GAZİANTEPİN ET VE ET ÜRÜNLERİ PANORAMASI: MAFYALAŞMA, TEKELLEŞME VE İKTİSADİ CEBİR

Türkiye her alanda kargaşa ve kaos ortamının yükseldiği, buna karşın toplumsal disiplinden hızla uzaklaştığı bir geçiş dönemini yaşıyor.

Devlet otoritesinin giderek zayıfladığı, yasaların yaptırım gücünün azaldığı, cezai müeyyidelerin ise caydırıcılığını ve inandırıcılığını yitirmeye başladığını görüyoruz.

Yönetenlerin yönetemez hale geldiği, buna paralel olarak yönetim erkinin zafiyeti sonucunda kendini sürece monte etmeye çalışan güç odaklarının oluşan boşluğu doldurmaya çalıştığı ise tam bir realite.

Bu izahatın yazı başlığıyla ilgisi nedir denecek olursa. Türkiye koşullarını tahlile koyulduğumuz bu kısa ufuk turuyla, bölge koşullarını ve dolayısıyla sektörel bazda yaşanan sıkıntıları vareden maddi zemini daha iyi anlamak mümkün olacaktır.

Devletin kendini iktisadi hayattan tamamen çekerek her alanda küçülme yoluna gitmesi, serbest piyasa denilen ekonomi garabetiyle tüketici - yurttaş kitlesi vahşi kapitalizmin insafına terk edildi.

Küçük ve Orta büyüklükteki işletmelerin tekelci - kapitalizmin iktisadi cebrine dayanamayarak sektörden çekilmesi ise yazı başlığını oluşturan 3 ana unsurun hakimiyetine indirgendi.

Mafyalaşma (1) Tekelleşme (2) ve İktisadi Cebir (3)

Bakan Faruk Çelikin maddi koşulları oturtmadan, zamansız ve ön hazırlıksız bir şekilde, piyasalara müdahale çıkışı beklendiği gibi fiyaskoyla sonuçlanacaktı. Nitekim öyle de oldu.

Ehil bir devlet, etkin bir hükümet, yönetme kalibiyeti olan yerel idareciler dahi olsa, kaleme aldığımız bu yazının başlığından ürker ve neler oluyoru bilmek isterlerdi.

Ancak bu yazının ve sektörel anlamdaki bu anlamlı çığlığın kulak ardı edileceğini ve görmezden gelineceğini bilerekte olsa yazıyorum.

Amacım toplumsal hafızaya katkı sağlamak ve gelecekte Gaziantepi her yönüyle araştıracak olanların yolunu aydınlatacak olan küçük bir çoban ateşi yakmak.

Açık ve net bir şekilde ifade ediyorum. Gaziantepin Kasaplık iş kolunda ciddi bir tekelleşme söz konusudur. Kasaplık ve onun yan kolu olan sakadat sektöründe sirküle olan para sektör dışındaki güçleri cezbetmiş, iktisat dışı cebir yani kaba kuvvet emeğin önünde belirleyici hale gelmiştir.

Bu güç odakları kendi aralarında gruplaşarak küçük işletmelerin pazar payını tamamen ortadan kaldıracak durumdadır.

Paranın gücüyle yani iktisadi cebirle boyunduruğu altına almayı başardıkları küçük kasapları adeta zincirli birer köleye dönüştürmüş bu yolla tek belirleyicilik yani mutlaklaşma ve tekelleşme gerçekleşmiştir.

Özellikle mezbahaları ellerinde tutanların küçük esnaf üzerindeki baskıcı ve despotik anlayışları, kasaplık kesim hayvanlarının kimi organlarına tamamen el konulması gibi bir haksızlığı da beraberinde getirmiştir.

İktisadi barışın olmadığı bir toplumda, toplumsal barıştan bahsedilemez.

Bunun özcesi, Türkçesi ve bizcesi Biri yer, biri bakar. Kıyamet bundan kopar gerçeğidir.

Liberalizmi ve Serbest piyasa ekonomisini, kuralsızlık ve sonsuza kadar serbesti olarak algılayanlar, büyük bir yanılgı içindedir.

Devlet bir kurallar manzumesidir. İnsan yaşadığı müddetçe devlet yaşar. Devlet yurttaşını ve esnafını, paranın gücüyle yeni tanışmış görgüsüzlerin insafıyla test etmez.

Gaziantep özelinde yaşanan bu rahatsızlık, Türkiye genelini anlamak ve büyük fotoğrafı görebilmek için iyi bir ayna aynı zamanda tez elden değerlendirilmesi gereken bir fırsattır. Ey! :Bu şehrin Valisi, Milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanları, Meslek Odaları, Sivil Toplum Kuruluşları, Kent Konseyi, Esnaf Odaları Birliği, Ticaret ve Sanayi Odalarıyla, şehrin insiyatifini elinde tuttuğunu iddia edenler, şimdi top sizde.

Bu konuyla birlikte belki de varlığınızın ve yokluğunuzun arasındaki o ince çizgi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacak. Ne dersiniz ?