Etrafımıza şöyle bir göz atalım. Irak, Türkiye için bir taraftan çok bilinmeyenli bir cephe, diğer taraftan tam anlamıyla bir bataklık. Barzani-Talabani ortaklığı için ise bereketli bir mera.
Tarihin her döneminde tam bir sorun olan Türk-Fars ilişkilerinin sosyo-politiği tarihin hiçbir döneminde bu kadar oynak bir zemine gebe değildi.
İran, füze kalkanı projesiyleve Amerikan yörüngesindeki Ortadoğu politikasının bir getirisi olarak, Türkiye için potansiyel bir cephe.
Gürcistan dost gibi düşman. Gürcüler tarihin hiçbir döneminde komşularına güven vermemiştir.
Amerikan kuklası Gürcü yönetiminin Türkiye ile can ciğer kuzu sarması olduğu, Kafkaslardaki Amerikancı cepheleşmenin yakınlaştırdığı ikili ilişkilere rağmen, Türk iş adamları başta olmak üzere Türk pasaportlulara her türlü eziyetin, gaspın ve işkencenin sıradanlaştığı, buna karşın Başbakanın üç maymunu oynadığı şer cephesi.
Ermenistan Sicilli Türk düşmanlığının dünyadaki birkaç merkezinden biri. Emperyalizmin Asya'daki piçi, Türkiye için olmazsa olmaz bir cephe.
Erivan'ın çekim merkezinde kalan, doların ve euronunsarhoş ettiği aydın bozuntuları, Ermeni muhipleri madalyonun diğer bir yüzü. Alçaklık için yeni tarifler gereken bu süreçte. Yazık ki ne yazık.
Trakya'da slavlaşmış bir çingene devleti, Bulgaristan. Yakın geçmiş için hafızalarınızı zorlayın bakalım. Türkler için kanlı kıyımlar, toplama kampları, asimilasyon, topraklarını terke zorlayan faşizan bir geçmişle daimi cephe.
Ege'den sonra Akdeniz'ide bir Yunan gölü haline getirmek isteyen palikaryanın Megalo İdeas'sı, Yeni ve Büyük Bizans hayali.
Yunanistan, Avrupa'nın sırtındaki maymun, Türkiye için ezelden ebede bir cephe.
Arka bahçemize kıyı komşusu Grivas'ın, Sampson'un ve Makarios'un Rum devleti, arkasında Batı Emperyalizminin desteği olmasa yok hükmünde bir parazit, ancak Türkiye için cephe mi cephe.
Türkiye adlı 80 milyonluk ailemizin nasıl renkli bir mahllede ve de evlere şenlik komşuların olduğu bir sokakta ikamet ettiğini bir nebzede olsa idrak edebildiniz sanırım.
Gelelim son duruma. Türkiye'ye karşı bu kadar cephenin açıldığı bu namüsait süreçte tek eksiğimiz Suriye Cephesi'ydi, Tayyip Erdoğan'ın ve Ahmet Davutoğlu'nun NATO'cu kafa yapısıyla bu eksiğimizide gidermiş olduk.
Güney sınırımızda nur topu gibi bir Suriye cephemiz oluştu. Mübarek olsun. Düşünülen savaş uçağımızla birlikte bıçak sırtında yürüyen ikili ilişkilerimizdeki mesele, Türkiye'nin haklılığına karşı Suriye'nin haksızlığı değil.
Amerika 'nın ve Nato'nun, Türkiye'yi Güneydeki komşusu Suriye'ye karşı kendi oyunlarına alet etmesidir.
Eğer Türkiye, Ortadoğu adı verilen kızgın saç'ın üzerinde Amerika'nın izlerini takip ederek yürümeye devam eder, dünyayı ve bölgeyi Washington penceresinden bakarak analiz etmekte ısrar ederse, başına daha nelerin geleceğini ve bu meşum gidişatın Türk Devleti'ni nerede duvara taslatacağını kimse kestiremeyecektir.