ONLAR BÜYÜDÜ FARKINDAMISINIZ
Ökkeş Özekşi - Haftaya Bakış
10 yıl önce gelmeye başladılar. O zaman 1 yaşındaki Suriyeli çocuk şimdi 11 yaşında. 5-9 yaş aralığındaki çocuklar ise 16-20 yaşına geldi. Dahası var. 2011 yılından itibaren gelen Suriyeli kadınların çocukları 1-2 iken şimdi 4-5-6 oldu. Çoğaldılar yani. Ve bu çocukların hepsi büyüdü. Nasıl büyüdü işte asıl sorun burada. Okuyan ve meslek sahibi olanların sayısının fazla olmadığı araştırmalarda ortaya çıkıyor zaten. Ve bu çocukların dışında kalanların hepsi şimdi sokaklarda, kahvelerde, yollarda. Kızlı erkekli, kimisi dilencilik yapıyor, kimileri hırsızlık. Kimileri uyuşturucuya bulaşmış, kimileri fuhuşa. Ve en vahimi sokaklarda başıboş gezip kavgalar yapan, insanları tehdit edip para isteyen, gruplar halinde gezen, adam kovalayan, hatta iki Suriyeli grup olarak birbirlerine saldırıp yaralayan veya öldürenlerin yaşadığı bir kent haline geldik. EN ÇOK ÇOCUK DOĞURAN SURİYELİLER GAZİANTEP'TEMahallelerde yaşayanların gözüyle değerlendiriyorum, Şehrin belli bölgelerinde bazı gençler artık iyice kontrolden çıkmış durumdalar. Kiminle konuşsam herkes şikayet ediyor. Özellikle işsiz gençleri anlatıyorlar. Bunlar genellikle söz dinlemeyen, eğitim görmeyen, büyük ihtimalle parasız. İş bulmak gibi bir dertleri de yok. Elbette iş bulup namusuyla para kazananlar da var elbette. Hatta küçük esnaf olarak, işyerleri açan, Başpınar da, Küsget de, Ünaldı da fabrika ve işletmeler açarak özellikle Suriyeli işçi istihdam edenleri de söylemeliyim. Ama kendi haline bırakılan gençler var ya o gençler… İşte Gaziantep için asıl tehlike burada… Ve maalesef artık büyüdüler. Kızları da erkekleri de. Doğurganlık oranında sınır tanımadıkları için yaşadıkları mahallelerde başıboş halde gezip duruyorlar. Gaziantep’in durumu diğer illere göre çok farklı. Çünkü aldığım bilgiye göre, çocuk sayısıyla çok yakından ilgili hane büyüklüğünde de, beklenildiği gibi, kalabalık bir sonuç çıkıyor. TÜİK araştırmalarında 3,4 gibi çıkan Türkiye ortalaması, Gaziantep’te yaşayan Suriyeli ailelerde 6,64 çıkıyor. ARİF HOCA ŞİMDİDEN ALİ GÜR'Ü ARATMAYA BAŞLADIBu Suriyeliler konusunu çok yüzeysel olarak ele aldım. Derinliğine inildiğinde, Gaziantep’in geleceği konusunda ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini, tarihe not düşme adına burada belirtmek istiyorum. Ben sadece bir vatandaş olarak gözlemlerimi, mahallelerde neler yaşandığını hem görerek hem duyarak dile getiriyorum. Sakın bunları okuyunca başka anlamlar yüklenmesin. Bir vatandaş olarak bırakın beni, akademik olarak bunlar zaten ifade ediliyor. Özellikle Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün Suriyeli araştırması, Göç Enstitüsü tarafından Türkçe Arapça ve İngilizce olarak kitaplaştırılan araştırma sonucuna baktığınızda Suriyeliler hakkında gerçekten çok önemli bilgiler var. Fakat ne enteresandır ki, Rektör Ali Gür zamanında hayata geçirilen Göç Enstitüsünün mimarlarından Mehmet Nuri Gültekin başta olmak üzere tüm akademisyenler, yeni rektör Arif Özaydın tarafından bu görevden uzaklaştırılmış durumda. Daha vahimi, Sayın Arif Özaydın’ın bu toplantıda yapmış olduğu konuşmada bu görevden almayı gurur vesilesi yapması. Daha daha vahimi, yaptığı konuşmalarda Gaziantep Üniversitesi Rektörü olarak inanılmaz sözler sarfetmesi. Bu konuşmanın kayıtları elimizde. Hepsini bu hafta içinde yayınlayacağız. Okuyunca Sayın Arif Özaydın’ın, eski