Ülkemizin Ortadoğu ülkesine dönüştürülmeye çalışılmasını çaresiz gözlerle izliyoruz.. Üzülerek izlediğimiz ortadoğu ülkelerindeki bombaların şimdi ülkemizin kalbinde atılmaya başlanmasının peşpeşe şokunu yaşıyoruz.. Haliyle yaşadığımız şehir olan Gaziantepin de getirildiği noktayı görmemezlikten gelemeyiz.. Gerçekten de nasıl bir şehir haline getirildik, kahrolmamak elde değil.. Eski Antepin yerinde yeller esiyor artık.. Son dönemlerde, özellikle 7 Haziran sonrası peşpeşe patlatılan bombalarda kaybettiğimiz yüzlerce can yüreğimizi dağlarken, bu işlerde parmağı bulunan terör örgütü elemanlarının mutlaka Gaziantep ile ilgisinin olması bizi daha da kahrediyor.. Hele kurbanların içinde tertemiz pırıl pırıl iki evladımızın olması, bizi resmen utandıracak noktaya getiriyor..
Biliyorsunuz, son olarak daha 1 hafta önce Ankara saldırısının etkisinden kurtulamamışken, şimdi de İstanbulda İstiklal Caddesi saldırısı gerçekleşti.. Ne garip tecelli ki, Ankara saldırılarında önce Ali Deniz Uzatmaz, sonra Ozancan Akkuş gibi pırıl pırıl iki gencimiz terör saldırısı sonucu aramızdan ayrıldı.. Sadece bu iki gencimiz değil, yüzlerce insanımız ve gençlerimiz öldürüldü acımasızca.. Tabii bizi en çok etkileyen Ali Deniz ile Ozancanın ölümü oldu.. Ne var ki, Gaziantepli bu iki genç üniversite eğitimi alarak ülkesine hizmet etmeyi hedeflerken, yine nüfus cüzdanında Gaziantep yazılı İstiklal Caddesi bombacısı Mehmet Öztürk ise masum insanları çocuk büyük demeden öldürme teşebbüsünde bulunarak hem kendisini parçaladı hemde masum insanları.. Tıpkı diğer acımasız teröristler gibi.. Nasıl bir acı yaşadığımızı söylememe gerek varmıdır..
GÖZLER OSBDE NAKIPOĞLU KARARINDA
Bugün Organize Sanayi Bölgesinde çok önemli bir toplantı olacak. Büyük bir ihtimalle Gaziantep Ticaret Odası temsilcisi olan OSB Başkanı Cahit Nakıpoğlunun görevi bırakması istenecek.. Vali Ali Yerlikaya başkanlığında toplanacak olan Müteşebbis heyet toplantısından çıkacak sonuç Gaziantepte iş ve sanayi dünyasında heyecanla bekleniyor.. Önce isterseniz 15 Kişiden oluşan heyeti bir tanıyalım. Müteşebbis heyet başkanı Vali Ali Yerlikaya, yardımcısı Adil Konukoğlu ve Savaş Mahsereci. OSB Yönetim kurulu Başkanı Cahit Nakıpoğlu, Ali Özpolat, Deniz Köken, Mustafa Topçuoğlu, Hüseyin Yılmaz, Nursal Çakıroğlu, M, Durdu Yetkinşekerci, Hakan Aslansoy, Abdüllatif Hazır, Cengiz Şimşek, Tuncay Yıldırım ve Hüseyin Ulutaş..
KEŞKE YASAL SÜRE BEKLENSEYDİ
Yasal kongre sürecinden önce, müteşebbis heyetin böyle bir uygulamaya girecek olması elbette sanayi dünyasında bomba etkisi yarattı. Çünkü Cahip Nakıpoğlundan görevi bırakması istenecek. Tabii yerine büyük bir ihtimalle Ali Özpolat getirilecek.. Eğer Nakıpoğlu 'kongreyi bekleyelim o zaman zaten aday olmam, sizlerde istediğiniz kişiyi başkan yapın' derse, yasal süreç olan kongreye kadar görevde kalması gerekiyor.. İşte bu gelişmeden şu anda OSBde büyük kesim rahatsız olduğunu söylüyor.. Çünkü geçmişte buna benzer uygulamalar yine gerçekleşmişti.. Durmuş İşsever ve Akif Ekici bunları yaşayanların başında gelir.. Gazetemizin arşivlerinde neler yaşandığı yazılıdır.. Şu gerçeği hatırlatmakta yarar var; OSB tarihini iyi bilen ve geçmişi çok iyi hatırlayanlar, ne olursa olsun iyisiyle kötüsüyle, Cahit Nakıpoğlu döneminde OSBnin gerçekten çok büyük başarılara imza attığını açıkça ifade ediyor.. Tabii Paralel meselesinin başını ağrıttığı da gözardı edilmiyor.. Bunları dile getirenlerin ortak görüşü ise şöyle: Dün etrafında ceket ilikleyenler, esas duruşa geçenler, şimdi kellesini istemektedir Bu düşünceyi taşıyanların sayısının bir hayli fazla olduğunu söylememe gerek yok sanırım.. Elbette bugünkü toplantıdan nasıl bir sonuç çıkar bilemem, ama fikrim sorulacak olsaydı, keşke genel kurul beklenseydi demeyi kendime görev sayıyorum..Son not: Bu gelişme GTO ile GSO ilişkilerine nasıl yansıyacak, herkes gibi bende merak ediyorum..
TEDES TUZAK MI GEREKLİLİK Mİ ?
Kısa adı TEDES olan Trafik Elektronik Denetleme Sistemi 15 Mart itibarıyla şehrimizin bazı bölgelerinde uygulanmaya başlandı.. Böylece o bölgelerde araç kullananlar, hız limitiyle, ışık ihlali konusunda dikizlenmeye başlandı.. Eğer ihlal varsa, kaçış yok.. İtiraz da edemezler çünkü kamera görüntüleri var.. Trafik kurallarına harfiyen uyan birisi olarak pek dert etmiyorum bu uygulamaya.. Ama uygulama konusunda başarılılık yönünde bazı şüphelerim var, onu sizlerle paylaşmalıyım..
Önce şunu belirteyim; TEDES projesiyle ilgili vatandaşlar yeterince bilgilendirilmedi.. Ne yapacaklar, yollarda hız tahdidi kaç kilometre olacak, trafikte sınır limiti nedir kimse bilgi sahibi değil.. Bunların uygulamaya başlamazdan önce açıklanması gerekirdi, maalesef yapılmadı.. Şimdi herkesin kafası karışık, ama belki de bu isteniyordu.. Benim aldığım bilgilere göre, TEDES olan güzergahlarda bir araç için 3-4 kez ceza yazılabiliyor. Yani bir kez ceza ile yetinmiyor TEDES.. Örneğin Üniversiteden Binevlere, oradan Başkarakola kadar mesafede, eğer kilometre limitini kaç kere aşmışsanız o kadar ceza yiyorsunuz.. Bildiğim kadarıyla bu yolda hız limiti 70 kilometre, siz eğer 71 kilometre hız yaparsanız cezayı yemiş oluyorsunuz.. Yine bir örnek, Kalyon kavşağından Tuğaya kadar olan komik olan hız limiti 50 kilometreyi, 51-52 veya daha üstü kaç kez ihlal ederseniz o kadar ceza yiyorsunuz..Kırmızı ışıkta geçmenin cezası ayrı olacak elbette..Bence bu TEDES işinde kıyamet cezalar geldikten sonra başlayacak..Tabii vatandaşa ve basına yeterli bilgi verilmediği için, bunları, TEDES uygulamasına geçen illerden alarak yazıyorum.. Eğer o illerdeki olumsuz gelişme göz önünde bulundurulup, sadece 1 ihlal geçerli kılınıp, aynı güzergahtaki diğer ihlallere ceza yazılmayacaksa, bu konuda bilgi verilmesini bekliyoruz..
STKLARIN RUHUNA EL FATİHA..
Yıllardır kaybettirilen Sivil Toplum ruhuna galiba fatiha okumaya başlamalıyız.. İşlevinden tamamen uzaklaştırılmaya çalışılan, gerek ülkemiz gereksede şehrimiz adına yapılması gereken hizmet, öneri, eleştiri ve projeler yerine, sadece popülist bir kimliğe büründürülen STKların adeta lime lime edilişini üzüntüyle izliyoruz.. Bunda STKların başına geçenlerin önemli kısmının, sadece sektörel ve kişisel menfaatler uğruna, siyasi hesaplar güdülerek o STKyı asıl işlevinden uzaklaştırmaya başlaması, kent adına hepimizi çok ciddi kaygıya sevketmektedir..
İçlerinde gerçekten birşeyler yapmaya çalışan bazı STK başkanı ve yönetici arkadaşların var olduğunu biliyorum. Ama onların da hesap-kitap, alış-veriş, siyasi- ticari ilişkiler peşinde koşanlar tarafından engellenmek istenmesine çaresiz kalışlarını üzülerek izliyorum..Bunun son örneği Ankara Kızılayda patlatılan bomba sonra kaybettiğimiz 37 can için ortak açıklama kararında yaşandı. Gaziantepte yaklaşık 40 civarındaki oda ve STKların temsilcilerinden oluşan STK PLATFORMU ortak bir metinle basın açıklaması yapma kararı aldı.
Ne varki, ilerleyen süreçte, metine itiraz edenler, imza atmak istemeyenler yüzünden açıklama yapılamadı.. Hala da yapılmış değil.. Bu gerçekten çok düşündürücü bir gelişmedir.. Ülkesine ve kentine olan duyarlılıklarına saygı duyduğumuz insanlar, maalesef STKları farklı amaçlar uğruna kullananlar ile siyasete alet edenler karşısında çaresiz kaldı.. Bu gelişme bir kez daha göstermiştir ki, Gaziantepte sivil toplum ruhu kaybolmuştur.. Düzelmesi konusunda da hiç umudum kalmamıştır..
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR