Türkiye son hız 6 Haziran Pazar günü yapılacak genel seçimlere gidiyor. Ülke için son derece kritik ve tarihi bir seçim olmasına rağmen şahsen partilerin birbirine benzer vaatleri dışında bir seçim heyecanı, vatandaşta bir kıpırdama göremiyorum.
13 Yıllık AKP iktidarının da son dönemlerde yaşanan ekonomik gerileme ve hukuk düzeninde meydana gelen büyük erozyon sonrası eski rüzgârını yakalayamayacağı bir seçim beklerken, buna ek olarak HDPnin barajı aşıp aşamayacağı şu an seçimin en büyük merak konularından birisi haline geldi.
Kim bilir belki AKP yine tek başına iktidar olacak, belki de HDP barajı geçecek ve tüm planları altüst olacak, nihayetinde belki de bir koalisyon hükümeti kurulacak. Türkiye 8 Haziran sabahına kadar bu gibi olası senaryolara gebe, artık ne olacak, neler yaşanacak, sandık sonuçlarını bekleyip göreceğiz.
Hani yukarıda bahsettim ya, partiler genel olarak birbirine benzer vaatlerle halkın karşısına çıkıp, miting meydanlarında nara atıyorlar. Bu hafta asgari ücret için partilerin vaatlerini ve bir ekonomist gözünden asgari ücret hesaplarının tutup, tutmayacağını ele alacağız…
Asgari ücret için AKPnin bir vaadi yok, CHP 1.500 TL, MHP 1.400 TL, HDP 1.800 TL, BTP 5.000 TL net asgari ücret vaat ediyor. Peki, bu vaatler neye göre veriliyor? Bu vaatler gerçekleşirse gerçekten halkımız refaha kavuşacak mı? Gelin birlikte irdeleyelim…
Aslında asgari ücrete böyle olağanüstü bir zam yapmak çok kolay, seçimi kazanan parti Asgari Ücret Tespit Komisyonunu toplar, çok kolay bir şekilde bu zammı verebilir. (Anti parantez şu an asgari ücretin brütü 1.201,50 TL, bekar bir işçinin vergi iadesi dahil net ücreti 949,07 TL olarak ödeniyor.) Yani hükümeti BTP kursa, Haydar Baş başa gelir gelmez gelecek yılbaşından itibaren net asgari ücreti 5.000 TLye çok kolay bir şekilde yükseltebilir. Hatırlatmak isterim ki, Refah-Yol hükümeti 1996 yılında asgari ücrete %102,50 oranında bir zam vermişti. Hatırlayanlar bilir, o zaman verilen %102,50lik zam pek bir işe yarasaydı, asgari ücretli şu an refaha kavuşmuş olurdu.
1.201,50 TL Olan brüt asgari ücretin işverene maliyeti, sırf işveren hissesi sigorta ve işsizlik primi 275 TL iken, asgari ücreti 2 katına çıkardığımızı varsaysak bu rakam otomatikman 550 TLye yükseltecek. Tamam, iyi güzel, işçi tam 2 katı fazla ücret alacak, burası çok güzel de, 100lerce işçi çalıştıran işveren artan maliyetin farkını ne yapacak? Doğal olarak ürettiği ürün veya hizmetin satış fiyatını artıracak ki, işveren yükselen maliyetler karşısında zarar etmeden, karlılığını koruyabilmek için mecburen fiyatları yükseltmek zorunda kalacak.
Düşünsenize üretilen tüm ürünlerde bu yükselişin yaşandığını, üretilen ürünleri netice itibariyle yine halk alıyor, küçük bir hesap yaparak size açıklayayım. Ekmek üreten bir fırın, çalıştırdığı işçiler sebebiyle meydana gelen maliyet artışını ürün fiyatına yansıtsa şu an 0,80 TL olan ekmeğin fiyatı belki 1,00 TLye yükselecek. Sırf aldığımız her bir ekmekte 0,20 TL daha fazla ödeyeceğiz. Aylık bazda 4 kişilik bir ailenin aldığı ekmek sayısını hesap edecek olsak, 4 kişilik bir aile günde 4 ekmek tüketse, sırf ekmek masrafında bile durduk yere cebinden 24 lira daha fazla çıkmış olacak. Bunu ekmek ve temel gıda maddeleri, ulaşım, elektrik, su için de düşünecek olursak, maaşı 2 katına çıkan asgari ücretli, yine aldığı kadar zammı zamlanan temel ihtiyaç maddelerinde harcayacak…
Lafı çok fazla dallandırmaya budaklandırmaya gerek yok, asgari ücret için verilen tüm vaatler yukarıda anlattığım gibi bir ekonomik sistemde devam eden Türkiye için hiçbir faydası olmayacak. Benim karşıma çıkan siyasi parti lideri asgari ücrete zam vermekten bahsetmesin, gerçekten ciddi bir ekonomik vaatte bulunmak isteyen bir parti, işçinin elinde geçen 949,07 TL ile geçinebileceği bir Türkiye vaat etmeli. Kısacası parası değerli olan, elindeki parası artmadan, var olan ile geçinebileceği enflasyon sorunu olmayan bir ülke için vaatlerde bulunulmalı. Siz ne kadar asgari ücrete zam yaparsanız yapın, enflasyonist bir ülke olan Türkiyede işe yaramayacaktır. Eğer gerçekten bu kötü ekonomik düzeni düzeltmek istiyorsanız asgari ücretlere bol sıfırlı rakamlar vermek yerine, halkı büyük rakamlarla cezbetmek yerine Avrupa ülkelerinde olduğu gibi sıfır enflasyon ve hatta mümkünse eksi değerlere ulaşan bir enflasyon vaat etmelisiniz…