Rektör Ali Gür’ü nasıl arattığını göreceksiniz. Diyeceğim o ki, Gaziantep açısından özellikle Suriyeli çocukları ve gençleri bir an önce kötü alışkanlıklardan, uyuşturucu batağına saplanmaktan, hırsızlık ve gasp ile sokaklarda çeteler oluşturmaktan caydırmak için tez elden harekete geçilmesi. ESNAF VUR DEYİNCE ÖLDÜRMEMELİ Pandemi döneminde bu gazete esnaf için varını yoğunu ortaya koydu. Bende ayrıca bu köşede sürekli esnafın haklarını savundum. Kapanan işyerleri yüzünden ne sıkıntılar çektiklerini en iyi bilenlerden birisiyim. Çok şükür şimdi yasaklar kalktı ve dükkanlar açıldı. Şunu hemen söylemeliyim, biliyorum malzemeler pahalandı, herşey ateş pahası. Ama başta lokantacılar olmak üzere tüm esnaflar lütfen fiyatlara aşırı yüklenmesin. Vur deyince öldürmesin. Maalesef bazı esnafların ahilik anlayışı bulunmadığı için fırsat bu fırsat diyerek normalin üstüne çıkma hesabını yaptığını duyuyorum. Tamam aylardır işyerleri kapalı, kiralar, elektrik paraları, vergi borçları, su vs. Hepsi birikti. Ama bunlar fiyatları yüzde 50 hatta 100 seviyesine getirmenizi haklı göstermez. Ben çok ayrıntıya girmek istemiyorum ama şimdiden bu hesabı yapmaya başlayan esnaflara da uyarımı yapmış olayım. UYUŞTURUCUDA SIKINTILI KENTİZ Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu yapıldı dediler. Sorduk kaç ton uyuşturucu yakalandı diye, en büyük olmadığını öğrendik. Sonra en büyük olarak insan sayısı dediler. Yani operasyonda yakalanan torbacı, satıcı dahil gerçekten de rakam büyüktü. Uyuşturucuda gerçekten çok sıkıntı bir kent olarak endişe duyduğumuz Gaziantep’te, gönül isterdi ki, Türkiye’nin en fazla uyuşturucu kullanan 6 şehrinden birisi olarak, bu işin başındakilerin kimler olduklarını öğrenelim. Hangi bölgelerde hangi uyuşturucunun ağırlıklı kullanıldığını öğrenmek gibi. Sayın Vali Davut Gül’ün çok detaylı bilgiler vermemesi ve bunun sıkıntı yaratabileceği konusundaki hassasiyetine saygı duyuyorum. Ama bu şehirde analar babalar çaresiz kalırken, gencecik çocuklar uyuşturucu belasına kurban edilirken, bunları sağlayan ve yapanların kimler olduğunu toplumun bilme hakkı var sanırım. Bilelim ki, hangi semtlerde, hangi bölgelerde uyuşturucu satılıyor. Hangi semtlerde hangi uyuşturucular ağırlıklı. Eroin mi, Kokain mi, Metamfetamin dediğimiz ateş buz mu ? Sayın Valimizin beni çok iyi anladığını düşünüyorum, Ama bu konuda topluma ne kadar açık olunursa, aileler ve çocukların dikkatli davranacağını, evlatlarının bu batağa düşmesini engelleyebilecek ortamı bulacaklarını da göz ardı etmemek lazım. Unutmayalım ki, bir çocuk veya gencin uyuşturucu kullandığını anne ve babalar uzun süre anlayamıyor. İş işten geçince anlıyor ancak. İşte bu noktada o aileler kendi semtlerinde hangi uyuşturucu satılıyor, çocuklar bunları kimlerden alıyor, araştırıp peşine düşme fırsatı bulacaklardır. Şahsen ben bu semtler ve kişiler ile satılan uyuşturucu cinslerini gizlemenin sadece uyuşturucu satanların işine geldiğini düşünenlerdenim. SON SÖYLEYECEKLERİM; 1. KOSGEB gazetemizin hakkı olan alacağımızı ödemedikleri müddetçe; 2. Elektriğimize sürekli olarak, ama en son yüzde 15 zam yapanlara 3. Doğalgazımıza acımadan zam yapan ve son olarak yüzde 12 dayayanlara 4. Benzin ve akaryakıt fiyatlarını dünyanın en pahalısını haline getirenlere 5. Fırsatçılık yapan esnaflara, bunları denetlemeyenlere ve sessiz kalanlaraHAKKIMIZI HELAL ETMİYORUM…HEPİNİZE İYİ HAFTALAR
Yorumlar