Vicdansızlar
Emre Karaoğlu
Düğün sezonunun açılmasıyla birlikte Gaziantepte düğün salonlarıyla birlikte yoğun bir tempoda çalışmaya başlayan bir diğer sektör de patlayıcı madde satanlar ve av bayileri oldu.Malum, düğünler geliyor. Silahların yeni düğün sezonuna hazırlanması lazım. Otomobillere yapılan yazlık bakımlar gibi, silahlarına da bakım yaptırmaktan eksik kalmayan bu arkadaşlar, av bayilerinden yüklü miktarda mermi almayı da ihmal etmiyorlar.Yine aylardan Nisan ayı ve bir düğün günüydü, mahallede birkaç sokak ötede muhtemelen bir düğün veya bir çeyiz vardı. 8 Yaşındaki Pınar kardeşim her şeyden habersiz mahallede, evinin önünde oynuyordu, masum bakışlarla arkadaşlarıyla birbirinden güzel oyunlar oynayarak doyasıya eğlenip, babaannesinin kucağında huzurla oturuyordu, kendisi için belki de en güvenli yerlerden birisiydi ninesinin kolları…Ama maalesef babaannesinin kollarında o aradığı huzuru ve güveni bulamadı. Birden kör kurşun ona isabet etti. Birkaç sokak ötede belki de oturduğu evin sokağında hayâsızca, utanmadan, büyük bir gururlar havaya ateş etmekte olan bir şehir magandası, belki de bir dağ ayısı tarafından ateşlenen silahtan çıkan mermi bir anda Pınara isabet ediyor. Birden göğsünden kanlar akmaya başlıyor ve bunu fark eden babaanne hemen ailesine haber veriyor. Alelacele hastaneye kaldırılsa da, tüm müdahalelere rağmen kurtaramıyoruz, o kör kurşun, o masum çocuğu bizden ayırıyor, o suçsuz, günahsız, hiç bir şeyden haberi olmayan minik kız hayata gözlerini yumdu. Bu acı olayda hepimiz sorumluyuz, hepimiz suçluyuz. Düğünlerde, kutlamalarda havaya ateş edenleri bir kahraman edasıyla gören bizler, ooo nasıl da güzel silahı varmış diyen bizler, havaya ateş edilmezse düğünün tadı çıkmaz diyen bizler sorumluyuz.Gördüğüm her havaya ateş etme olayında düğünün yapıldığı mekânda kabadayı kesilen, kahramanca göğsünü gere gere gezinen o mahlûklar, birden polis geldiğinde nedense kedi kesilir. Hadi adamsan biraz önce gösterdiğin o dayılığı polisin, jandarmanın önünde de yapsan ya…Sizin yüreğiniz, sizin adamlığınız o parmağınızın ucundaki tetik kadar. Tetiği çekince kendinizi adam sanırsınız, tüm güç sizde bilirsiniz de mi?Herhalde öyle olmalı ki, geçtiğimiz nisan ayında maganda kurşunuyla hayata gözlerini yuman Pınar kardeşimizin babası da, geçtiğimiz gün yine iddiaya göre o gün havaya ateş eden magandalar tarafından av tüfeği ile vuruldu.Burası Türkiye, inanır mısınız hiç ama hiç şaşırmıyorum böyle olaylara… Bu ülkede ne yaşanırsa yaşansın, ne kadar hukuksuz, ne kadar adaletsiz olay olursa olsun, artık hiç birine şaşırmıyorum. O küçücük çocuğun ölümüne sebep olanlar aramızdalar, ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar orada burada…Ben buradan sormak istiyorum o düğünlerde havaya ateş edenlere…Ne oluyor, havaya ateş ettiğinizde ne oluyor, bana biriniz bunun mantığını açıklasın. Örfümüzde, âdetimizde böyle bir şey varsa yere batsın o örf de adet de…Silah sıkmak adamlıktan sayılıyorsa, silah sıkarak kendinizi adam hissediyorsanız bu işin kolayı var. Bakın, illa da ateş etmek istiyorsanız, Çetinkaya ya varmadan, Sanko Hastanesinin karşısındaki petrolün yanında, Aymerkez in hemen yanında bir atış poligonu var. Gidin oraya, içinizde ne kadar hayvani duygu var ise, ne kadar ölüm kusmak istiyorsanız, gidin orada ne haliniz varsa görün…İnsanca yaşamak varken hayvanlaşmanın alemi yok, belki de bir spor dalıdır silah kullanmak kimilerine göre, belki de bir gurur meselesidir, “Erkek adam silah kullanmazsa olmaz” diyordur bazılarınız.Gidin ne haliniz varsa görün, kimsenin canına, malına zarar vermeyin, gürültüyle insanları rahatsız etmeyin de, ne haliniz varsa görün, çok insan öldürmek istiyorsanız namluyu başınıza dayayın, bakınölümün tadına, o masumların kanına girmek, onları hayattan koparmak nasıl bir duyguymuş, haydi bir de siz tadın o ölüm duygusunu. Belki de çok zevklidir, hadi deneyin, denemesi bedava…
Yorumlar