DİMYAT'A PİRİNCE GİDERKEN

Yanıbaşımızda kıyametler kopuyor.. Artık Gaziantep'e sınır Suriye değil, Kürdistan sınırı oluyor.. Çok erken belki ama bence bu iş bitmiştir.. Artık Gaziantepli esnaf ve birçok firma, Suriye ve Halep rüyasından uyanmalı.. Tekrar eski günlerimize döneceğiz sevdasından vazgeçmeli.. Alışverişleri ve mal alıp satmayı başka ülkelere kaydırmalı.. Hoş güya dost olacağımız komşu ülke de kalmadı gibi.. Bir Irak var, inşallah orayı da kaybetmeyiz.. Benim söyleyeceğim tek şey; Suriye'den gelen turistler için plan program yapan oteller, alışveriş merkezleri restorantlar ve baklavacılar başta olmak üzere, seyahat acenteleri, gıda maddesi satıcıları ve tüm esnaf durumlarını gözden geçirmelidir..

SİZCE TUZ KOKTU MU

Sadece Gaziantep değil Suriye mağduru.. Hatay esnafı da öyle.. Her ne kadar şimdi Hatay kenti, polisleri suçlu gibi sıraya dizdiren milletvekili oğlunun ve AK Parti Gençlik Kolları başkanının ülkede yarattığı tahribatın getirdiği moral bozukluğu ile uğraşıyor olsa da, yine de Suriye yüzünden büyük kayıplar yaşamanın sıkıntısı yaşıyor.. Polis olayı gelir geçer nasıl olsa.. Türkiye'de buna benzer yüzlerce olay oluyor aslında. Polisler de akıl almaz işler yapıyor, siyasiler de.. Bu olay elbette tuzu kokuttu..Emniyet teşkilatının itibarını çok sarstı..

Ama eğer Başbakan iyi değerlendirir ve halk ile polis teşkilatının öfkesini, şaşkınlığını giderici mesajlar verirse, belki bazı değişimler başlayabilir..Ne var ki, ben o konuda hiç iyimser değilim..Bunu şimdi AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar'a soracak olsanız O'nun da iyimser olduğunu söyleyeceğini sanmıyorum.. Çünkü aylardır Gaziantep emniyetiyle ilgili ciddi iddialar ortaya koyuyor, belki de, siyasi hayatına mal olacak derecede, özellikle içişleri bakanına hiçbir iktidar milletvekilinin söyleyemeyeceği kadar, ağır sözler sarfediyor ama söyledikleriyle kalıyor..

ŞAMİL TAYYAR HAKLI MI, HAKSIZ MI ?

İşin daha ilginci, AK Parti Gaziantep Milletvekilleri ve teşkilatı da bu konuda Şamil Tayyar'a çıkıp "haklıdır" veya "Haksızdır" diyemiyor.. Hadi İl Başkanı Sayın Ahmet Uzer artık kendine göre bir düzen kuruyor.. Siyasi yönlü olarak, şehirde Abdülkadir Konukoğlu'nun kendiliğinden oluşan ağalık ünvanıyla yarışır noktaya geliyor.. Öyleki, Yargı için bir mesaj veriyor, şak diye gerçekleşiyor.. Böylece o sıralarda Gaziantep'te müthiş bir ivme ve güven yakalayan yargıyı ne kadar zor duruma soktuğuna bile aldırış etmiyor.. Hiçbir dönem olmadığı kadar parti teşkilatının içinde meydana gelen ayrımcılıklara, çatlaklara çözüm bulma ve herkesi kucaklayıp partinin yaşadığı huzursuzluğa nedense seyirci kalmayı tercih ediyor.. Ve, sanırım artık il başkanlığı bile kesmediği için Büyükşehir Belediye Başkanlığına göz kırpıyor, işaretler veriyor.. Galiba onun için öyle Şamil Tayyar ve emniyet olayı gibi küçük meselelerle uğraşmıyor.. Peki Milletvekilleri ve Sayın Fatma Şahin, Şamil Tayyar ile Emniyet arasındaki olayın çözümü konusunda neden "su akar mecrasını bulur" düşüncesiyle hareket ediyor.. Bu sessizliğin, daha doğrusu sessiz kalışın hadi Şamil Tayyar'ı bir kenara bırakalım, Emniyet Teşkilatına yara aldıracağı düşünülmüyor mu? Kaldi ki, Şamil Tayyar ciddi bir şey söylüyor ve "Gaziantep emniyetinde siyaseti dizayn eden bir şebeke var"diyor..Bu söylem ve iddia gerçekten hiç birşey ifade etmiyorsa, o zaman insanlar kime ve kimlere güvenecek, gerçekten tartışma konusu..

