Meşum bir el düğmeye basıyor. Birdenbire sokaklar at, eşek ahırına dönüşüyor. Tasması sahibinin elinde bir yığın insan kılıklı mahlûkat vandallıkta sınır tanımıyor.
Egemenliğini yitirmiş biatçı yönetim erkinin yarattığı puslu havaya, birde milliyetsiz milletin neme lazımcılığını eklediğimizde umumi manzara kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Muktedir olmayanların iktidar olduğu süreç, Osmanlının türlü entrikalarla Anadoluya doğru itelendiği o acılı geçmiş gibi.
Yıkıla yıkıla, kırıla kırıla, kumpasla, hileyle, ihanetle, olduğu bittiğiyle, adım adım çekilmedik mi balkanlardan.
Giriti, on iki adaları hep böyle kaybetmedik mi?
Kuzey Afrikadan, Ortadoğuya, Kafkaslardan, Kırıma hatta Türkmeneline bir bakın. Musula, Kerküke ,Erbile, Telafere.
Oyun yüzyıl önceki oyun. Şartlar, senaryo, aktörler, figüranlar, sahne hep aynı. Kemalin alt üst ettiği emperyal oyun ve kurtuluş coğrafyasının köşe bucak ayyıldız olduğu o süreç.
Yeni bir Mustafa Kemalin beklendiği günümüzde, iyi bilinmesi gereken, ilk yeter ve gerek şart şu; milletin millet olması, milliyetin ise milletleşmesi.
Her halükarda hatırlattığımız ve tarihe not düştüğümüz bir gerçeklik var.
1950den bu yana Türk milleti millet olma şuurundan hızla uzaklaşarak bir insan kalabalığına dönüştü. Şimdilerde ise biraz acı çekecek, ancak tarih sahnesine yeniden milletleşerek dönecek.
Çünkü milletleşmek ve devletleşmek, Türklerin genetik mensubiyetinde var olan en güçlü kazanımlarıdır.
Günümüzde Lawrenceların ve Noellerin rollerini üstlenmiş, parlak tenli, renkli gözlü ajanların adeta cirit attığı bir zaman aralığından geçiyoruz.
Türkiyeyi bir yangının ortasında bırakanlar kimler zannediyorsunuz?
Ajan ve provokatör sürüleri ile yerli işbirlikçileri.
Devşirmelerden, döneklerden ve saf kan hainlerden oluşan çok uluslu çete ve laborantlar, olmayan bir millet yaratmaya çalışıyor, Şeytanın takdis ettiği topraklardan ise bir vatan çıkarma çabası malum.
Bu manada; Kobani dedikleriyle bir bardak suda kopartılan fırtınanın nedeni, mazlumiyetin sınırlarını zorlayan bir avuç insanla, çarşaf kadar bir ilçenin istikbal beklentisi mi?
Yoksa teröre finansman sağlayan ve her türlü uyuşturucunun top yekün imal merkezi haline getirilmiş bir bölgenin elde tutulma çabası mı?
Çakalar dumanlı havayı her zaman sevmiştir. Sırtlan sürüleri ise dün olduğu gibi bugünde leşle beslenmeye devam edecektir.
Bu durum sizi şaşırtmasın. Su yatağını bulacak. Soysuzlar ise layık olduğu sonla mükafatlanacaktır.