Şehirler vardır bağrında yeşerttiği isimlerle birlikte anılır. İsimler vardır yaşadıkları şehirlerde birbirini tamamlayandır. Güneyde bir şehir var. Bereketli ovaları, başı dumanlı dağları, ballı yemişleri, portakal kokulu bahçeleriyle sıcacık tebessüm eyler size.
Karayağız ve babayiğittir. Direnen Anadolu'dur, baş eğmeyen teslim olmayandır. Süt ırmaklarıyla ve anaç bir sevdayla besler Anadolu'yu, yedi bölge bağrında sinlenir. Beşiğinde sallanmıştır nice kavimleri. Türkçe düşünen, Türkçe yazan, erce, erkekçe yaşayanların ata yurdudur.
Çukurova denilince Adana ismi yankılanınca, belleğinizde iki Kemal'i yankılanır, bir de Mehmet'i yad edersiniz. Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve Mehmet Demirel Babacanoğlu.
"İki yüzlüyüm, birini yüzsen öteki çıkar ortaya, ötekini yüzsen diğeri/ hiçbiri benim yüzüm değil, yüzsüzler yüzlerini alsınlar ellerine/ sizin yüzünüz benziyor benim yüzüme"
Manayı adeta bir yük katarı haline getiren ve kitaba adını veren bu dizelerle sesleniyor Mehmet Demirel Babacanoğlu.
"Yüzsüzler yüzünü alsın" çağının tanıklığına soyunan bir şairin, bu görevi omuzlarken aynı zamanda yaşanan toplumsal gelgitlere ironik göndermelerini de içeriyor.
Kilitli kalmaz düşüncelerimiz
çıkar açığa
yalanı kendimiz dokuruz (kilit, sayfa7)
80'li yılların sonuyla (1988-2012) zaman aralığına sıkıştırılmış dizelerle gelen Babacanoğlu, ayakları yere daha sağlam basan, yerini berkiştiren şiirlere imza koyuyor.
........
........
öldürmek
için mi
yönetirsin
dünyayı
Öldür kuşu
kes ağacı
yok et böceği
zehirle havayı
at bombayı
içir eroini
çıkar savaşı (İnsan, sayfa 13)
Basit bir sözcük kurgusuyla ancak yalın bir tanımlamayla "insan" olgusu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Çağlar ötesinden yine insanın yok ettiği bir uygarlık İyonyalı İyonlar şöyle sesleniyordu " Homo hamini lipus" Demirel Babacanoğlu'nun dizesinin sonuna "utan" dediği, İyonyalının "insan insanın kurdudur" dediği insana.