ALLAHAŞKINA YAPMAYIN

Gaziantep öyle bir noktaya getirildi ki, LYS sınavlarında başka illerde normal karşılanıp haber bile yapılmayacak değerdeki sonuçlara dört elle sarılır olduk. Törenler düzenleyip ödüller verir hale geldik.. Bilemiyorum ama keşke Vali Erdal Ata bu tür törenlere izin vermese, veya katılmasa..Çünkü gerçekten buna Gaziantep olarak ihtiyacımız yok.. Küçük düşünmemek gerekir..Yıllardır, hemde uzunca süredir Gaziantep Eğitim Müdürlüğüne çöreklenenlerin bu duruma gelinmede başrol oynadığı eğitimde, böylesine basit derecelendirmeler için törenler düzenlenmesi, üstelik Vali Beyin de bu törene katılması, Gaziantep'in eğitimde asla düzelmeyeceği konusundaki fikrimi bir kez daha perçinleştirmiş oldu.. Tekrar üzerine basa basa söylüyorum..Bu eğitim yapısı değişmedikçe, yıllardır eğitime yön verenler değiştirilmedikçe, isterlerse bin tane okul yapılsın, Gaziantep'in eğitimdeki sıralaması değişmez arkadaşlar..

Bakın Gaziantep eğitim camiasını çok iyi bilen bir okurdan gelen mail, o kadar güzel özetlemiş ki.. "Antep'te malesef kaliteli eğitimciler aranmıyor ve yönetime getirilmiyor.Gözlerini makam ve koltuk hırsı bürümüş kendi nefsinden başkasını düşünmeyen ve sevmeyen insanlar ise bir yolunu bulup yönetime geliyor, sonra da bu Antep'in eğitimde intiharı oluyor. Son şube müdürü atamalarına bakar mısınız Allah Aşkına!..

BİR GURBETÇİ'NİN MEKTUBU

Almanya'da yaşayan hemşehrimiz Mehmet Duran geçtiğimiz günlerde Gaziantep'e izne gelmiş..Kaldığı günler içinde yaşadıklarını bana mektupta anlatmış..Bize artık normal gelen ama Avrupa'da yaşayanlar için çok çok anormal olan, şehrimizin gerçeklerini ve özellikle Gaziantep Üniversitesinde yaşadıklarını anlatan Mehmet Duran bakın neler söylüyor:

"Ökkes abi, geride bıraktığım Gaziantep tatilimden maalesef görmek ,yasamak istemediğim anılarla geri dönmek zorunda kaldım Almanya´ya. Bu konuları bir tek siz yazdığınız için bu mektubu gönderiyorum.. Bir yakınım için Gaziantep Üniversitesi Kan merkezine Kan vermeye gittim. İçerde yoğun bir kalabalık varken camekanın diğer tarafından 5-6 Personel oturmus koyu bir muhabbette koyulmuşlardı. Hasta yakınları Kan verebilmek icin yoğun istek gösterirken, bahsettiğim Personeller, kan bekleyen Hastaları umursamaz bir görüntü sergiliyorlardı. 2 Saat bekletildikten sonra nihayet sıra bana gelmişti. Kan verme işlemlerim başlamıştı. Kan vermemin 1,5 Saat süreceğini belirten personellerin o süre boyunca ne kadar sorumsuz davrandıklarına şahit oldum..Çünkü iki personel dışarıda çok sayıda insan beklerken, hasta yakınlarının kan verme Koltuklarına uzanıp, ellerinde kumandayla TV seyrettiler.. (Twitterüzerinden herkes resimlere ulasabilir @_mehmetduran). Bunu Almanya'da veya başka ülkelerde, hatta Türkiye'nin belli şehirlerindeki hastanelerde yapmaya kim cesaret edebilir ki.. Ökkeş abi sizden ricam, bu konuyu Sayın Rektör Prof.Dr.Yavuz Coşkun'a duyurmanızdır.. Gereken yapılmadığı taktirde ellimdeki resimleri Sağlık bakanlığı olmak bir cok yere göndereceğim. Bu ülkede hak etmesi gereken insanlar Hastanelerde çalışamaz iken, görevini aksatan Personeller keyfini sürdürebilmekte. Bir diğer hususta Trafik ve Havai fişek.. Ökkes abi ne kadar haklıymışsın meğer.. Bu nasıl zihniyet, bu nasıl mantık anlamış değilim.. Saat 23.00 den sonra yasak olmasına rağmen her gün atılıyor ve Polis memurları da gördükleri halde seyrediyorlar..Resmen geceli uyuyamadım desem doğrudur..Gaziantep de tam anlamıyla Trafik kaosu var. İnsanlar 3 şeritli yolda ışıklarda beklerken en sağdaki sürücü sola dönmeye kalkıyor. Trafik ışıklarında kırmızıda geçmeler, hatta neden bekliyorsun diye arkadaki sürücülerden birde fırça yiyorsunuz. Dolmuş sürücüleri inanın bana Trafik kazalarına sebebiyet veren en büyük faktör! Gördüğüm en dehset manzara ise 5 Kişilik Otomobilde 8 kisinin seyahat etmesiydi. Adam bir de araba sürerken çocuğu kucagına almıs. Bahsettiğim olayı Karataş Bölgesinde her gün görebilirsiniz. Çevre yolu da maşallah Sürücü Eğitim merkezine dönüşmüş... Araba sürmesini öğrenmek isteyenler orayı mesken tutmuşlar. Emniyet Müdürü Sn. Süleyman Oguz ve Bölge Trafik Müdürlüğüne duyurulur. Gaziantep'ten güzel seyler yokmu, var ama onu size ayrı bir yazıda yazmak isterim. Saygılar Gönderen: MehmetDuran E-posta Adresi: [email protected]




