ÇANLAR SENİN İÇİN ÇALIYOR VE BEN YAZDIKLARIMDAN ÇOK DAHA FAZLASINI BİLİYORUM.

Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Aslında biz bu filmi 100 yıl önce görmüş ve yaşamıştık. Yaşadığımız kent için, bölgemiz ve Türkiye’miz için duyduğumuz derin kaygıları 100 yıl önce atalarımızda iliklerine kadar hissetmişti.

Ancak onlar ağlamadan, sızlanmadan, suçu başkalarına atarak sorumluluktan kaçmadan, tarihin ve sürecin onlara emrettiği görev şuuru içinde davrandılar.

Amasya’dan yükselen ses ‘’ Milleti kurtaracak olan güç, yine milletin kendi kararı ve azmi olacaktır.’’ derken o ses bu kez İstanbul’da ‘’Geldikleri gibi gidecekler’’ dedi.

Nitekim bu silkinişin sonunda tebadan bir millet yarattık. Issız toprakları ve tenha dağları vatan yaptık. Öksüz ve yetim şehirleri vatana kattık.

Bu finalin neticesinde vatanımız Türkiye, biz ise Türk milleti olduk.

Şimdilerde 100 yıl öncesinde yaşadığımız siyasal koşulların yeniden dayatılan pozisyonundayız.

Ezeli ve ebedi düşmanımız gericilik ve bölücülük şekil ve renk değiştirerek önümüze sürülmekte, emperyalizmin bu iki piçlemesi adeta intikam nöbetindedir.

Doğu ve Güneydoğu’da askeri hareketliliğin yanında alttan alta siyasal faaliyetler bütün hızıyla tarihin dehlizlerine doğru akmaktadır.

Amerikan ve İngiliz Konsolosları, elçilik çalışanları ve istihbarat birimleri, aşiretleri dolaşarak muhtemel bir iç isyanın rol dağıtımını yapmaktadır.

İleri gelen etkin aşiretlere her türlü maddi yardım, nakit para, borçların tasfiyesi ve kredilerin sıfırlandırılması da dahil olmak üzere yemleme siyaseti hızla sürüyor. Silahlandırılan ırkçı bölücülük ve etnikçi gericilik, Kasım ayına kadar olası bir iç savaş senaryosuna hazır hale getirilme gayreti içindedir.

ABD’nin bu manada Washington’dan yapmış olduğu açıklamalar manidar bir hal almıştır.

ABD vatandaşları için Gaziantep’ten, Elazığ, Tunceli dış hattından bütün Doğu ve Güneydoğu’yu kapsayan fay hattı hedeflenen işbirlikçi kürt devletinin kırılma noktalarıdır.

Bütün bu namüsait olaylar cereyan ederken HDP’li kurmay heyetinin Erbil’de Barzani ve Talabani başta olmak üzere bölgedeki bütün kürt hareketlerinin liderleriyle yaptığı toplantı zamanlama açısından ilginçtir. Bir diğer ilginçlik ise bu toplantıda Gaziantep Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Celal Doğan’ın da hazır bulunmasıdır.

Bu gelişmelerin ışığında ABD’nin gelişmeleri yerel basından ve yerel kaynaklardan öğrenme ve istihbarat etme çağrısı, yerel basın içindeki etki ajanlarının tarihsel rolünün ne kadar önemli hale geldiğini ortaya koymaktadır.

Haber akışı ve istihbarat paylaşımı, basın içine sızmış olan gazeteci kılıklı muhbirlerin, yerel önderleri ve direnç kaynaklarını ispiyonlama ve satma operasyonlarına dönüşecektir.

Peki bütün bu olaylar cereyan ederken Hükümet, Devlet ve İstihbarat ne yapıyor diyecek olursak.

Bunun cevabı da herhalde; Herkes ve her birim görevini yapmış olsaydı, bu karanlık iklimde rahatça yürüyen çakal sürülerinin yaptıklarını yapamayacaklarıdır.