altında..Uyuşturucu ve fuhuş aldı başını gidiyor..Polis öyle bir pozisyonda ki, ne yapacağını şaşırmış vaziyette. Hele Hatay olayı da patlak verince, adamların gardı düştü adeta..

Kimse kendini kandırmasın.. Gaziantep yakın gelecekte büyük sıkıntılara gebe.. Ben şimdiden söylemiş olayım.. Ama yine görevimi yaparak, Sayın Bakanımız ve Milletvekillerimize, birçok olayın önleyicisi olarak kentte güvenliği sağlama adına, şu Mobese sistemi daha da geliştirin, paranın gözünün yaşına bakmayın diyorum..Birde Sayın Emniyet Müdürüne, parklara bahçelere sivil polisler yerleştirip oralarda neler olduğunu görmesini tavsiye ediyorum..

TUVALET DEYİP GEÇMEYİN, ENGELLİLERİ EZMEYİN

Bugün manşetimizde bu konuyu işledik..Şehrimizde gerçekten hergün yaşanan ama dile getirilmeyen bu konu aslında hepimizi ilgilendiriyor. Bazılarınız, alışveriş yapmanın sadece AVM'ler veya büyük iş merkezlerinden ibaret olduğunu sanmayın sakın..İşin birde yerli ve yabancı turist kısmı var.. Bizim muhabirlere söylemiştik araştırın diye, gerçekten de endişemizde haklı çıktık.. Kent merkezinde doğru dürüst tuvalet yok. Hadi erkek çocukların duvar dibinde ihtiyacını giderirsiniz, ya da bir ağacın altında.. Peki kız çocukları. Ya kadınlar, kızlar, yaşlılar ve engelliler.. Onlar ne yapacak. Cami tuvaletleri çok yetersiz. Hemde bırakın kokuyu, tam ilkel vaziyette.. Kadınlar giremiyor, engelliler hiç kullanamıyor..

Zaten engellileri adam yerine koyan yok bu memlekette.. Oysa Avrupada birinci sınıf vatandaş olarak görülür engelliler.. Ama bu kentte engelliler için bırakın tuvaletleri, kamu binalarına bile girmeleri için doğru dürüst bir oluşum yok..Sadece kamu binaları değil elbette, restorantlarımız bile umursamıyor engellileri. Bazıları ise baştan savma rampa yapıyor. O rampalarda bırakın engelliyi sağlam adam bile çıkıp inemez..Bir ayıbımız daha var bu konuda, engelliler için yapılan araç park yerlerine bile saygı yok..Hatta daha komik olanı, parkometreciler bile engelliler için ayrılan park yerine başka araçlar parkettiriyorlar..Yani anlayacağınız, Belediyecilikte bunların da olması gerektiğini bizim başkanlar ve ekipleri hesaba katsalar iyi olacak..

TURİSTİK MEKANLAR PİS, TUVALETLER BAKIMSIZ

Tam bizim konumuzla ilgili olduğu için bir okur maili gelmişti, onu sizlerle paylaşmak isterim :

-Sayın Özekşi teşekkür ederiz şehrin gürültüsü için yazdıklarınıza. Havai fişekler gerçekten korkutucu. Ayrıca gürültü kadar da Turistik mekanların temizliğide gündeme getirilmeli. Kale altındaki kokmuş peynir kokularına ve peynirlere dikkatinizi çekerim. Birde turistik mekanlarda bulunan tuvaletler. Özellikle hanların tuvaletleri bu şehre yakışmıyor. Gidin görün, Gümrük Han yepyeni ama berbat bir tuvalet.. Bu sadece bir örnektir, diğerleri de farklı değil. Turistik restaurant tuvaletleri de mikrop yuvası. Murat Aydın

SOSYAL MEDYACILAR BU MESAJ HEPİMİZE

Bir hemşehrimiz göndermiş..İyiniyetli ve etkileyici..Hoşuma gitti..Olur olmaz ama önemli olan fikir belirtmesi, proje üretmesi..Bu konuya ben hazırım..Onun için de mesajını yayınlıyorum..