VE EĞİTİM KONUSUNDA DİKKAT ÇEKİCİ BİR MEKTUP DAHA

İlhan Eralp şehrimizin yetiştirdiği önemli isimlerden birisidir. Kent sorunlarına oldukça hassas olan Eralp, ara sıra yazar ama tam yazar..Kendisine sık yazmasını söylerim ama, nedense o konuda herhalde işlerinin yoğunluğundan olsa gerek, ihmallik yapar..Gelin İlhan beyin eğitim meselesine farklı bakış açısıyla dile getirdiği mektubunu birlikte okuyalım..

Merhaba ökkeş Bey,
 Size tam 2 yıl önce ,LYS sonuçları açıklandığında yine yazmıştım.Konuyu sadece çok da eğitime bağlamadan genel görünümü sunalım.
 Kişi başına düşen milli gelirde 60.sıra
yaşanabilir kentler sıralamasında 62.sıra
Lys ve sbs lerde 81.sıralar.
 
Bu istatistikler Allah'tan yayınlanıyor da bizi gerçekten Marka Şehir diye ilan edenlere ,biz de malumun ilanı diye bunları sunuyoruz.
Malesef 2 yıl önce sizn yazdıklarınızı da bir daha okudum kendi yazdıklarımı da.Değişen hiç bir şey olmadığı, gibi geriye gidiş var.
Bu şehirde hala en çok nohut dürümü satılıyor(çok lezzetli ve besleyici olduğundandır mutlaka!!!),ana arterlerde kiralık boş dükkanların hepsi boş(yeni yapılanlar ve son 2 yılda yapılanlar), yine soruyorum ilk 50 şirketi çıkardığımızda geriye kalan ekonomik istatistikler bizi Anadolu kaplanlarında tutuyormu.2 yıl önce olmayan ama şimdi cidden sorun haline gelen trafik ve sizin nerdeyse hergün dile getirdiğiniz gürültü kirliliği.Gaziantep Spor hali meydanda.Ama şehirde iyiye giden şeylerde oluyor.Mesela artık şehrimizde de 1 milyon tl 'ye daireler satılmaktadır.En küçük stüdyo daireler 80-90 bin tl lerde.Burada bir gelişme sözkonusudur.Yalnız bu tespitlerimizden sadece herşey olumsuz gidiyor anlamı çıkmasın.Belediyelerde iyi işler yapılıyor gerçekten.Bunları da inkar etmemek gerekir.
 
Eğitim de alınan sonuçlar çok çarpıcı olduğu için Gaziantep'in sanki tek sorunu eğitim gibi algılanması çok yanlış olur.Eğitimde sadece devlete ve devleti temsil edenlere de çok yüklenmemek gerekir.
Çünkü herşeyde olduğu gibi herşeyi kendi dışımızda aramakta üstümüze yoktur.Evet ilgili ve yetkililerin ihmalleri vardır,muhtemelen liyakat sorunları vardır.Ama veli olarak kendimiz dönüp hiç bakıyormuyuz.Ben bir devlet lisesinde aynı zamanda okul aile birliği başkanlığı yapıyorum iki yıldır.Karşılaştığım veli profili ile malesef ancak bu kadar olur.Çoçuklar sanki kendilerinin değil de başkalarının çoçukları.Sistemden kaynaklanan çok sorun var ama velilierin ilgisizliğine ne diyeceksiniz?
 
Bu aynen sanayicilerimiz içinde geçerli ,esnafımız için de. Bir araya gelebilmek yok, gelsek de masaya sorunları yatırıyoruz ama gerçek çözümleri ya kaçırıyoruz ya da erteliyoruz.Herşeyi yapmış gibi yapıyoruz.
 
Lütfen biri bana Gaziantep'te ortak akılla yapılmış,ortak bir üretim olan sosyal bir proje söyleyebilirmi?Şehrin gerçek sorunu burada yatıyor.Buraya bakmadan ,kendi yüzleşmelerimizi yapmadan, hep birilerini suçlamayalım.Ha bu arada marka sehir olduk ,kaplan olduk pompalarına da artık kanmayalım.Çözüm isteniyorsa önce irade koymak gerekiyor.Yüzleşmek gerekiyor. Umarım 2 yıl sonra yine aynı şeyleri konuşmayız.
Saygılarımla İlhan Eralp

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR