Tüm televizyon kanallarında zaman zaman “Zorunlu Yayın” ibaresi bulunan kamu spotları yayınlanıyor.Aile içi şiddet,sigara bağımlılığı,çevre duyarlılığı,enerji tasarrufu gibi konularda bakanlıklar ve bazı sivil toplum kuruluşlarının hazırladığı bilgilendirme spotları kanallarda dönüp duruyor…
Özellikle de enerji tasarrufu ve çevre bilinci konularında yayınlanan spotlara baktığımda sırf yayınlanmak için,yapıldı mı yapıldı denilmek için yapılmış,kabataslak,formalitik görselleri izlediğimde kahroluyorum…
Acaba bu yayınlanan kamu spotlarının halka etkileri ölçülüyor mu? Yani başlatılan bir kampanya,yapılan reklam çalışmaları sorunlar üzerinde etkili oluyor mu,çözüme bir adım daha yaklaştırıyor mu,hep merak etmişimdir,halen de ederim…
Biz kabul etsek de etmesek de ülkemiz cennet vatan tabiri edilen bir ülke değil…
Enerji yoksunu,kırmızı topraklarının her geçen gün betona dönüştüğü,dışarıya bağımlı,kendi yer altı ve yerüstü zenginlikleri olmasına rağmen bunu değerlendirmekten aciz,sosyal açıdan her geçen gün çökmekte olan bir topluma doğru gidiyoruz.Büyük büyük şehirlerde,küçük küçük beton yapılarda kıt kanaat geçinmeye çalışan ailelerin çoğaldığı bir yapıda,kıt kaynakların Avrupa ve dünya sıralamasında en pahalı fiyatlarla arz edildiği bir ülkede yaşamak benim canımı sıkmaya yetiyor.
Benzinin litresinin 5 lira dolaylarında olduğu,ev tüpünün 75-80 liralardan satıldığı bir ülkede asgari ücretin 900 lira olduğunu,çoluk çocuk sahibi bir asgari ücretlinin nasıl yaşadığını daha doğrusu yaşamaya çalıştığını hepimiz biliyoruz,görüyoruz…
Bari bu kadar yüksek fiyatlarla almaya alıştığımız başta petrol ve diğer enerji ürünlerini kullanmakta birazcık tasarruflu olsak,bari asgari ücretle çalışırken cebimizde 2.000 liralık cep telefonu olmasa,tamam diyeceğim demesine de,hepimizi saran lüks tutkusu aldı başını gidiyor…
Bankalarımız sağ olsunlar kazanmadan harcamaya bizi alıştırdılar.Bankaya borcu olmayan kişiler artık parmakla gösterilir oldu.Ama biz halen tüketmeye,düşünmeden harcamaya devam ettikçe,günübirlik eğlencelere meyil gösterdikçe daha çok yuvalar yıkılacak,daha çok aile içi cinnet geçirmeler,cinayetler yaşanacak.
Kimse kusura bakmasın ama bu duruma bile bile düşüyoruz.Kendi düşen ağlamaz derler ya hani,sağ olsun bizi yönetenler sanal paraların verdiği sanal rakamlara güvenerek ekonomimiz çok iyi diyerek,para satanların para kazanmasının yolunu sonuna kadar açarak çok şükür bizlere en büyük kazığı atıyorlar.Allah razı olsun yine de onlardan diyenleri de duyduğumda bir de ben diyorum,Allah razı olsun onlardan,çok iyi durumdayız,maşallah…
Herkes halinden memnun,yaşantısından gayet memnun.Bakın eskilerle bugünü kıyaslayacak olursak ortaya şu çıkıyor.Eskiden de paramız yoktu şimdi de yok…
Eskiden yoktu,garibandık,marabaydık.Şimdi ise elin parasıyla ağalık yapmaya çalışıyoruz.Arada hiçbir fark yok.Yine aynıyız,olmayanda yine yok,olanda zaten vardı…
Bu kısır döngü,sıcak para ekonomisi daha fazla dayanmaz,eninde sonunda bu sistem çöker,tamamen borca dayalı,kendinin olmayan paralarla günü kurtarmaya çalışan bir ekonomik sistem çok sürmez çöker.Ama ne 2001 yılındaki gibi ne de önceki krizler gibi olur,benden söylemesi…
Hepimiz aynı geminin içindeyiz,gemi batarsa hepimiz batacağız,kimse bana bir şey olmaz demesin…
Kusura bakmayın değerli okurlarım ama,biz bunu hak ediyoruz…
Gelecek hafta görüşmek üzere,hoşça kalın…