Sayın Özekşi, Kıymetli hemşehrim,

Ben Antep dışında yaşayan fakat Antepliliğimi hiç kaybetmeyen ilkokul mezunu sade bir vatandaşım. Epey bir zamandır sizinle paylaşmak istediğim ve her seferine ertelediğim konuyu bugün yazmak istedim.
Gaziantep kültürünü ve geleneğini yaşatma adına facebook ve twitter da bir çok sayfa/hesap var. Bunların adını size tek tek yazmama gerek yok, zaten büyük bir kısmını siz biliyor ve yöneticilerini kısmen de olsa tanıyorsunuz.
Bu sayfa yada hesapların içinde aktif olan çeled uşaglar hariç (ki onlar da yalnız işin tiyatro kısmına takılıp kalmışlar) hiç biri onbinlerce takipcileri olmalarına rağmen, ne bir sosyal girişim, ne eğitime destek, ne de sosyal sorumluluk projelerine el uzatmış değilller.
Bu sayfalardan birinde bir zaman öncesine kadar hasbel kader ben de aktiftim, sabah akşam işimiz Antep yemeklerinden fotoğraflar paylaşmak ve kendimizce ürettiğimiz Antep Ağzı ile esprili yazılar yazmaktan öteye gitmedi. Diğer sayfalarında bizden kalır yanı yok.
On binlerce üyesi olan bu birkaç sayfa/hesabın hiç biri, ne bir ağaç dikme organizasyonu ne bir eğitim organizasyonu, yada buna benzer sosyal sorumluluk içeren bir hareketi başlatmayı akıl etmiyorlar, yada işlerine gelmiyor.
Sayın hemşerim 40.000 üyesi olan bir sayfanın (ki bunlardan en az 7-8 tane var) her üyesinden bir kalem bir silgi istense ve bunun binde biri olan 40 kişi istenileni gönderse, gönderilenin 4 çocuğa faydası olsa o çocuğun okuma aşkını ateşlese kötümü olur.
Hangimiz okuduğumuz bir kitabı tekrar okuyoruz. Okuduğumuz kitapları Antep içerisindeki veya köylerindeki bir okula göndermek, o muhitten çıkma şansı olmayan çocukların dünya ile tanışmasını aydınlanmasını sağlamanın sevabını siz benden daha iyi bilirsiniz.
Koskoca Antep'te bildiğim kadarı ile Amerikalıların diktiği ''Dülük ormanı'' birde yanılmıyorsam ''Burç ormanı'' var.
Büyükşehir yada yetkili organlarla iletişime geçip yer tayin edip '' Tema Vakfı '' veya benzer kuruluşlardan bedava fidan temin edip Gaziantep için yeni akciğerler oluşturulamaz mı ?
Bi tane sayfa yöneticisi de çıkıp demiyor ki, arkadaşlar biz herşeyi ayarladık bu hafta şuraya fidan dikiyoruz,gelecek hafta şu okula Türkiye'nin her tarafından hemşerilerimizin gönderdiği kitapları dağıtıyoruz ve buna benzer şeyler demiyor/diyemiyor !
Elleri öpülesi Mehmet Tekerlek kadar olamıyorlar.
Neden mi ?
Antepli taşın altına elini koymayı unutmuş, BİZ demekten çok BEN demeye başlamış.
Yukarıda verdiğim Kitap/Ağaç örneklerini siz eğitimli ve kanaat önderleri hemşerilerim elbette benden iyi çoğaltabilirsiniz..

Saygıdeğer hemşerim bu yazdıklarım sizin vasıtanızla belki Antep ile ilgilenen FACEBOOK / TWİTTER kullanıcılarının ve Antep Ağzı Kültürü ve Geleneklerini yaşatmaya çalışan SAYFA YÖNECİLERİ'nin dikkatini çeker ve umarım bir araya gelip ortaklaşa projeler üretirler.

Saygılarımla..AYHAN EKMEN

Hepinize iyi haftalar